• biz kaybolan postamızdan, geç gelen paketimizden şikayet edip posta hizmetlerinin düzelmesini talep ederken sorunu kökten çözmek isteyen (!) hükümetin elinden gelen tek şey. ulan 1970'lere 80'lere döndük. hala yurtdışına giden arkadaşa bir şeyler aldırmaya çalışıyoruz. dünya ebay'den alibaba'dan çılgın ticaret yapıyor, küçük esnafım para kazanıyor diye mutlu oluyor, biz hala büyük firmaların meclisteki temsilcilerinin zoruyla yasaklanan mallarımız gümrük denen yoz kurumun eline düşmesin diye çırpınıyoruz. lanet olsun bu ülkeyi yönettiğini sanan beceriksiz, vizyonsuz, cahil dingabaklara... bok ettiniz lan her şeyi.
  • üçüncü dünya ülkelerinde bile olmayan bu derece çağ dışı yasaklamaya önceleri tepki göstermek için facebook'ta açılmış grupta zaman içinde alınan yol ile şu anda genelgenin iptali için açılması aşamasına gelindi.

    aramalar, soruşturmalar sonunda davayla ilgilenecek tanıdık bir avukat bulundu.. ankara'dan avukat umut şeker bey.
    avukatın davayı açabilmesi için istanbul, ankara ve izmir'den vekalet verecek 5'er kişi arandı... istanbul grubu tamamlandı, iki tanesi de sözlükten, biri de benim.. ama ankara ve izmir'de galiba hala tamamlanamadı.
    avukata verilecek vekalet, sadece bu davayı kapsayacak.. yani gözünüzü korkutacak bir şey değil..
    ayrıca vekaletleri ancak ücretin tamamının toplanmasından sonra vereceğiz.

    genelgelerin iptali için danıştay'a iptal davası açılıyor.
    genelgelerin iptali için dava açma süresi genelgenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 60 gün.
    yani bu davayı açmak için son günümüz 18 haziran 2011.
    fakat davayla ilgili ücretlerin en son 15 hazirana kadar yapılması gerekiyor ki, o son 3 günde vekalet işlerini halledelim, ve avukat bey de dava için savunma ve belgelerin hazırlıklarını tamamlayabilsin..

    facebook grubunda sık sık "inşallah ekşi sözlük'ten daha fazla destek gelir", "ekşi sözlük'ten daha çok destek bekliyoruz", "ekşi sözlük'ten bu kadar az destek olunması çok şaşırtıcı, oysa daha duyarlı bir kitle olarak bilirdik" vb türü sitemler ediliyor zaman zaman...

    bu da, bir sözlük yazarı olarak üzüntü veriyor bana...

    on binlerin söz konusu olduğu ekşi sözlük'te, facebook grubunda aktif olarak görev alan taş çatlasa 3-4 yazar var... sözlükten katkı payı gönderen kişi sayısı da taş çatlasa 10-15 kişi...

    sözlüğün bu derece duyarsız kalması burukluk veriyor...

    ben yılda belki bir kere yurtışından alışveriş yapan biriyim...
    sırf, bu çağda birey olarak özgürlüğümüzün bu kadar keyfi olarak kısıtlanması mantık dışı geldiği için,
    bu akıl dışı uygulamalara boyun eğmememiz gerektiğine inandığım için,
    bireysel hak ve özgürlüklerimize sahip çıkmamız gerektiğine inandığım için,

    bu grupta aktif olarak elimden geleni yapıyorum ve vekalet veren kişilerden biriyim...

    bugün, internete girip bu yazıları okuyabiliyorsanız; 10tl -20tl sizi fakir yapacak bir meblağ değildir... ama herkesin gelecekte ihtiyaç duyabileceği / zorunlu kalabileceği yurtdışı alışverişleri konusunda elimizden alınan hakları geri kazanmamız için çok büyük fark yaratır...
    bugün yapacağınız 10-20tl'lik katkı ile, geleceğinizdeki özgürlüğünüze katkıda bulunun.. iki paket sigara parası... kısa mesafe taksi parası...

    lütfen, bu konuda siz de bir katkıda bulunun... bu mücadeleye ortak olun...
    çok az zamanımız kaldı... emeğimize katılın...

    bu mücadele kişisel değil, hepimiz için..

