• (bkz: #27860851)
    ve
    (bkz: birinç)

    dün akşam 9 buçuk civarında deneyeyim hazır boşken dedim ve gece 12 seferi için 49 tl'ye biletimi aldım. saat 11 buçuk sularında kabataş ido iskelesine doğru yola çıktım. bir süre sonra bir görevli geldi, kimlik kontrolü yaptı. deniz otobüsü bekliyordu ve tam 12'de hareket etti. sanırım 50 kişi falandık herkes rahat rahat istediği yere yayıldı. koltuk numarasına göre de bir iki kişi yerini arayıp buldu ve oturdu.

    cnbce ve 1 tl lik çay eşliğinde yolculuk 1 saat 37 dk'da tamamlandığında meraklı bir bekleyiş vardı. iskeleden adımımı attım ve 10 metre ötede idobüs logolu otobus bizi bekliyordu. derken bir logo daha gözüme çarptı. otobüsü kamil koç işletiyordu. görevliye adımı söyledim koltuk numaramı söyledi ve yerime geçtim. mailime gelen elektronik bilette koltuk numaram vardı. ancak bilet alırken sadece sms istediyseniz, koltuk numaranızı bilmiyorsunuz. sorun olmuyor, görevli yardımcı oluyor. otobüs o kadar yakındı ki iskeleye, 1:47'de herkes hazırdı ve tarife saati 2 olmasına rağmen 10 dk erken hareket ettik.

    otobüse standart bir kamil koç idi. koltuklarda tv ve wireless internet vardı. muavin biletimi getirdi ve aynı kamil koç'ta olduğu gibi bilet üzerindeki referans ve sefer numarası ile nete bağlandım. kamil koç kart numaramı deneyince ise çalışmadı. sanırım biletleri tc kimlik numarası olmadan kestikleri için sistem eşleştirememişti. neyse, bu bir sorun sayılmaz.
    yalnız şöyle bir sorun yaşayanlar oldu. biletinin yan yana olduğunu zanneden ancak koltukları ayrı yolcular vardı. otobüs tam dolu olmadığı için sorun olmadı örneğin benim yanım boştu.
    bir güzel sürpriz de yolda yaşadım. otobüs o geleneksel ve gereksiz 30 dk'lık molasını vermedi.

    saat 3:55'de balıkesir'de idik. otogara girdik ve 4:02'de hareket ettik. 5:16'da akhisar'da ve 6:01'de manisa'da otogara girmeden yol üstünde yolcu indirdiler. saat tam 6:30'da bornova'da yolcu indirmek için durduk. otogara gidersem yaklaşık 20 dk servis bekleyeceğimi düşünerek ben de indim. karşıyaka dolmuşuyla eve vardığımda saat 7:15 idi.

    çağrı merkezi sevis yok demiş idi ancak bileti kamil koç kesiyor ve her ne kadar bu sefer binmesem de servisi var. bu hafta yine karşıyaka - beşiktaş arasını izban - uçak - metro - tramvay ile yaklaşık 5 saatte almıştım. idobüste bu süre yaklaşık 7 saat 40 dakika oldu. otobüs ile ise bu süre yaklaşık 11 saat.

    özetle, uçak bileti çok pahalı ise kaliteli bir alternatif. kabataş'a yakın lokasyonda oturanlar için ise otobüsü boşverin diyorum. daha da binmem otobüse.
  • tazeliğimi borçlu olduğum şirket.

    gecenin 11'inde açık denizde klimalarını -10 dereceye ayarlayıp yolcu taşıyan şirket.
    bildiğiniz et gibi geldik istanbul'a.

    not: alternatifsizlik süper.
  • bugün 2. kez yine istanbul - izmir yönünde kullandığım şükela ulaşım şeysi.

    ilk seferden farklarını belirteyim. (bkz: #27868765)
    bileti dün aldım. bu kez fiyat 30 tl. ekspres sefer idi. balıkesir, akhisar, manisa'da durmadan gitti.

    kabataştan biniş ve izmir otogarda iniş sürem tam tamına 6 saat idi.

    bu kez otobüs bir ulusoy otobüsü çıktı. muavinin söylediğine göre otobus bozulmuş yerine gelmişler. biletleri ulusoy kesmişti. çağrı merkezinin söylediği ve benim daha önce yalanladığım servis bilgisi bu sefer maalesef doğru idi. yani servis yoktu. saat 10 da otogarda oldugum için sorun olmadı ama gece saatlerinde gelecekseniz dikkat edin kamil koç olursa servisi kullanabileceğimi tahmin ediyorum ama tedbirli olmakta fayda var. bir diğer fark da bu sefer bornova'da durmadı.

