• her söylenene,daha dinlemeden "yalann söylüyorsunuuz" diyen islamcı yazar.bir tartışmada hatırlamadığım birisi 'sayın nacar tartışmada siz de olduğunuz için yanımızda söyleyeceklerimizin kanıtı olan birsürü kitap getirmek zorunda kaldık' demişti..nacar ise şöyle cevap vermişti: 'yalann söylüyorsunuuz'
  • postmodern zamanlarin premodern istemezukcusu... tunus caddesi canavari; yarim hucreli eric cartman; arapca bilmeyen islamci, dtcf'nin yuzu karasi...

    hulki: sayin ozturk, siz kitabinizda hede hodo diyorsunuz, dogru mu?
    ozturk: sayin cevizkabugu, bakiniz...
    nacar: yalan soyluyorsunuz!!!
    ozturk: yahu adam iki dakka bir sussana sen.
    hulki: sayin nacar sizin kitabiniz var mi?
    nacar: efendim ben kitap yazmadim, o konuda bazi ihmallerim var, katiliyorum, ama bi suru makalem var.
    hulki: e yazin da efenim, biz onu da konu$alim tarti$alim
    ozturk: yahu bu adam bi$ey bilmez, arapca bile bilmez...
    nacar: yalan soyluyorsunuz...**
  • pokemon ismail... o kırmızı yanakları sıkasım geliyor her gördüğümde.
  • az önce habertürk'te söylediğine göre, ailesi muhteşem yüzyıl'ı izleyip dehşete düşmüş. spartacus falan olmasın o?
  • bu zihniyetteki insanların şöyle de bir tiksindiğim özellikleri var ki bir görüşü savunmaya kalkarken gidip en uç örnekleri veriyorlar. adam, "benim otobüste yan yana oturan erkekle kadına dahi tahammülüm yok" diyemiyor da, "otobüste dudak dudağa öpüşen insan görürsem tahammül edemem polise haber veririm" diyor. be adam, memlekette hayatında kaç kere otobüste öpüşen çift gördün? ben 22 yaşındayım ve 22 yıldır ankara'da otobüste dudak dudağa öpüşen insan görmedim. ama otobüste el ele tutuşan çiftler çok gördüm. sakın aslında kafandan geçen düşünce bu olup insanları kışkırtmak için gidip uç örnek veriyor olmayasın? kaldı ki otobüste dudak dudağa öpüşenler varsa sana ne be adam, sana ne? kendisi maalesef toplumun büyük bir kısmının zihniyetini temsil ediyor ve arkasına en büyük gücü, cehaletin gücünü almış. ne diyelim? devir, sizin devriniz.
  • epeydir ekranlarda görünmeyerek biz sevenlerini üzüyor, ben sorumlu bir izleyici olarak türk tefekkür ve zımnen magazin dünyamıza renk katmış açıklamalarını iletiyorum, bel elçiyim zeval istemem:

    - "türkiye'de yetmişlerde bir sol, bir sağ bir de ben vardım"

    - "biz, sosyalizm kominizm bunları okuduk okumadık değil. pulitzer'in felesefenin temel ilkelerini on beş yaşında okudum eleştirdim ben"

    - "sn. perinçek.... yau... sn. per.... cık... sn..... sn. perinçek size de saygu duyuyorum 'siz de inanmış bir materyalist'siniz."

    dön artık ismail...
  • allah'ın gücüne gitmesin de bu adam çok komik arkadaş ya. 32.gün programına konuk. başladı konuşmaya: bana siyaset meydanı programında bir iftira atılmıştı diyerek, susmaksızın konuşmuştu. birand, o başka program ama diye uyarsa da hızını alamamış, mikrofonu dahi kapatılmıştı. hemen yan sandaliyesinde bir hanım abla konuşmaya başladı. kamera bu hanımabladayken, 2-3 dakika sonra gayrıihtiyari kamera zoom alanını genişletti. ekranın sağ köşesinde ismail nacar abi, hala elini kolunu sallayarak konuşuyor, bağırıyor adeta. ekranın başında mavi ekran vermiştik.
  • fetöye ilk olarak haşhaşi, batini harekettir diyebilme cesaret ve vizyonunu sergileyen yazar ve adamdır. o zamanlar siyasilerin götünü yaladığı fetö liderine hasan sabbah benzetmesi yapmıştır. bu adama zır cahil diyenler o zamanlara dönüp kendisinin pozisyonunu ve düşüncelerini sınasın sonra ismail nacar a cahil desin.
  • "ben ben ben ben ben ben ben ben..." diyebilme konusunda yalçın küçük'ün bile eline su dökemeyeceği egotist kişi.

    "yazar" olduğunu yerli yersiz vurgular. 10-15 yıldır tartışma programlarında ateşli tartışmaların içinde görürüz kendisini. "islamcı yazar" titrini kullanır. kendisine böyle dedirtir. ekranda göründüğünde adının altında böyle yazar. onun rızası hilafına bunun yapılması mümkün değildir. kendisi süreli bir yayında yazmaz, hiçbir islamcı yayın ona yazdırmaz zaten. başka bir yerde de yazısına hiç rastlamadım. ulan kitap mı yazmış bu adam diye millî kütüphane kayıtlarına baktım. önce biraz malumatfuruşluk: basılan, matbaadan çıkıp yayınlanan her eserin belli sayıda kopyası devlete verilir. bu, matbaanın sorumluluğundadır. amaç, hem yasalara aykırı durum var mı diye savcıların kontrol etmesi, hem de birkaç kopyasının derlenip arşivlenmesidir. işte ankara'daki millî kütüphane, türkiye'deki en üst derleme merkezidir.

    yaşı herhalde bir 60 vardır ismail abinin. ve bu yaşına kadar bir (rakamla: 1) tane kitap yazmış görünüyor millî kütüphane kayıtlarında. o da yeni sayılır. 2004'te:

    bir islâm rönesansına doğru / ismail nacar
    edisyon: 1. bsk
    basım: ankara : sinemis yayınları, 2004
    fiziksel niteleme: iii, 185 s. ; 21 cm

    evet, 2004 yılında çıkan bu kitabı dışında tek kitabı yok. köşesi yok. ama hazret neredeyse yirmi yıldır "islamcı yazar" diye ekranlarda. "ben ben ben ben ben ben ben ben..." deyip duruyor.

    edit-not: kendisinin kitabınınkapağınafotoğrafınıkoydurangillerden olduğunu öğrenince neden şaşırmadım acaba? (hayır, ön kapak).
  • ''islami hassasiyati olan bir hanım hem orucumu tutayım, hem namazımı kılayım, hem de bikinimle denizime gireyim diyemez. '' açıklamasını yapmıştır. o bikiniyi söylerken de '' eöö ne diyorsunuz efenim siz ona, bikini mi diyorsunuz '' şekline girerek, aslında bikiniden haberim yok benim demek istiyür galiba.
hesabın var mı? giriş yap