• --- spoiler ---

    o diil de, son sahnede (bkz: lord baelish) arthur'u verdiği kılıçla deşecek sandım bir an, e serçe parmak bu boru mu?
    --- spoiler ---
  • benim gibi guy ritchie tarzını sevenler için on numara film. baştan sona akıcı, arada gelen beşer onar dakikalık aksiyon sekansları ve o sahnelere cuk oturan soundtrack ler. oyuncular da iyi performans sergilemiş. normal beklentiye gideyim güzel bir film izleyelim diyenler için ideal.

    soundtrack budur
  • jude law, sokağa çıksa bugün tip aynı. insan bir makyaj falan yapar, sakal makal bişe ekler. bu ne lan yumurta gibi kötü adam mı olur.
  • sherlock holmes filmleri ve (bkz: madonna) ile olan ilişkisi haricinde çok tanışıklığım olmayan guy ritchie'nin son filmidir. anlattığı hikaye yıllardır bir çok kere bir çok farklı disiplinde konu edilmiş, o kültürden olmayan bizlerin bile kafasına kazınmış bir mit.
    artık suyu çıkarılmış hikayeleri bir daha bir daha çekme konusunda neden bu kadar istekliler anlayabilmiş değilim. böyle büyük paraları bağlamak için bu tarz herkesin bildiği hikayeler daha mı güvenli geliyor veya böyle düşünüyorlarsa bunun dayanağı nedir bilemiyorum. örnek olarak bu filmin prodüktörlerinden village roadshow pictures ceosu bruce berman'ın yakın zamanda yaptığı ve yapacağı filmlere imdb'yi açıp bir göz atalım;

    http://www.imdb.com/…me/nm0075732/?ref_=ttfc_fc_cr2

    gördüğünüz gibi bu filmden önce de tarzan, mad max gibi hikayelere para yatırdığı gibi bu filmden sonra şu an için prodüktörlüğünü yapacağı bütün filmlerin eski hikayelerin devamı olduğunu görebiliriz (ocean's eight ve get smart 2 )

    her neyse diyeceğim şu ki; şahsen böyle büyük paraların aynı hikayeyi nasıl daha farklı anlatılacağına değil de orjinal bir atmosferi yaratmakta kullanılmasını tercih ederim.

    filme gelecek olursak; filmde guy ritchie'nin hınzır diye tanımlamak istediğim tarzının etkisi yoğun şekilde mevcut. kamera hareketlerinin, diyalogların, kurgunun hep aynı kafanın ürünü olduğu belli.
    hakkını vererek çekeyim desen en az 6 sezonluk dizi olacak konuyu 2 saatlik film haline getirmek için seçilen hikayeye anlatım tercihi de hoşuma gitti. genellikle gördüğümüz filmin ''şimdiki zaman''ını ileriki bir tarihe ayarlayıp flashbacklerle şimdiki zamana gelmek veya filmin ortasında büyük bir zamansal atlama yapmak yerine kimi yerlerinin guy ritchie tarzı hızlı hızlı geçilmesi filmin ortaçağ ile postmoderni birleştiren havasına uyum sağlamış.
    bunun dışında aksiyon sahnelerini izlemekten zevk aldığımı ve jude law'ın müthiş oyunculuğunu da belirtmem gerekir.
  • --- spoiler ---

    - bu savaşta, sizin yanınızda mı olmamızı istiyorsunuz?
    - evet.
    - ee peki bizim adımız ne olacak? kerane şovalyeleri mi olacağız bundan sonra? hahaha (grupça gülüşmeler)

    --- spoiler ---
  • anlatımı hızlı ve genel olarak anlaşılmaz olan, karakterlerin arka plan hikayesinin iyi anlatılamadığı, hemen hemen 15 dakikalık dövüş sahnesinin ( sahnelerinin) komple cgi efektleri ile sağlandığı pek de iyi olmayan bir film.

    yine bir boku beğenmeyenler gelmiş diye entry girmeden önce size yazayım, içeriği boş olan bir yapıma iyi bir yapım demem. boş işte. ne ana hikaye ne yan hikayeler anlatılıyor. ne adam gibi karakterler var, ne de tam olarak yaptıkları vay be dedirten, kendinizle özdeşleştirebildiğiniz sahneler var.

    2001 yılında vizyona giren yüzükler efendisi filmi izleselerdi böyle bir film çekmeye utanırlardı. film çekecekseniz içeriğini doldurun bir zahmet.

    --- spoiler ---

    merlin gözükmüyor.
    kılıcın gücünün gizemi neredeyse yok.
    arthur'un nasıl bir kral olacağı hakkında seyirciye hayal edecek bir şey bırakmıyor çünkü ortada onun hikayesini besleyecek bir altyapı yok.
    düşmanı olan amcasının da bir hikaye altyapısı yok.
    arthur'un etrafında onunla savaşanların da bir hikayesi yok.
    efsane bir film olabilecek iken kestane olmuş bir film.
    filmden en çarpıcı kesitin, koca göbekli, ahtapot yaratık. belki de filmde elle tutulur, arkasındaki hikayeyi merak ettiren tek karakter oydu.
    --- spoiler ---
  • guy ritchie'nin "benim tarzım belli beyler ister 2000'lerden anlatırım, ister 50'lerden ajanlık, ister antik çağlardan ama beni farkedersiniz" dediği, trailer'ı izleyen birinin direk ritchie filmi olduğunu anlayabileceği film. adam tarantino gibi gözümde, filmine dair bir şey gördüğünüzde direk anlaşılıyor bunu seviyorum. bu ikisi keza müzik seçiminde efsaneler. trailer'da dikkat ederseniz hep sinsar tipler var filmde jude law, eric bana, aidan gillen ve başrol charlie hunham. ne kadar çakal varsa toplamışlar, bu arada kadro da david beckham'da var bekleyelim.