    ***********

    hesap numarasi:
    umut şeker
    türkiye iş bankası ankara kavaklıdere şubesi
    4209 (şube kodu) - 0866908 (hesap no)
    iban: (tr950006400000142090866908)

    paypal adresi:
    taurusskywalker@gmail.com

    ********

    ekleme: facebook grubu linki:
    http://www.facebook.com/…157&notif_t=group_activity

    ********

    neşeli ekleme:
    davanın açılmasıyla ilgili tüketici derneğiyle irtibata geçilmiştir...
    şu ana kadar toplanan paralar derneğe bağış olarak verilecektir...

    bu nedenle artık para gönderilmesine gerek yoktur...
    duyduk duymadık demeyin...
  • insanların yatak odasına karışma hakkı bulan zihniyetlerin ülkeyi biraz iran, yandan kuzey kore hafifte çin vari bir kıvama getirmelerinin son ispatı.

    uluslararası gümrük kanunlarını bile hiçe sayıp kendi genelgelerini yayınlamakta hatta bunu dayatmakta hiç bir sakınca görmeyen bir avuç beynin kuklaları olduk. koyun gibi önümüze konan filtreleri kabul edecek ve 2 ayda yurtdışından sadece 1 paket alabileceğiz. uluslararsı jargonda en masum taşınabilir "gift" kavramıyla geçen paketler bile artık kozmetik, gıda içeriyor ise ülkeye alınmayacak. ha siz ben elektronik eşya alacağım diyorsanız onun içinde hali hazırda zaten vergi ödeyeceksiniz. eskiden vergi kapsamına giren 150 euro kotası yok, yurtdışından sakız soksan ülkeye vergi vereceksin. bla bla bla...

    bunun gibi yüzlerce saçmalık var anlatacak ama yazdıkça bana çankaya önünde eylem yapma isteği doğuyor, susuyorum. sustukça sıra bana geliyor sonra o'na, sonra diğerine ve onlarda susuyor. herkes susuyor, başını eğip bu genelgeyi kabul ediyor...

    artık yeter, 12 haziranda konuşmak dileğiyle!

    edit: imla
  • http://ekonomi.haberturk.com/…-alisverise-kisitlama
    bir cesit ambargodur.
    40 tl lik parfumu 150 tl ye almak zorundayiz cunku burasi turkiye
    150 tl lik saati 300 tl ye almak zorundayiz cunku burasi turkiye
    100 tl lik spor malzemesini 200 tl ye almak zorundayiz cunku burasi turkiye
    .
    .
    .
    (bkz: turkiyede yasamak)

    edit: (bkz:http://www.onlinealisverisyasagi.info/ )
  • zırvalıktır. vergiler yüksek, yolsuzluk (çürümüşlük) aşmışken neyi ucuza üretelim ki? al satçılık başbakan tarafından bizzat teşvik edilirken neyi niye üretmeye çabalayalım ki? bir şeyi ülkende ucuza ürettirmek istiyorsan dışarıdan gelen malın satışını yasaklamak yerine üretimi teşvik etmelisin.

    indir tüm vergileri %10'a,
    kaldır zaten vergilerimizle parasını ödediğimiz işler için ödenen harçları,
    şirket kurmak için gereken evrak sayısı 2 olsun (nüfus cüzdanı ve başvuru formu),
    ekürileşmeyi acımasızca cezalandır,
    serbest rekabeti sağla,
    girişime düşük faizli kredi ver,
    götürü vergiyi kaldır,
    adam gibi gelir-gider denetimi yap,
    vergi kaçıranı hunharca cezalandır,
    düzenbazlığı önle,
    sahteciliği önle,
    standartların sağlandığını periyodik olarak takip et,
    kamu kurumlarının tehditle-şantajla para toplamasını engelle (ör: vergi dairesi, belediye)
    işini yapmayan kamu çalışanını işten at,
    dandik ürün üreteni ifşa et,
    reklamları serbest bırak, isteyen istediğini aşağılasın, yalan olmadığı sürece

