• özetini çin bankacılık düzenleme komisyonu baş danışmanının açıklamasında bulabileceğiniz film, bir balon daha iyi özetlenemez :

    ---spoiler---

    - neden bir finans mühendisine, gerçek bir mühendisin 100 katı maaş verilir ki ? gerçek bir mühendis köprü yapar, finans mühendisi ise bir rüya inşa eder, o rüyaların kabus olduğu ortaya çıkınca da bedelini başkaları öder...

    ---spoiler---
  • insanın sinirlerini bozan belgesel. 2008 finansal krizinde yaşananları ve hala devam eden etkilerini basit bir dille anlatıyor. izleyin izlettirin.

    --- spoiler ---

    izlanda hakkında rapor düzenleyen dallamanın çakallağa bak yanlız.
    krizden önce ''izlanda'da mali istikrar'' diye rapor yazıyor : kurumları mükemmel, rüşvet yok, bankaları çok güçlü diye.üzerine 124 bin dolar para alıyor.kriz patladıktan sonra özgeçmişinde aynı rapor ''izlanda'da mali istikrarsızlık'' oluyor. yazım yanlışıdır canım diyor birde ibne.

    --- spoiler ---
  • columbia ve harvard ekonomistlerinin ekonomik danışmanlık, şirketlerle ilişkileri ve diğer pislikleriyle ilgili olarak tek cümle ile özet geçen yapım.

    "mesela, bir doktor bilimsel makalesinde şu ilaç bu hastalığa iyi gelir yazıyor, ve bakıyorsunuz ki bu doktorun yıllık gelirinin %80'i aynı ilaç firması tarafından sağlanıyor, sizce bunda bir sorun yok mu?"
  • filmde en sevdigim cumle :

    --- spoiler ---

    he was making millions of dollars, and he thought it was because he was really smart

    sanirim boyle dusunen cok kisi var..

    --- spoiler ---
  • tamam iyi hoş bir belgesel ama eleştirileri çok yüzeysel kalmış sanki. bunun nedeni filmin süresini uzatmamak veya birilerini kızdırmamak amaçlı bile olsa, bu yapıt aklımda eksiklikleri ile var olacaktır.

    malumunuz filmde anlatılan temel konu 2007 mortgage krizi. iflas eden yatırım bankalarından* bahsediliyor. giriş kısmındaki 10-15 dakikalık izlanda'yı geçersek konu alınan ülke abd. buraya kadar sorun yok şimdilik.

    filmde temel tema şu: 1)bankaların daha çok kar elde etmek için önüne gelene kredi vermesi. 2)konut kredilerinde alınan mortgage teminatlarının kredi derecelendirme şirketlerinin daha fazla kar elde etmek istemesi sonucu daha yüksek notlarla değerlendirilmesi. 3)sigorta şirketlerinin daha fazla kar elde etmek için türevin türevi olan ürünleri dahi sigortalamaya kalkması. 4) mortgage loanların ikincil piyasalarda işlem görüp, sabit ve yüksek getiri isteyen yatırım fonlarına satılması.

    bu şekilde gittiğimizde karşımızdaki aktörler şunlar:

    1)konut kredisi veren mevduat bankaları

    2)ipotekleri menkul kıymetleştiren yatırım bankaları

    3)bu ipoteklerin kredi derecelendirmesi yapan kuruluşlar

    4)sigorta kurumları

    5)yatırım fonları ile freddie mac ve fannie mae.

    sistem neredeyse tüm finansal oyuncuların içerisinde bulunduğu bir yapı olduğu için etkisi doğal olarak bütün dünyada hissediliyor.

    işte sorun burada. filmde mevduat bankası ismini duymak nerdeyse imkansız. sadece bir kez karamsar roubini efendi wamu diyor. onun dışında mevduat bankalarına değinen yok. belgeselde bütünlüğün yitirildiği yer burası. finansal krizi anlatan bir belgesel çekiyorsunuz, dünyanın en büyük mevduat bankalarından olan washington mutual ve wachovia bu krizde batıyor ama belgeselde dile getirilmiyor. bunun ciddi bir eksiklik olduğunu düşünüyorum.