    bu kez yine gayet memnunum sorunsuzca geldim. toplam 7 saat 10 dk'da beşiktaş'tan karşıyaka'ya, eve ulaştım. 30 liraya bu hizmet ciddi anlamda cazip. otobüse binmek mantıksız ancak nedense bugün bursa izmir arasında idobuste sadece 9 kişi idik. bornova'da yolcu indirseler hatta izmir belediyesi ile anlaşıp bornova metro duraklarindan birinde indirseler servise gerek kalmaz. acilen sefer saatlerini izmire uygun hale getirmeleri gerekiyor. yoksa bu iş 9 kişi ile yürümez. 3. kez bu pazar ters yönde deneyip yine bildireceğim.

    bu güzel hizmeti; kullanın, kullandırın.
  • eğer gerçekleşirse sevineceğim hadisedir. neden? şöyle ki; yenikapı ido iskelesinde konuşlanan mafya taksicilerin ekmeğine taş koyulacak diye.

    arkadaş adamlar 7-8 liralık mesafeyi beğenmediklerinden bindirmiyorlar, zaten yorgun argın yoldan gelen bünye o mafyalarla uğraşmamak için şikayet falan sallamadan yolun karşı tarafına kadar yürüyerek gidip boş taksi geçmesi için dua ederek beklemeye başlıyor, yeri geliyor aynı yöne giden bi kaç kişiyi sizin için sorun olur mu diyip bi taksiye doldurup sonra hepsinden ayrı ayrı taksimetrede yazan ücreti alıyorlar.

    he bu idobüsün bana bi faydası var mı? ne yazık ki yok istikametler tutmuyor ayrıca seneler boyunca gidip geldiğim feribot hattını artık kullanmak zorunda da değilim ama dediğim gibi yıllarca o taksiciler bize çektirdiler şimdi onlar düşünsün.
  • kabataş-izmir arasında 6 saatlik seyahatlere başlayacakmış. biletlerde artan fiyat uygulaması yapacaklarmış. başlangıç rakamı 1 tl.
    bursa, çanakkale, seferleri de olacakmış. tanıtımı mart başındaymış.
  • bu hafta sonu ilk defa denediğim ulaşım aracı.

    ben ve içimdeki ses sebebiyle aşağıdaki mini hikayeyi tecrübe etmemin de müsebbibidir. canı sağolsun. paylaşayım en azından 1 mart'a kadar da, ibret olur belki.

