• geçen gün arkadaşımın köpeğinin beni ısırması sonucu zorla olmak zorunda kaldığım aşı.
    köpekçiğin beni ısırması sonucu nedense hiç panik yapmayan ben (zaten yaşlı bir köpek, dışarı bile çıkmıyor, hem aşıları da tammış, neden tırsayım ki) olayın ertesi günü kedimin veterinerini arayıp yine de tetanoz aşısı gerekli midir diye sormak istedim. en son tetanoz aşımı lise 1 de olduğum düşünülünce bu vesile ile kendimi tekrar bağışıklık altına almak da ayrıca mantıklı geldi bana. doktorun da gaz vermesi sonucu sağlık ocağına aşımı olmak üzere gittim. orada bana neden aşı olmak istediğimi sorduklarında da saf saf (birazdan anlaşılacak neden saflık olduğu) köpek tarafından ısırıldığımı söyledim. aman efendim, bir panik havası esti ki sormayın. gören de ağzımda salyalarla kapılarını çaldım zannedecek. hemen tetanoz aşımı yapmakla kalmadılar, ismimi cismimi, tc kimlik numaramı, adresimi telefonumu, babamın adına kadar her türlü bilgimi aldılar. sonra da haydarpaşa numune hastanesine sevk ettiler. aşı olup olmadığımı bildirmem için de telefon numaralarını verdiler. fesupanallah diyerek haydarpaşaya gittim. "köpeğin aşılarının tam olduğunu söylerim, bırakırlar yakamı herhal" diye düşünürken işler iyice sarpa sardı: benim hayvanın aşılarının tam olduğunu söylemem yeterli değilmiş, köpeğin aşı karnesini getirip göstermem gerekmekteymiş, çoğu kişi köpeklerinin aşılı olduğunu söylüyormuş ama aslında parazit aşısıymış onlar. her ne kadar "bilinçli bir aile bunlar yahu, valla kuduz aşısıdır o" desem de "ya karne ya aşı" diye ısrar ettiler. zaten köpekleri beni ısırdığı için çok üzgün olan arkadaşımın ailesine "köpeğinizin karnesini veriğnn banaaağ" diyerek hem onları daha da üzmek hem de pimpirik kraliçesi gibi gözükmek istemediğimden aşı olmaya razı oldum. "ilkini olurum, uğramam bi daha buralara" hesapları yaparken o da nesi ?! yine bütün nüfus ve ikamet bilgilerim alındı ve eğer aşı tekrarına gelmezsem polis çağıracaklarını söylediler !! kendimi "nasıl olsa 3 aşının bi zararı yokmuş, eğer 5 e çıkarsa alerjik reaksiyonlara sebebiyet verebiliyomuş" diye avutmaka meşgulüm su an. işin kötü tarafı, beni ısıran hayvancık çok yaşlı ve hayvan 10 gün içinde eceliyle ölürse ben ne yapacağım ?!? kendimi evlerine gidip "hayırrrğğğğğ, ölemezsiğğğğğnnn" nidalarıyla hayvana kalp masajı yaparken hayal etmeye başladım. hadi hayırlısı ...
  • ısırılma tırmalanma sebebiyle değil, daha dolambaçlı bir yoldan bulaşma ihtimaline karşı tedbir olarak bugün ilk defa oldum. kaldı dört doz.

    hastanemize dün kuduz şüpheli bir köpek geldi. sonradan kuduz olduğu kesinleşti. köpek uyutuldu. hastane karantinaya alındı.
    bunlar olurken, hastanenin bahçesinde beslediğimiz çoban köpeği maalesef kuduz olan köpeğin yere damlayan salyalarını yalarken görülmüş. bundan bugün haberimiz oldu. ben de tüm gün bu köpekle kucak kucağayım, elimi yüzümü yalıyor falan. şimdi bizim sağlam köpek kuduz şüphesiyle gözlem altında. kendisiyle temasta olan herkes ve dün uyutulan kuduz hayvana yaklaşan, dokunan, salyasıyla bir şekilde teması olma ihtimali olan herkes için duyuru asıldı. gidin aşınızı olun diye.

    araştırma hastanesinin aciline gittim. enfeksiyon uzmanıyla da görüştüm. anlattım durumu. normalde şüpheli hayvanı gözlem altında tutmalarını istiyorlarmış insanlardan, eğer hayvan kuduz değilse 3 doz yapıp kesiyorlarmış. kuduzun kesin olduğu durumlarda 5 dozmuş. ilk doz kalçadan, diğerleri koldan. bizim durumda ilk hayvan yüzde yüz kuduz olduğu için ve bahçedeki köpeğe de muhtemelen bulaştığı için 5 doz olmam gerekiyor.