    edit: trailer'da çalan şarkı sadece trailer için hazırlanan the wild wild berry'imiş. şarkı sam lee tarafından seslendirilmiş ve lee şarkıyı sadece trailer için hazırladığımızdan o hali dışında kaydı yok demiş.
  • bilgisayar oyunu gibi film. çok tekrar edilmiş ama bir de ben yazayım ne olacak; klasik guy ritchie. ya seversin ya bu ne ameka dersin.
  • klasik bir guy ritchie filmi, sevdiğim yönetmenler için cinemaximum rezaletine bile para kaptırmaya razıyım arkadaş. yeter ki yarın bi gün "ipneler beleşçiliğiniz yüzünden çekmiyom film" demesinler.

    tanım tamamdır, guy ritchie bu filmde iki şeyi göstermeye çalışmış; kendi tarzı ile istediği hikayeyi anlatabilir ve bunu beğenirsiniz * (1), herhangi bir zamana bağlı kalmadan istediği türde çekebilir (2). ikisi içinde geçerli aslında durum, klasik kral arthur hikayesi fantastik kurgu'ya dönüştürülmüş ve bu hikaye bu zamana kadar çekilen tüm ritchie filmleri gibi, müzik, diyalog, tempo ve görüntü yönünden su gibi akıyor. zaten guy ritchie her şartı da yerine getirebilir, çünkü seyircinin tam istediği şeyi yapıyor. gerekli bölümlerde hikayeyi sıkmadan eğlenceli bir biçimde hızlandırıyor -ki bunu çok iyi yapıyor-, gerektiği yerlerde hikayeyi yavaşlatıp seyirciyi tek bir noktaya topluyor ve tüm bunları yaparken hem ses hem de görüntüyü o kadar uyumlu ve pürürsüz ayarlıyor ki seyircinin istediği formda bir hikaye anlatımı oluyor.

    ama filmin ne ikinci, üçüncü trailerları, ne yorumları, ne de kendisi ben de ilk trailerın yarattığı etkiyi yaratmadı. çünkü bu sefer hikaye'nin yanlış yerlerini hızlandırırken, yanlış yerlerine odağı toplamış. üstüne bir de oyunculardan beklenen performans da gelmeyince ortalamanın bir tık üzeri bir film olmuş.

    --- spoiler ---

    film'in genel sorunu hikayenin odaklanması ya da seyirciye anlatılması gereken yerlerin hızlı geçilmesi. bunun sebebi ritchie'nin kendi kafasında ki geyik, yabancıların tabiri ile street wise *geçinen ama içinde iyi adam olan arthur karakteri. ritchie film boyunca arthur'u daha karizmatik, daha komik ve daha kalıcı yapmak için arthur'un street wise olduğu kısımlara odak tutarken, asıl hikayede kritik noktalar olan yerleri kendi tarzı ile hızlı hızlı geçmiş. bu da seyirciye bir süre sonra geyik bitti mi birader? sorusunu sorduruyor.

    filmde üzerinde durulması gerekilen bir merlin olayı vardı mesela, ilk girişte üzeri örtülüp geçildi, diğer büyücü'de hiç bahsetmedi. bu açılabilirdi. keza darkland olayı, mükemmel bir malzeme iken 30 saniyeden kısa bir sürede oldu bitti.

    vortigen ve mordred arasında ki olay boş bırakıldı, keza vortigen'in acı çeken kötü imajı filmin sonuna doğru abi ne gereği var, bırak git işte tadı verdi ki artık herkesin içinde bir iyi var ama güç sarhoşluğu-hırsı yüzünden olayı sıkmaya başladı. vortigen niye bunları yapıyor filmden çıkınca ben çok mantıklı sebepler üretemedim açıkcası.

    ne yani kaleyi mi ele geçircen, karını feda ettin ağlaya ağlaya, kaleden başka ne var abinin zaten sahip olduğu bir güç. taht kavgası olayı zayıf kalmış. mordred'den kalan daha önemli güçler vs beklerdim. kule'ye de yazık oldu bi numarasını göremedik, adam aileyi katletdi birilerini yenecem diye, şansızlık... yakalarsın bir tane kartal, üç tane köpek yüzünden olmaz, bir daha yakalarsın o zaman mantıklı bir biçimde kılıç kaçar, hemen kızı doğradı bunu yenemem diye. kötülerin felsefi bir altyapısı olmadığında filmler gerçekten çok yarım kalıyor. ritchie'nin daha önceden yarattığı kötü karakterlerden anca arthur'un haraç kesme davasına film yapılır, boris the head, brick top, hatchet harry vs. keza bu filmdede vikingler vardı.

    diyeceğim o ki ilk trailar'da öyle iyiydi ki film, hiç öyle lay lay lom, full kalpazan, az fantastik, az mit, az da aksiyon karşımı değildi. tam tersine karanlık, hafif kalpazan, ağır fantastik ve mit bir film gibi duruyordu.

    oyunculuklar ortalamanın hafif üzerindeydi, aynı kadroyla snatch tarzı londra geyiği çekilse işler çok farklı olurdu.

    sırada ki filmini bekliyorum abimin.
    --- spoiler ---

    imdb puanı filme cuk oturmuş. izleyin, sıkılana önerin, iyi film arayana buna da bir ara bak diyip geçin.
hesabın var mı? giriş yap