    iş yerim kabataş iskelesine yürüyerek 10 dk. mesafede olduğundan dedim ki bir sürpriz yapayım aileme de 19.15 seferi ile balıkesir'e gideyim. ancak internet sitelerine girdiğimde balıkesir bileti bitmişti. içimdeki ses sen al koçum bursa'ya oradan da balıkesir'e elbet gidersin, öbür sefer 21.15'te işten çıkınca üç saat napıcan dedi. hem sen beceremezsen bunu kimse beceremez mesleği bırak o zaman lan diye de gaz verdi it. hatırla olum eski parayla cebinde 400.000'le bu yollara düşmekten çekinmezdin sen ki o zaman otobüs biletleri 17-18.000.000 falandı dedi. hatırlamıyoruz ya. tamam la dedim gidiyorum. havadurumuna baktım, koklamış adam, lodos var diyor, biliyorum çok kolay iptal ediyor seferleri idneler, dedi ki o ibne ses, olum sen yaşlandın mııı, yoksa iyice konformist mi oldun nedir bu ampır ampır düşünceler, dedim siktir la ben mi gidemicem. neyse arkadaş bindik murat reis mi ne bir deniz otobüsüne. yardır yardır gidiyoruz, baktım tam 1s50d sonra güzelyalı'ya yanaştı çapkın kaptan. evet dedim arkadaş bursa otogara bir gidelim hele. dediler ki burdan belediye otobüsüne bineceksin. biz bursa dediysek o kadar da bursa değil. ne otogarı bırak bursa merkeze de kendin gideceksin. ulan dedim ben bursa'nın adı, plakası, iskenderi, uludağ'ı ve zeki müren'inden başka bir şeyini bilmem. dediler öğrenirsin. gittim orada balıkesircileri bekleyen kamil koç otobüsünün kapısında yoklama alıyorlar, arkadaş dedim gelmeyen var mı, varsa boş koltuk farkını verelim de bizi bi balkese atın. bilader dedi burdan bilet satışı yapılmıyor. onu pozisyonunuzdan anladım da dedim, hani yer varsa, yetişemeyen, gelmeyen, vaz geçen falan olmuştur, o koltuğu bir de bana satın dedim ya vereyim ne kadarsa farkı, yooook dedi öyle de bir satış yapamıyok, olsa da sen binemen. dedim evet. anladım. gittim orada belediyenin sarı sarı otobüsleri var. aga dedim kahyaya, bunlar otogara gitmez mi. var dedi bi tane giden, bekle şurda dedi gelir. kahyanın bekle dediği yere gittim. bir ben varım durakta, diğer insanlar paso başka bir otobüse biniyor. baktım oraya bir saat çizelgesi asmışlar. saate baktım 21.16. o çizelgeye baktım, otogara 23.00'de var otobüs. dedim arkadaş harika organizasyon. insanlar kaçırmasın diye otogar otobüsünü -ki bursalılar oraya terminal demeyi tercih ediyor- adam 2 saat sonraya sefer koymuş. gittim o kalabalık yere, abisi dedim bu araba nereye gidiyor, sen dedi nereye gideceksin arkadaşım. dedim terminale, e söyledim sana orada bekle diye, dedi gelir. dedim aga gelir de ben balıkesir'e gideceğim, o kadar sürede zaten o yol bitiyor, o zaman dedi buna bin. emek'te in, oradan metroya bin, kent meydanında in, oradan da minibüse bin otogara git. ok dedim ve bindim. akıllıyım ya otobüse bilet alırken 2.5.-tl daha verdim, metroya da aldım bilet. hep zaman kazanmanın hesabını yapıyorum. o ara o içimdeki sesi arıyorum ama. asıl o gelsin de biraz onunla konuşayım, anasının, bacısının halini hatrını sorayım diyorum ama o da yok, daldım telefona. otobüs bir yerlerde durdu. baktım solda tren var, aga dedim emek burası mı, evet dedi karşıya geç bin metroya, iki dakkada gidersin. eyvallah dedim. sağol. gittim metroya bindim, iki ayrı hat var, herhangi bir durak ismi de kent meydanı değil. bir dayı buldum. dayı dedim, bu kent meydanına gitmek için nerde ineceğiz, dedi ertuğrul gazi. eyvallah dedim baktım hatta u çekmem gerekiyor. belli bir yerde inip başka bir trene geçeceğim. ama o içimdeki ses hala kayıp. dayı dedim bu tren gidiyor mu oraya, yoksa aktarma mı yapacaz. yok be oğlum dedi. bu gidiyor. okey dedim dayı okey. sonra anons geldi. o yöne gidecek yolcular burda insin karşıya geçsin, öbür trene binsin. dayı dedim ben iniyorum bak aktarma diyor, sen kent meydanına gitmicen mi dedi. attı fırçayı. dedim evet. e osman gazi'de inicen dedi ne aktarması oğul. bir de dayıoğlu onaylayınca yanındaki, dedim bu ertuğrul osman falan kardeşti yanlış hatırlamıyorsam, dayı dedim ondan karıştırmış olabilir zaar. osman olanda indim. dayım dedi sağa doğru düüüüm düz yürü kent meydanı'nı göreceksin. yürüdüm. yolda bir büfeye sordum. dedim ki otogara giden dolmuşlar nerden geçiyor, dedi dolmuş geçmez arkadaş. minibüs geçer. o da terminalin içine gitmez, çok yürürsün, sen içine mi gideceksin. dedim bir gitsem ben yeminle boşalamayacağım bile yorgunluktan. içi dışı farketmez, ben balıkesir'e gitmek istiyorum. o zaman dedi sen içine git, ona da te şu karşıdaki yapı kredi'nin oradan geçen 38 numaralı otobüsle gideceksin, al bu da biletin dedi. eyvallah dedim. o durağa gittim bekliyorum. 38 dakika sonra 38 numaralı otobüs geldi. durakta bekleyen 38 kişi hep beraber ama sıra ile o otobüse bindik. sarı bir otobüstü. epeyce bir yol gittikten sonra, eski zaman yolculuklarımdan hatırladığım o terminale gittik. saate bir göz atayım dedim. 23.16 idi. girdim içeri 90kr karşılığında bir işedim. 3.-tl'ye gözleme, 1.-tl'ye de ayran alıp kayıntımı yaptım. 23.30'daki kamil koç otobüsüne bindim. tuvaletten çıkmadan ellerimi yıkamıştım, raat olun. yanımdaki eleman kemalpaşa'da indi. sonra uyumuşum. gözümü açtım, balıkesir toki'nin ordan geçiyoruz. az ilerde bizim lise göründü. baba dedim arayıp. gel beni al, ben yanmışam. babam geldi, beni aldı. eve gittim yattım. saat 02.00 olmuştu. içimdeki ses denen ibine hala yoktu ortalarda. dedim seni sabah bulurum.