    şimdiye kadar hiç köpek tarafından ısırılmadım ama sayısız kez kediler tarafından tırmalandım, ısırıldım falan filan hiç bu kadar ciddiye almamıştım çünkü hiç kuduzla bu kadar burun buruna gelmemiştim. aman bi şey olmaz ya, dememek lazım. bir şey olduktan sonra artık geçmiş olsun, tedavisi yok.

    iğnesinden korkup gitmeyenler olursa diye söylemek istiyorum ki benim canım çok tatlıdır bu iğne konusunda. kendim yaparım ama bana yapılacağı zaman tansiyonum oynar hafiften. kalçadan olmasına rağmen en ufak bir acı, ağrı, yanma vs. olmadı. sadece iğne girerken biraz hissettim ama ayrıca can yakan bir aşı değil.

    hiçbir ücret ödemedim. belge, form falan doldurmadım. artık kendileri otomatik olarak kayıt altına mı alıyorlar yoksa ben zaten karantina uygulamasına başlandığını, ihbarın yapıldığını anlattığım için gerek mi görmediler o kısmını bilemiyorum. ''merhaba ben kuduz aşısı olacaktım'' diye girdim, zannediyorum bir intörn öğrencisi, bir sağlık teknisyeni ve bir uzmanla görüştüm, aşıyı eczaneden istediler, geldi, oldum, aşı takvimimi verdiler, çıktım eve geldim. on beş-yirmi dakika falan sürmüştür ancak toplamda. henüz bir yan etki de yok. bakalım...
  • zorunluluktan olsa gerek veya hastalığın riskini üzerine almak istemeyen doktorlar tarafından bazen bol kepçe kullanıldığını düşündüğüm aşı.bilgim kadarıyla yazalım.

    kuduz bir hayvan kuduz ise size bu hastalığı bulaştırır.

    sizi bir kedi veya köpek ısırdığında, ama özellikle ısırdığında ilk aramanız gereken " neden ben" sorusuna cevap olmalıdır. masada otururken dibinize gelen köpeği görmeyip kuyruğuna basmanız, huyunu bilmediğiniz bir köpeği sıkıştıra sıkıştıra okşamanız, her kediyi kucağa almaya çalışmanız, hırsız olmanız sizin yarattığınız nedenlerdir. kuduz hastalığında bilinçsiz bir ısırma, saldırganlık hali söz konusudur. kaçmaya eğimlilik vardır hayvanda.karanlık yerlere saklanmayı sever.

    ısırık bölgesi önemlidir. derinliği, yarada yabancı cisim varlığı, beyine olan uzaklığı . virus beyine yerleşip hastalık belirtileri gösterdiğinden ve sinir yoluyla beyine ulaştığından ayağınızdan ısırmalarla boynunuzdan ısırılmalar arasında hastalığın ortaya çıkış zamanı arasında ciddi fark vardır.

    yavru hayvanlardan kuduz kapmazsınız. çünkü vücutları bu hastalığı kaldıramayacak kadar zayıftır ve hastalık belirtileri göstermeden ölürler.yavru bir kedi çocuğunuzın elini hafifçe ısıracak, tırmalayacak olsa koşacağınız yer bir lavabo olmalıdır. sabunlu suyla yıkayınız.

    tırmalamaya gelelim.vürus kuduz hayvanlarda dişetlerine yerleşir ve hastalık ısırmayla bulaşır. yarayla dişerin ve salyanın temas etmesi şarttır.

    şehir merkezindeki bir köpekle kırsal kesimdeki köpekteki veya kedideki risk aynı değildir. şöyle ki moda istanbul un izole bir merkezi sayılabilir. aslında şehir merkezi olan heryer bir nebze de olsa izoledir. sokak hayvanları " ben moda dan çok sıkıldım gidip biraz da taksim de yaşayım" demez. o bölgede yaşarlar ve ölürler. e o bölgede beslenen hayvanlarda aşılama yaygınsa sizin bu bölgede denk geldiğiniz bir olay sonucu kuduz olma ihtimali bir kıraç tan- kıraç istanbulun daha kırsal bir bölgesidir- düşüktür. zaten kıraç' a gittiğinizde etrafta uyarı tabelası olan bölgeler vardır :" bu bölgede kuduz hastalığı görülmektedir" diye. e kıraçın da bir kesimi halen tarla. fareler, yarasalar, belki başka bir vahşi hayvan.
    yani kırsal bir yerde üzerinize koşa koşa bir köpek gelip sizi ısırırsa hastaneye gitmek iyi olur, tavsiyedir.