    ondan sonra izle, insanlar yurtdışından mı alıyor, kendi ürettiği ürünü mü alıyor.
    bunları yapmadan insanların tercihlerini keyfine göre sınırlamaya hakkın yok! ya-pa-maz-sın.
  • 19 nisan'da yürürlüğe giren genelge ile(yasa değil genege) internet üzerinden aldığınız bütün ürünler, son teknoloji, bilgisayar gereçleri, dvd, cd, oyunlar, kitap, hobi araç ve gereçleri 150 euro muafiyet, 2 ayda bir ve yılda beş kez alışveriş ile sınırlanmıştır. genelge ile kozmetik ve sporcu besinleri tamamen yasaklanmıştır. bir gecede aniden çıkan bu genelge ile bir hakkımız daha gaspedilmiş durumda.
    olayı sadece kozmetik ekseninde tartışıp basitleştirme çabasına gerek yok, kaldı ki, sadece kozmetik olsa bile, kozmetik ürünlere kaç kat para ödediğimiz biliniyor. sürekli yurtdışından kitap almak zorunda olan insanlar var, 2 ayda 1 ve 150 € muafiyet, biraz ağır olmuş bu durumda.

    yani para kazanıyorsun, istediğin gibi harcayamıyorsun. içki içeceksen, diğer ülkelere göre bilmemkaç kat pahalıya içeceksin, parfum süreceksen, bilmemkaç kat pahalı alıp süreceksin, sporcu besinlerini bilmemkaç kat pahalı alacaksın, kitap, dvd için senede 5 kez yurtdışından alma şansın var, kazanan sensin, kazandığının vergisini peşin peşin veren sensin (bordroluysan ) ama şirket sahipleri senin kadar düzgün veriyor mu vergisini bilemeyeceksin; bir de alacağın iki parfum on kitap yasaklanacak.
  • tek tek sıra herkese geliyor. sigara içmeyenler tepeden inme sigara yasağına ses çıkarmadı. kendi içkisine dokunulmayanlar/içki içmeyenler tüm türkiye'de yayılan alkol kısıtlamalarını görmezden geldi. herkes internete girdi fakat internet sansürüne gösterilen tepkiler hala yetersiz. rtük televizyonlarda otu boku keserken, saçma sebeplerle kanallara ceza keserken kimse oralı olmadı, gazeticeler suçlanırken, işinden atılırken, mahkemelerde/hapislerde sürünürken kimse yoktu. kimi medya korkutuldu, kimi satın alındı ve ya paraya boğuldu, yandaş medya dendi kabullenildi. şifreli sınavlar, tatil yerlerine gelen müzik yasağı, benzin zamları...bunlar gündemde olan, bir anda aklıma gelenler.. bütün bunlar olurken, devam ederken mesela sınav şifresini bir avuç öğrenci protesto ediyor, o sınava giren bütün öğrenciler, anne-babalar demiyorum, herkesin tepki göstermesi gerekirken başını çevirip gidiyor insanlar. bu ülkede kpss, ygs, lgs...ne haltsa her sene milyonlar sınavlara giriyor ama gösterilen tepki ortada. ülkenin çoğu her gün internete giriyor, 15 milyonun yaşadığı istanbulda yapılan protestoya taksimi trafiğe kapatmayı gerektirmeyecek sayıda insan katılıyor. diğer şehirlerdeki durum ortada zaten.

    yani demem o ki ucu neredeyse ülkedeki insanların tümüne dokunan yasaklara/yanlışlara/baskılara tepki göstermeyen, hemen kabullenen toplumumuz ne yazık ki küçük bir azınlığı ilgilendirdiği sanılan, aslında yine tüm ülkeye giren bu kazığa da tepki göstermeyecek. artık nerdeyse ağzından lokması, üzerinden giysisi alınsa, evinden sokağa atılsa iki bağırıp başlarını eğecekler diye düşünüyorum.