    daha önemli diğer soruna geçelim. esasında yukarıda saydığım beşli yapının çok önemli bir oyuncusuna belgeselde hiç değinilmemiş. bütün bu kurumları denetleyen, mali tablolarını kontrol eden, tabloların konsolidasyonunu yapan bağımsız denetim şirketleri var. kredi derecelendirme şirketi kötü menkul kıymetlere iyi puan verdiği için eleştirilirken, nedense bir allah'ın kulu gidip de," batan finansal kurumları da bunlar denetliyordu" diyememiş. çok uzağa gitmeyin, 10-15 sene önce enron davasında arthur andersen'ın kellesini alanlar, bugün yine hatalı mali tablolar nedeniyle big four dediğimiz yapıdan bahsetmemiş belki de bahsetmek istememiş.

    freddie mac ve fannie mae'ye abd'deki mali otoriteler tarafından hatalı mali tabloları yüzünden ceza yağdırıldığını görüyoruz. bu doğru ama eksik olan şu, bu firmaları denetleyen sektörün devlerine de ceza yağdırıldı. buna rağmen auditin isminin geçmediği bir belgesel var ortada, şaka gibi. bunun savunmasını kimse film süresinin kısa tutulmak istenmesine bağlamasın. izleyenler bilir, mortgage konusuna 1 saatten fazla zaman ayrılmıştı. istense denetimin işlenmesine de zaman bulunabilirdi.

    denetim demişken iyi oldu. batmış olan ve/veya kurtarılmış olan bu büyük kurumların iç denetim sistemlerini unutmadım. abd gibi whistle blower türü insanlar açısından çığır açmış bir ülkede hiç mi iç denetçiler seslerini duyuramadılar? hadi krizden önce bir şekilde engellendiler diyelim, bu adamları belgesele çıkartmak çok mu zor? kaldı ki ekrana alanında en güçlü isimleri çıkartmayı başarmış bir film bu.

    işin özü dostlar şöyle; güzel bir belgesel mi, evet. izleyicilere teknik detaylara boğmadan anlatılmak istenen etkili bir şekilde anlatmış mı, evet ama problemin resmini bir bütün haliyle çekebilmiş mi, hayır. işte bu yüzden belki de çok iyi, kusursuz bir yapıt diyemiyorum ve diyemeceğim de...
  • bugün izlediğim ve herkese tavsiye ettiğim güzel bir ekonomi belgeseli.

    finansal açıdan bir çok şey öğretmesinin yani sıra hayatımda ilk defa suçunun farkında olup da salağa yatan insanlar gördüm, çok şaşırdım.

    dikkat: ağır spoiler içerir, hatta belgeselin özetidir.

    --- spoiler ---

    --- spoiler ---

    güzel ülkemiz türkiye de kim ne suç işlerse işlesin, "evet yaptım ama bi sor neden yaptım" lafını duyarsınız ve olusan durumun kendisini o suça ittiğini söyler.

    ama bu belgeselde şöyle diyaloglar göreceksiniz;
    b: belgeselci
    p: profesör

    b: krizden bir yıl önce yazdığınız kitapta izlanda hakkında yatırım için super bir ülke olduğunu yazmışsınız?
    p: evet o dönem bize sunulan bilgilerde öyle gözüküyordu
    b: iyi ama bir profesör olarak sadece size verilen bilgiler ile yetinmeniz doğru muydu? bu kitabı yazmak için izlanda ticaret odasından 125 bin dolar aldığınız doğru mu?
    p: evet para aldığım doğru, bana verilen bilgiler o sekildeydi, ben nereden bilecektim ki?

    (adam izlanda yı allayıp pullamak için para almış ama hala bunu kabul etmiyor. 1 sene önce süper dediğin ülke, 1 sene sonra iflas ediyor ve sen profesörüm diye geziyorsun)

    başka diyalog:

    l: lobici

    b: sizce lobici sayisi çok fazla degil mi? politikayı çok fazla etkilemiyorlar mi?
    l: hayir, bence etkileri çok çok az

    (bir kongre üyesi başına 5 lobici düşüyor ve lobi faaliyetleri için yıllık 5 milyar dolar harcanıyor, bu para politik yardım adı altında siyasetçilere dağıtılıyor ve denetim yasalarının çıkmasına engel olunuyor. ama bu adam hala "etkimiz çok az" diyebiliyor)

    diğer diyalog

    y: yönetici

    b: siz notlandirsaniz, 2002-2008 arasında şirket yöneticilerine genel olarak hangi notu verirdiniz?
    y: ben b verirdim
    b: f vermezsiniz yani, öyle mi?
    y: hayir f vermezdim b verirdim