    gelelim yarasa lara. yarasaların göç edip etmediğini bilmiyorum. fakat kardeşim mağaracı olduğundan oldukça yarasalandı diyebilirim hayatında. yuvalarına kadar girdiği halde bir kere yarasa saldırısına uğramadı ben de yarasa tarafından saldırıya uğramış bir kedi veya köpek görmedim, duymadım.

    özetle yaşadığınız bölge, olayı yaşadığınız bölge, " bu hayvan beni neden ısırdı" nın cevabı, hayvanın yaşı, gerçekten ısırılmak- tırmalanmak değil- hastalık için önemlidir.

    olsam ben olurdum demek istemiyorum ama cidden bir de olsam ben olurdum. bir veteriner hekimden şarkılar dinlediniz. ısırıksız günler dilerim.
  • isirildiktan sonraki 36 saat icinde ilkinin yaptirilmasi gereken asi. olanak yoksa bu sure 72 saati de bulabilir. 4 gunden sonraysa direkt serum tedavisi basliyor asi yerine yanilmiyorsam. asi yaptirmadiysaniz, aradan on gun falan gectiyse ve sizi isiran hayvan kudurarak olmusse gidin bungee-jumping yapin, alevli kokteyl neyim icin, nepal e gidin, saros korfezi nde dalis yapin, daha once binmediyseniz gondola binin, kuskun oldugunuz birileri varsa barisin, borclarinizi odeyin. ayrica bendenize bes degil uc defa yapilacagi soylendi 0., 3. ve 7. gun olmak uzere. bir de ilk asiyi omuzdan degil basbayagi koldan yaptilar. bilginize.
  • ankara eğitim ve araştırma hastanesi'ne başvurduğunuzda ücretsiz olarak hem kuduz hem de tetanoz aşısını -ki ısırma ve tırmalamalarda mutlaka ikisini de- yapıyorlar. vakanın şüphe götürürlüğüne göre ilk aşı tek veya iki doz yapılabiliyor anladığım kadarıyla. bana ikiyi münasip gördüler örneğin. sonra birer hafta arayla tekrarlanarak 3'e ya da 4'e tamamlanıyor prosedür. lakin kaydı alan amca, ev adresi, telefon allah ne verdiyse kaydettiği gibi zamanında gelin, yoksa kapınızdan polis nezaretinde alınıp aşıya götürülürsünüz diye bir uyarı yaptı. işin şakası yok yani. bir de "aşıdan sonra 24 saat içinde içki içerseniz menenjit olursunuz" dedi ki evlere şenlik..
    (bkz: bir kedi sevdim hayatım değişti)
  • ilk doz aşıyı yaptırıp, diğer dozlardan birinde aksama çıkardığınızda sonunuz karakolda bitebilir.
    şöyle bir olayda anlatayım. iş yerinde telefon çalar;

    ben- buyrun
    polis- ''x'' sizin iş yerinizde mi çalışıyor.
    ben- evet
    polis- karakoldan arıyorum. kuduz aşısını yaptırmamış, söyleyin aşısını yaptırıp buraya gelsin, imza atacak.
    ben- oldu.
  • küçücük fıçıcık içi dolu turşucuk bir yavru kedinin işaret parmağımı dişlemesi sonucu, etrafımda beni pinpiriklendiren insanlar sağolsun, yaptırmak zorunda kaldığım aşıdır. ben doktora gidip "ya beni yavru kedi ısırdı, bir şeycik olmaz di mi?" diye sormayı planlarken doktor beni tuttuğu gibi masaya oturtup başladı aşıları yapmaya. üstelik sadece kuduz aşısı da yapmıyorlar. mutlaka tetanoz aşısı da yapılıyor (ki 2 gündür kolumu kaldıramayışıma sebep olan aşı da budur). ancak beni asıl kıllandıran bana bir de serum gibi bir şey daha yaptılar ki yukarıda hiç bundan bahsededilmemiş. inşallah kudurmam.
    beni ısıran kedicik hoplayıp zıplayarak çatılarda gezmeye devam ediyor. öleceğini sanmıyorum çünkü bence asıl aşıyı zavallı kediye yapmaları lazımdı. kudurmuş gibi onun üstüne saldırıp hayvanı huzursuz eden bendim, o sadece kendini koruyordu ama olan oldu artık. 40 gün müydü kudurma süresi?
  • "eski aşı" denen ve türkiye üretimi olan aşılarda insan hayatını riske edecek düzeyde (felç, kuduz hastalığı...) yan etkiler bulunmakta iken, "yeni aşı" denen aşılarda bu etkilerin hiçbiri bulunmamaktadır (aşı sonrası bulantı, baş dönmesi, sersemlik, ağrı ve kasılmalar olağan yan etkilerdir). enfekte olmuş insan nöronlarından elde edilen "eski aşı"nın yerini, doku kültüründen elde edilen ve böyle korkunç riskler taşımayan yeni aşılar almıştır.