    cumartesi pederle rakı balık yaptık falan söylemesi ayıp. pazar sabahı oldu sonra. duş alıp çıkacağım 11.10'da hareket edecek idobüs'ün büs kısmı için. o içimdeki ses ibnesi geldi. olum dedi lodos var lan, ara da bi sor iptal olmuş mu nazik ido seferleri. ne arıcam lan dedim cepten internet sitelerine bakarım. girdim baktım, site çalışmıyor. 09.50'de aradım. hanımkız dedi ki yok olmamış ama siz bir süre sonra daha tekrar arayın. vay dedim. 40 dakika sonra tekrar arayacağım sizi kızım. akıllı olun. 10.33'te kahvaltı sofrasından kalkıp tekrar aradım. hanımkız dedim var mı iptal? vay dedi hoşgeldin bi pienar söyle de bakalım dedi. dedim onüçığdırgiresunzonguldakığdırmanisagiresun. vay dedi babam, sefer şu an için iptal değil. bu cümlede bir ibnelik sezdim dedi içimdeki ses ibnesi. sor bakayım, otobüs kalktıktan sonra iptal oluyor muymuş. dedim hanımkız, idobüs'ün büsü hareket ettikten sonra da idosu iptal ediliyor mu? vay babam dedi akıllısın. ancak ben de sana evet veya hayır diye cevap vermeyecek kadar profesyonel bir çağrı merkezi çalışanıyım. üstelik de sesinden biliyorum merak ettiğini türbanlı olup olmadığımı. dedim valla çakalsın kız. de bakalım cevabını. vay dedi babam, büs'e bindikten sonra dedi bir şekilde istanbul'a iletilirsiniz. kendimi bir kısa mesaj kadar hafiflemiş hissettim o anda. tüy gibiydim, idobüs beni bulutların üzerinde ve yöntemine bir şekilde adını verdiği bir şekilde beni istanbul'a iletecekti. işte müşteriye verilen söze sadakat budur dedim. aslanlarım benim. aldığınız 55.-tl size helal-i hoş olsun.

    bunları size böyle uzun uzun neden mi anlatıyorum. o idobüs'ün narin ido'su, tamamı balıkesir'den binen yolcuları taşıyan büs hareket ettikten 1,5dk sonra iptal oldu ve balıkesir otogarı'ndan çıktıktan 25 (yirmibeş) dakika sonra susurluk'a gelmeden önceki kamil koç dinlenme tesislerinde 30 (otuz) dakika mola verdi ve ben de sıkıldım da ondan.

    yol güncellenmiş, daha güzel artık. içimdeki ses yine yok ortalarda. az önce bi geçti yanımdan, o sırada kulağıma eğilip dedi ki, bence bursa'da aktarma yapacaklar. sonra da gülümseyerek uzaklaştı. şimdi bursa terminali'ne girip girmeyeceğimizi merakla bekliyorum.

    yani idobüs risk almaktır baboli. idobüs heyecan, idobüs bilinmeyene olan aşktır. idobüs hızlı ve ekonomiktir. kabataş'tan güzelyalı'ya kadar. sonra mudanya, bursa, karacabey, kemalpaşa, susurluk, balıkesir, akhisar, manisa, izmir gibi yerler var. onlar da güzel yerler. mudanya'da piliç, bursa'da iskender, karacabey'de atlar, kemalpaşa'da tatlı, susurluk'ta ayran, balıkesir'de höşmerim, akhisar'da köfte, manisa'da kebap, izmir'de kızlar falan var. mutlaka tadılmalı, gezilmeli, görülmeli. canım idobüsüm.
  • sanırım en son olarak 10 gün önce kullandım kendilerini, bir kere daha kullanacağımı sanmıyorum. marttan sonra yok zaten, lakin şöyle birşey yaşadım anlatmak isterim.