    (şirketler iflas ediyor, milyonlar işinden oluyor, bu arkadaş hala "yöneticiler genel olarak başarılıydı" diyor)

    başka bir diyalog

    d: dekan

    b: akademik camianın, piyasayı olumlu göstermek için kitaplar yazıp para aldığı bilgisi var, bu konuda ne söyleyeceksiniz
    d: kimin ne para aldığıyla ilgilenmiyoruz
    b: iyi ama ilgilenmeniz gerekmez mi? para aldığı için kötü ekonomileri öven prof lar olamaz mı? sizin de bu tarz bir yazınız var.
    d: sorguda değiliz, davetinizi kabul edip nezaket gösterdim ama bu tam bir aptallıkmış. 3 dakika sonra röportaj bitecek.

    diğer diyalog;

    y: yönetici

    b: aig şirketi iflas edene kadar aaa kredi notuna sahipti, doğru mu?
    y: hayır, aaa değil, aa notuna sahipti
    b: peki bu nasıl oluyor? şirket iflas ediyor ama hala aa kredi notuna sahip oluyor
    y: evet bu çok güzel bir soru, gerçekten mükemmel bir soru, über bir soru

    (ee, cevap versene lan niye soruyu övüp duruyorsun??? )
  • sinir bozucu gerceklikte bir film.

    --- spoiler ---

    benim en cok canimi yakan kismi, cinde bir fabrikada isci olan ve amerikadaki kriz sebebiyle isini kaybeden kadinin konusmasi oldu. ayda 70 dolar kazandigini, bunun cok iyi bir para oldugunu, ama krizden dolayi issiz kaldigini anlatiyordu.

    ne guzel. birileri milyonlarca dolar kazansin diye, cindeki fabrikada 70 dolar kazanan insani bile etkileyebiliyorlar.

    --- spoiler ---
  • 2008 krizinin başlangıcından bugününe kadar neler olup bittiğini, birinin karşılarına geçip anlatmasını isteyenlerin tam da aradıkları şey bu belgesel. her ne kadar ekonomik krizin başrol oyuncuları larry summers, alan greenspan, henry paulson, timothy geithner ve ben bernanke röportaj yapılmasını reddetseler de, yönetmenimiz charles ferguson, lobicilerle, ekonomistlerle, danışmanlarla ve üniversite profesörleriyle görüşmüş, ekonomik krizi tüm çıplaklığıyla ortaya koyan bir belgesel çıkarmış.

    "buraya nasıl geldik", "balon", "kriz", "hesap verebilirlik" ve "şimdi neredeyiz" olarak beş bölümden oluşan belgesel, kesinlikle yılın en güçlü filmlerinden biri.
  • yıllar sonra tekrar izleyip yine etkisinden çıkamadığım belgesel.

    önemli olan denetleyeni satın alabilmek satın alamadıklarını ise yasalar aracılığı ile susturabilmek.
    amerika'nın mortgage balonu, emlak balonu bizim şu anki inşaat balonumuz.

    yıllar sonra tekrar izlerken küçük bir abd olduğumuzun farkına vardım. multi-milyarderler yaratmaya başlıyoruz, özel jetleri olan, dünyanın her yerinde gayrimenkulleri olan..
    emlak balonu oluşturuyoruz, olurunun 4-5 katına satılan ev fiyatları.. inşaat ya resulallah anlayışı.
    1 gecede yasa çıkarıyoruz
    ve eminim ki biz görmesek de denetçiler satın alınıyor.

    yalnız tayyip'in haklı olduğu bir konu var gençler... s&p, moody's, fitch&ratings pisliğin beşiği. dünyanın bu halde olmasının en büyük sorumluları...
  • goldman sachs'in çakallığına saygı duruşu gösterdiğim film.

    --- spoiler ---

    spoiler değil ama hem riskli mortgage borçlarını elaleme kazıklamışlar, kredilendirme kuruluşlarından aaa notlarını almışlar, hem de bu borçları batacak diye sigortalatmışlar.

    deregülasyonun gözünü seveyim ayrıca.

    --- spoiler ---
hesabın var mı? giriş yap