    kuduz aşısı için aventis'e şuraya buraya dolarları oluk gibi akıtmaya gerek yoktur, haseki eğitim ve araştırma hastanesinde (ve aşının yapıldığı diğer devlet hastanelerinde) bu öldürücü etkileri bulunmayan yeni aşılardan ücretsiz yapılmaktadır. sanılanın aksine, devlet hastanelerinde kudurtan eski aşılar kullanılmamaktadır. omuzdan yapılan bu 1 gramlık küçük aşının korkulacak* bir yanı olmadığı gibi, yukarıda yazılan ve insanı tedirgin eden yan etkilerin hiçbiri de yoktur. gönül rahatlığı ile devlet hastanelerinden aşı olunabilir.

    ücretsiz tedavi görüp de kendinizi sosyal devlette yaşadığınıza dair kandırarak mutlu birkaç dakika yaşamanız da cabasıdır.

    konuyla ilgili çok daha geniş bilgi edinmek için t.c. sağlık bakanlığı'nın kuduz yönergesi incelenebilir.
    http://www.saglik.gov.tr/…bulten/kuduzyonergesi.pdf

    istanbul avrupa yakası kuduz merkezi: haseki hastanesi
    istanbul anadolu yakası kuduz merkezi: haydarpaşa hastanesi
  • 10 gün boyunca olup olmamak kararsızlığıyla tüm dertlerimi unutturmuş olan aşı. 10 gün önce sürekli gittiğim bir kafede kucağıma gelip oturan bir kedi kendini güzelce sevdirdikten sonra hemen kucağımdan gitmeden önce baş parmağımı miaaaw dedikten sonra ani bir hamleyle ısırdı ertesi gün hastanede enfeksiyon hastalıkları doktoruna koştum durumu anlattığımda ‘takip edilebileceğimiz bir kediyse boşuna yaptırmayalım sen bak 3 gün göremezsen hayvanı gel aşını yapalım, şayet 10 gün boyunca gözlemleme şansın olursa aşı yaptırmaya gerek yok. yalnız 10. günün sonunda tekrar gelip hayvanın yaşadığını gördüğünü beyan etmelisin ’ diye gönderdi. tek doz tetanozu yaptırıp mutlu mesut 4 doz kuduz aşısından kurtuldum, oh be kedi de kafenin müdavimi e ben de, diyerek sevinen ben 10 günün sonlarına doğru kediyi de göremeyince stresten çene kasılmaları, boyun ağrıları, bilimum derecede kuduz hastalığı belirtileri yazılarını okumalarla aşıdan daha rahatsız edici bir noktaya getirdim kendimi. 7. güne kadar görünüp 10. gün ortadan kaybolan kediyi göremeyince aynı muhitte elimde kedi mamasıyla benimkini sokak sokak aradım bulamadım ve aşıya kendi ellerimle teslim oldum. bu kadar maceradansa en baştan yaptırsaydım dediğim aşıdır.
  • 6 yaşındayken göbekten tam 14 tane (kesin bilgi) yediğim aşı. sokakta bir köpek ısırması sonucu eve kaçtım, ama arkadaşlarım gelip anneme ispiyonladılar ve hastaneye taşınılan günler geldi... ve geçti...

    sonrası 2 köpek büyüttüm, biri eceliyle öldü diğerini ağlaya ağlaya başka bir aileye vermek zorunda kaldım, şimdi hayat arkadaşım can yoldaşım bir kedim var... yani hiç travmatik bir durum yaratmadı, sevgi bir kere içinizden geliyorsa değil 14, 140 tane de aşı yeseniz farketmez
hesabın var mı? giriş yap