    ben bu sefer bir değişiklik yapıp koyun toplum demeyeceğim. bunun yerine darwin'in "tavuk toplum" üzerine şu sözü iyi gitti gibi:
    "bilim ve sanat, bir kuşun iki kanadı gibidir. bu iki kanadı kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar.
    uçamayanlar ise tavuk olur. "tavuk toplum", önüne atılan bir avuç yemi gagalarken, arkadan yumurtalarının alındığının farkında bile olmaz."

    edit:imla
  • sansürcü dinci kafasının bir diğer icraatıdır. insanların hayat tarzlarına, alışkanlıklarına, yaşam biçimlerine karışmak adamların kanında var.
  • çıkarılan genelge ile hakkında toplumsal bir girişimle açılması düşünülen dava masraflarının toplanmasını yasa dışı görenlerin olduğunu gördüğümüz kısıtlamaymış aynı zamanda..

    avukatımızdan alınan bilgilere paylaşıyorum;

    bu, toplumsal bir girişimdir.. bu girişime katkı payı yapma kararı tamamen kişilerin özgür iradesine bağlıdır. ayrıca masraflar için yapılan katkı payları miktarı da kişilere bırakılmıştır.. 3tl-5tl-10tl-100tl ayıran da bulunmaktadır. katkıda bulunan kişilerden isimlerin yazılması istenmektedir. ücretin gideceği yerler bellidir..

    bu tür şeylerin yasa dışı olduğunu iddia etmek için, toplanan ücretlerin baskı ve zor yoluyla alınması gerekmektedir. ve bu tür iddiaların ispat edilmesi gerekmektedir..

    dava açılması durumunda ve her türlü gelişmede, gelişmelere ait makbuzlar fb'deki "alışveriş özgürlüğümü geri ver" sayfasından yayınlanacaktır. dava kazanıldığı takdirde avukata iade edilecek tutarın makbuzu da yayınlanacaktır.. iade edilen tutar da lösev'e aktarılacaktır. lösev ile yapılan irtibatlarda, davanın henüz açılmadığı için konuya dair bir belge verilemeyeceği belirtilmiştir. kaybedilmesi durumunda da karşı tarafa ödenecek tutarların hepsinin makbuzları da yayınlanacaktır... her şey başından beri fazlasıyla şeffaf olarak yürütülmektedir.

    genelge ile anayasada korunan temel hak ve özgürlükler kısıtlanmaktadır. kimsenin kafasına göre anayasada kanunla belirlenmiş temel hak ve özgürlükler yasaklanamaz. . bu toplumsal girişimimizin amacı da bu haksızlığa karşı hukuki hakkımızı kullanmaktır.

    ****
    bu da temelsiz şekilde iftira atanlara gelsin;

    böyle temelsiz şekilde iftiralara devam ederseniz vekilim aracılığıyla c.başsavcılığına suç duyurusunda bulunacağımı bilmenizi isterim..

    artı, görüyorum ver artırıyorum;
    yargı yolu herkese açıktır...

    *****
    neşeli ekleme:
    davanın açılmasıyla ilgili tüketici derneğiyle irtibata geçilmiştir...
    şu ana kadar toplanan paralar derneğe bağış olarak verilecektir...

    bu nedenle artık para gönderilmesine gerek yoktur...
    duyduk duymadık demeyin...
  • yeni bir kısıtlama daha. sevgili devlet büyüklerimizin, vatandaşı ilgilendiren açıklamalarında konusu ne olursa olsun, kısıtlama, engelleme, filtreleme, kapatma, yasaklama vs. kelimeleri çokça bulunur oldu. içlerinden biri çıkıp da hiç demiyor ki "sizin x yapmanızı serbest bıraktık hayırlı olsun", "y engellerini kaldırdık tebrikler" diye.
    (bkz: müstehak)
hesabın var mı? giriş yap