keşke
-
“keşke bir gemide olsak” dedi. “nereye gittiğimizi bilmeden denizin sonsuz maviliğinde kaybolsak. baş başa...”
“peki gemiyi kim kullanacak? ne yiyip ne içeceğiz? bu geminin mazotu hiç mi bitmeyecek?” gibi mantık dışı sorularla kafasını kurcalamak istemedim. gemiye binmekten pek hoşlandığım söylenemezdi, ama gemiye binmemeyi seviyorum da diyemezdim.
bir süre kelime aradım. sonra ‘keşke’ dedim. çok sevdim keşkeyi, yalan söylemiş olmazsın keşke dediğinde. söylememiş de olmazsın. hatta bir şey söylemiş bile olmazsın. ama söylemişsindir de bir taraftan. baştan savar bir temenniyle ağır başlı bir istek arasında nazlı nazlı salınan sihirli bir sözcük gibiydi keşke.
“sikeyim gemisini, gel şurada birer oralet içip hiç konuşmadan gelip geçen insanlara bakalım” dedim sonra. demez olaydım. benimle hayal kurulmazmış. o an karar verdim, artık keşkeden başka laf etmeyecektim. “ben gidiyorum” dedi. “keşke” dedim. kalsaydı yine keşke diyecektim. anlamlı olup olmaması umurumda değildi. çünkü anlamıştım, karşımızdaki insanlar, hatta en sevgililerimiz bile hayallerine yancı arıyorlardı sadece. gemide de oralet içebiliriz deyip kalbimi fethedebilirdi isteseydi. aklına bile gelmedi. gelseydi. keşke...
ali lidar -
istanbulda inhisarlar idaresinde görevli kamil bey ile bir okulda çalışan öğretmen münevver hanım yeni evli imişler..o yıl müfredatta bir değişiklik yapılmış. münevver hanım bu değişikliği beğenmemiş ve karşı çıktığını bakanlığa duyurmuş. bunun üzerine tayinini erbaa'ya çıkarmışlar. kocası "gitme istifa et" demiş. kadın gitmekte ısrar etmiş. bunun üzerine kamil bey de tayin istemiş. sonuçta inhisar memurluğuna atanmış. karı-koca birlikte erbaa ilçesine varmışlar.1939 depremi sonrası devlet lojmanlar yapmış. o lojmanlardan birine yerleşmişler. 4-5 aralık gecesi , büyük salonu olan bir binada toplantı varmış. bizim eşler de orada imişler .deprem olduğunda (bkz: 5 aralık 1942 erbaa niksar depremi) ikisi de orda can vermişler. lojmanlar yıkılmış. sadece bir lojman ayakta kalmış : bu çiftin oturduğu bina...
not:kişi adları yakıştırmadır. -
"asla keşke deme....." aylardan kış, deli gibi yağmur yağıyor, üzerimde ince bir mont, çıkıyoruz arkadaşımla içtiğimiz mekandan, vedalaşıyoruz, saat gece yarısı, at gibi sarhoşum ve ertesi gün iş var. sıkıntıdayım uzun zamandır keşkelerimle ve bir keşkem daha düşüyor aklıma o saatte. keşke diyerek alıyorum kutu biramı kapatmak üzere olan bir bakkaldan, başlıyorum adımlamaya bornovanın tanıdık sokaklarını aklımda keşkelerle. yağmur akıyor üzerimden önce ayakkabılarımı dolduruyor sonra sokakları, keşkeler yıkanıp gitmiyor ama üzerimden, bitmiyor, artıyor keşkeler, yeni bir büfe, yeni bir bira, bir tane daha, yağmur da doluyor birama, aldırmıyorum, polisler de aldırmıyor, geçip gidiyorlar yanımdan arabalarının camından bakarak. "keşke", bir daha söyleme, söyleme işte, bir bira daha, oturuyorum bir parka, bank da ıslak, keşke kuru olsa diyorum, asla olmaz, keşke, keşke, keşke, bitmiyor, bitmez, hiçbir şey tam olmaz hayatta asla keşke deme, düşme peşine, yaşanan yaşanmıştır, olan olmuş bitmiştir, keşkeler tamamlamaz insanı eksiltir daha çok, takılma keşkelere, sen bu değilsin, sen bu değilsin, keşke olsaydın, değilsin. asla keşke deme, sonra keşkeler kalır, sen akıp gidersin o yağmurla, yüzün değişir, keşkeler parazit yapar resmine, tanıyamaz olursun kendini. yaşa ve unut, sonucu ne olduysa da boğma kendini keşkelerinle, tamamlamaya, düzeltmeye çalışma, düşme peşine, pişman olursun. asla keşke deme, bana benzersin.
-
yalının yeni albümünün en akılda kalıcı şarkısı;
bırak
saygından kuşkum yok
hatırımdan kalıyorsan
hiç kalma bırak
sensiz olmaya itirazım var
canımı çok yakacak
izlerin bana yeter
keşke oyunlar oynamasaydık
üzülmeseydi şarkılar
hala sana yazılıyorlar
hala buram buram sen kokuyorlar
bırak
sevginden şüphem yok
arkadaş kalıyorsak
ben yapamam bırak
sessiz kalmaya ihtiyacım var
yalnızlığı sen özledin
uzak dur bana yeter... -
dünyanin en pahali kelimesi.
-
-
tuzağına düşmemek için, diline her geldiğinde tekrarla: "işlerin en hayırlısı, olmuş olandır."
-
zamanın keskin ucudur.
hiç kimsenin söylemek istemeyeceği soğuk sözcüklerden biri. duraksamalar ile koca bir boşluk bırakır ardında.
zıtlıklar dünyasında onunla karşılaşmamak olanaksız gibidir. -
geçmişte kalan bir imkân ve şimdiki bir imkânsızlık, yani bir anlamda, pişmanlıktır.
-
tüh'lü geçmiş zaman kipi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap