• alet-i ruhiye.
  • genelde si bemol bir enstrümandır. yani bir klarnetçiye "do çal" derseniz, onun çaldığı nota piyanodaki si bemole denk gelir.
  • gecenin klarnetinde
    çingene bir hayaletin dudakları
    çok değil 3/4'lük bir nağme
    anlayan için doyumsuz bir hikaye
  • sözcügün asli "klarinet"tir.

    fransa orjinli nefesli çalgi. iki cesidi yaygindir:

    sol klarinet: balkan ve türk müziklerinde kullanilan tür.
    si bemol: genelde klasik bati müziginde ve jazz'da kullanilan tür.

    si bemol klarinetin sol klarinete göre 4 tane fazla deligi vardir. calinmasi biraz daha zor ve komplikedir. ayrica pahalidir. türkiye'de üretilmediginden en kötüsü 700-800 dolar civarinda bir fiyat yüksekligine sahiptir. si bemol klarineti çözen kisi saksafonu da rahatlikla calabilir.

    sol klarinet ise türkiye'de üretilir, pavyon, dügün; sanat müzigi, laco tayfa konseri gibi aktivitelerde cokca boy gösterir. iki türdür:

    metal, tornadan cikani ucuzdur. 180-200 dolar civarindadir. kolay asinir.
    genellikle siyah ve tahtadan yapilani, el yapimidir. ustasina göre kalitesi belirlenir.

    en iyi sol klarinetler balkan ülkelerinde üretilenlerdir. türkiye'de trabzon'da bir ustasi vardir. o da siparis üzerine üretir.

    yeni baslamak isteyenlere uyaridir: türkiye'de klarinet ya konservatuar'da ögrenilir, ya da babanizin caliyor olmasi durumunda baba tarafindan ögretilir. cunku, herhangi bir metodu yoktur.

    2003 baharinda husnu senlendiriciye bu konuda egitici bir kitap yazmayi düsünmüyor musunuz dedigimde, "haklisin bir kitap olmali artik klarinet ogreten ama zamanim yok" diye yanit almisligim vardir.

    zor istir, ustasinin elinde aglatir, acemisinin elinde yalvartir.
  • kelimenin asli "klarinet" olmakla ve latince aydinlik anlamina gelen bir kokten turemekle birlikte ona bu adi veren sey,gercekten de aydinlik bir tonu olmasidir... ayrica bu boru cok guseldir...sesi;kusludur,suludur,isiklidir,agaclidir ve bol ruyalidir...
  • alınan herhangi bir nefesin ağızdan çıktıktan sonra gideceği en makul, en büyülü, en güzel ev.
  • her enstrüman gibi klarinet'te de ilk öğrenilmesi gereken şey ses çıkarmaktır. klarinet (veya saksofon) öğrenecekseniz, önce ağızlığı çıkarıp (bkz: bek) sadece bu ağızlıktan düdük çalar gibi ses çıkarma antremanları yapmak gerekir. kimileri 15dk içinde aleti rezonansa sokmayı becerirken, kimileri için bu 1 hafta sürebilir. ayrıca hemen "ses çıkardım artık çalabilirim" demeyin, aleti farklı biçimlerde rezonansa sokabilirsiniz, overblow yaparsanız zart diye oktav atlayabilirsiniz veya daha kalın kamış kullanırsanız daha çok zorlanabilirsiniz, dolayısıyla bu biraz yapılması gereken bir pratiktir.

    maalesef her enstrümanın "can sıkıcı" bir öğrenme evresi vardır. klarinette de bu önce ağızlığından başlar.
  • bu enstrümanın türkiye'deki en büyük on ismi şöyle sıralanabilir:

    - şükrü tunar
    - mustafa kandıralı
    - ismail bergamalı
    - barbaros erköse
    - selim sesler
    - hüsnü şenlendirici
    - kirpi bülent
    - serkan çağrı
    - somalı mustafa
    - mehmet şerif
  • keman ve bu aletin üzerine sigara paketlerinde olduğu gibi kanserle ilgili uyarılar koysunlar arkadaş. öldürmez sürüm sürüm süründürür.
  • klarinet çalarken gerçekleşen eylem bilindiği üzere "havayı dışarıya üfleme"dir.bununla birlikte çalma esnasında her nasılsa üfleme eyleminin tam tersine; sanki bir şey içiliyormuşçasına yoğun bir tat alınmaktadır... yoğun bir suyu içer gibi,çalınır da çalınır...lakin dışarı hava üflerken insan nasıl bir şey içtiği duygusuna kapılır sorusunu tam olarak cevaplayamaz neşeli bünye... "demek ki su beni içmekte..." tümcesi gelir o zaman insanın aklına... cevap bulunuverir...su nefesini içer çalanın, çalan da ağzındaki, kulağındaki tatla ve dudaklarındaki tatlı baskıyla ve yorgunlukla ödüllendirilir...sonra herkes bu renkli denizin, bu kutsal nefesin sesini dinler..danseder..güler.ağlar* *
hesabın var mı? giriş yap