    izmir otogar'dan otobüse bindim tam vaktinde hareket etti, bir yolcu son anda yetişti ve arkadaşım tuvalette (tamamen yalan eminim) lütfen bekler misiniz dedi. 5 dk geçti arkadaşı yok ortada, tabii şöfor terslendi dedi biz feribotu yakalamalıyız, gideceğim km belli gideceğim hız belli bekleyemeyiz (adam haklı beyler). ya siz de inin ya da arkadaşınızı almadan gideceğiz dedi. o vatandaş da indi ben onsuz gidemem ayıp olur diye. valla buraya kadar herşey normal. o yolcunun arkadaşı geç kalıyor diye biz mağdur olmamalıydık olmadık da.

    asıl benim mağdur olduğum durum şuydu, sistemin bana verdiği 1 numaralı koltuğa oturdum, 2 numaralı koltukta zil zurna sarhoş ve şişmanca biri vardı, allahı var bana zararı yoktu, omzuma vs yatıp uyumadı, üzerime kusmadı. ama ben 4,5 saatlik yolculuğu o koku ile çekmek istemediğim için muavin arkadaşa hemen sağımda duran ve bütün yol boyunca boş olacağını bildiğim 3 ve 4 numaralı koltuklardan birine oturup oturamayacağımı sordum.

    muavin net olarak.

    - beyfendi yolculuk boyunca koltuk değiştirmek yasak dedi. (daha önce defalarca kendi bilet karışıklarını düzeltmek için dama gibi milleti oradan oraya oturttuklarını biliyorum.)
    ben de
    - ha öyle mi tamam dedim

    lakin asıl olay bende şurada koptu. yolculuk başladı hafif dalmışım bir uyandım sağ tarafta muavin 2 koltuğa birden uzanmış kıvrılmış ve uyuyor. o an anladım neden beni oraya geçirmediğini. heralde sinirli birisi olsam döve döve uyandırırdım kendisini.

    ya sabır dedim ve uyumaya devam ettim.
  • bugün itibariyle seferleri son bulmakta. budo sayesinde bu fırsatçı, kazıkçı hizmet anlayışından kurtulmuş oluyoruz.
  • az önce müşteri hizmetlerini aradım. sorum şu: gecenin köründe izmir'e ineceğiz ya servisiniz var mı? cevap: kamil koç'la anlaşmamız sadece otobüs bazında. servis anlaşmamız yok. rica ederseniz belki götürürler...

    bu firmayı sanırım 1949 yılının arnavutluk veya sscb bürokraları yöneriyor. öylesine bir vurdumduymazlık ve cehalet... yahu arkadaşım ben kırk yılda bir yolu izmir'e düşmüş bir yolcu değilim ki kamil koç beni rica ile alsın. hergün aynı yolla yüzlerce yolcu geliyor. kamil koç hangi birini keyif için alsın. anlaşma yoksa neden alsın? bir kişi değil 100 kişi. bir gün değil her gün. bu basit hesabı bilemeyip oradan recai abi'ye söyle seni bornova migros'un oraya bırakır, çağrı merkezinden özlem'in selamı var dersin diye nasihat ediyorlar...

    bilet parasından fazlasını (öyle 1 tl'lik, 5' tl'lik bilet değil bu arada) taksiye vereceğim. hayırlı olsun.
  • bu gece deneyeceğim vasıta. çok korkuyorum lan. ben ki aktarma yapmayayım, tüm yolu tek vasıtayla gideyim diye metrobüs kullanmayan(aktarmalar aktarmalar), her gün okula otobüsle giden insanım, bi cengaverlik yapıp gidiş-dönüş idobüs bileti aldım. gecenin 2 sinde deniz otobüsünden inip otobüse nasıl bincez lan diye düşünmekten uyuyamıyorum 1 haftadır.
    yarın sabah saatlerinde izmire vardığımda hislerimi paylaşacağım tekrar.
    bugün ya yeni bi hayata doğacağım idobüsle ya da bi çılgınlık yapıp kendi sıradan yaşamıma devam edeceğim.
hesabın var mı? giriş yap