• bana, bozmaya kıyamadığım güzelim 999 rakamını kırıp 1000. entrymi ithaf ettiren film, nedense benim için özel, yeri ayrı...
    öncelikle fragman için buyrun.
    hakkında söylenecek hem çok şey var hem de hiçbir şey yok. nereden başlasam emin değilim.
    bazı filmler vardır sanat filmi olsun olmasın farketmeksizin haz verir, içinizde bir yere dokunur ve hissettirir anlatmak istediğini.
    anlatmak istediğini bağırmayan, sezdiren veya hissettiren filmleri seviyorum.

    o kadar minimal ki, ve bir o kadar samimi. "sanat filmi olmalıyım ben simgesel anlatmalıyım sıkıcı olmalıyım anlaşılmaz olmalıyım" diye kasım kasım kasılmayan bir sanat filmi var burda, ana rengi beyaz ama başka renkleri de ihmal etmemiş. sarısı var çünkü mavisi, kırmızısı göz kırpıyor üç dört yerde.

    çok güzel bir müziği var, kendine ait bir dili, kendine ait bir ritmi, devinimi, kendine has bir anlatımı, çok güzel kareleri var filmin ve kendine ait bir rüzgarı. o yüzden "başka" bir film belki de, akımlara, -izm'lere çok fazla kafayı takmamış kendi sesini takip etmiş bir yönetmen.

    çok şey anlatmak istemiyorum filme dair aslında ama sadece o at ve bisküvi arasına koyulan lokum sahnesi için bile takdir edilecek bir film olmuş, içi kan ağlasa da yüzü gülen, detaylara dikkat etse de bütünü koruyabilen ve estetik kareler yakalamak için uğraşırken akıcılığı elden bırakmamış kısaca çok güzel "olmuş" bir şey çıkmış ortaya.

    gelelim diğer kısma, ne kadar bilinmediğine ne kadar duyulmadığına. elbette klasik gişe filmi sanat filmi geyiğine bulaşmak istemiyorum ama entel piçlerin yuvası sayılan bu güzide ortamda bile bu kadar az kişi izlemişse bu filmi, çok üzücü bu ya. hakkaten yazık ya yazık oldu, oluyor, olacak.
    keşke bir günlüğüne de olsa sözlüğe reklam filan verselermiş.

    13. uluslararası eskişehir film festivali'nde gördük ki sadece kibar, anlayışlı ve alçak gönüllü tavırlarıyla göz dolduran yönetmen `selim güneş` değil tüm ekip şahane insanlardan oluşuyor, böyle sempatik bir ekip zor bulunur diye düşünmekten alamıyor insan kendini.

    velhasıl hakettiğinden çok daha az kişiye ulaşsa da değerinden bir şey kaybetmeyecek bir hikaye bu, geç kaldım bunu söylemekte belki ama ellerine sağlık, aldıkları tüm ödülleri fazlasıyla hakettiklerini düşünüyorum. * *
  • sabahattin ali'nin ayran adlı öyküsünden selim güneş'in çektiği mircan kaya'nın nefis müziklediği güzel film. yönetmenin asıl öyküde geçen zamanı 30-40 yıl kaydırarak film için 70'li yıllara getirdiğini de ekleyelim.
  • senaryosunun sabahattin ali'nin ayran isimli öyküsünden esinlenilen film.
  • artvin' de şu anda çekilmekte olan film.

    http://sinema.ekolay.net/…n-cekimleri-basliyor.aspx
  • --- spoiler ---
    ağzını burnunu dağıtırım o mühendisi olduğu ormanlardan daha kalas pezevengin. bir de hakkını helal et diye üsteliyor çocuğa.
    --- spoiler ---

    biz ne zaman gidu göreceğuk artvin'i tirabizon'u?
  • müziklerini mircan kaya'nın yapacağı film.
  • 15. uluslararası sofya film festivali'nde juri özel ödülünü aldı.
  • chicago'da gösterilecek olan ayrıca antalya film festivalinde de yarışacak olan artvin'de çekilmiş muhteşem görüntüleri ve müzikleriyle insanın içine dokunan bir film. ayrıca yarışan filmlerden önemli bir farkı yönetmenin ilk set deneyimi olmasıdır.
  • bu akşam trt 2 de ilk kez gösterilecek, görmeyen kalmasın dediğim efsunkar şaheser…
  • --- spoiler ---

    sabahattin ali nin oykusunde anlattigi; doga karsisinda, hayat karsisinda insanin caresizligi, fukaraligini, beyaz sacli dedenin vicdaniyla hesabini cok guzel anlatmis bir uyarlama filmi.
    ayrica filmdeki ana karakter hasan cok guzel bir is cikarmis kucuk yasinda. (bkz: hakan korkmaz)
    anasindan ayrilmak istemeyisi, tum zorluklara ragmen bakracindan ayrilmayisi, umudu, korkusu ve cocukluklariyla; -ruhu sadolsun- sabahattin ali nin anlattigi karakteri aktariyor.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap