• yolculuklarını yük trenlerine kaçak binerek yaparlar, trenyolu işçilerinin hobolara yardım etme, arka çıkma geleneğinin hala sürdüğünü söylerler..
  • kuzey amerika'da sırt çantası, battaniyesi, tavasıyla dolaşan kişiler.
    (bkz: özgür kız)
  • ne olduğunun tam olarak anlaşılması için jack london'dan demiryolu serserileri'ni okumak şarttır.
  • daimi bir işi ya da meskeni olmayan, oradan oraya dolaşan; göçebe işçilerdir.
  • kendi aralarında iletişim kurmak ve bilgi vermek için geliştirdikleri özel sembolleri kullanarak gezdikleri yerlere işaret bırakırlar...
    http://www.angelfire.com/…lk/famoustramp/signs.html
  • orneklendirmek gerekirse:

    (bkz: jack kerouac)
    (bkz: neal cassady)
  • jack london in ayni adli oykusudur..
  • cogulukla hilal $eklinde, yumu$ak deriden yapilan omuzda ta$inan uzun sapli canta.
  • "... endüstriyel toplumlar endüstrinin ihtiyaç duyduğu işçileri yaratır. 19. yüzyılın üçüncü çeyreğinde amerikan toplumu tarım ekonomisine dayalı sistemden, endüstriye dayalı sisteme geçiş yapıyor, hem ekonomik hem nüfus anlamında büyüme yaşıyordu. yaşanılanlar beraberinde teknolojik ilerlemeler sağladığı gibi göç gibi olguları beraberinde getiriyordu. tarihleri kısa bir yörüngeyi izleyen hobolar 1870’lerde ortaya çıktı ve 1920’lerde sayıca en yoğun oldukları dönemi yaşadılar -yaklaşık 1,5 milyon hobodan bahsediliyor. sıklıkla çalıştıkları demiryolları, onların göçebe yaşamlarının aracı olarak; inşaat, maden, tarım gibi diğer gelişmekte olan endüstrilerde çalışma imkan sağlıyor, ülkenin bir ucundan diğer ucuna iş için hızlı bir şekilde dolanıyorlardı. hobolar, emeklerinin amerikan eknonomisindeki değerlerinin farkındaydılar. bir hobo durumu şöyle özetler:

    “beyler bu ülke biz olmadan var olamazdı biliyorsunuz! kuzeybatıdakiler kışın kereste işinde bizi ister, oklahoma’dakilerin de yazın buğday işi için bize ihtiyaçları var ve oraya çabuk ulaşmalıyız yoksa ekinler berbat olur.”
    . . .
    19. yüzyılın son çeyreğinde hobolar halkın kahramanı olarak görülür. bunun nedeni ise hoboların, antipati duyulan tren yolları baronlarına tek kuruş vermeden seyahat etmeleridir. lakin işsizliğin artığı ‘büyük buhran’ dönemi olan 1930’lu yıllarda –işsizliğin yoğun olduğu dönemdir ve hobo işgücüne ihtiyaç duyulmamaktadır- hobolar şehirden kovulur. yerel polis ve halk, nakliye trenlerini karşılayarak gelen hoboları tekrar trene bindirerek şehir-eyalet sınırı yollar. bu tutum buhran dönemlerinde artarken refahın yükseldiği dönemde azalır. hobolara karşı olan anti-hobo davranış 1877 yılında dahi görülür. chigago tribune’de yer alan makalede hobolara karşı şöyle denir:

    “en basit plan avareleri doyuran et ve diğer malzemelerin içine biraz striknin veya arsenik koymaktır. bu, diğer avareleri mahalleden uzak tutmak için bir uyarı olur, sorgu memurunun yüzü güler ve insanların tavuklarını ve diğer taşınabilir eşyalarını beladan korur.”
    . . .
    hoboları bitiren nedenler çeşitlidir: 1920’li yılların ortasında başlayan ve giderek artan otomobil ve kamyon kullanımı demiryollarındaki yolcu-yük sayısının azalmasına neden oldu. ‘bracero programı’ ile meksikalı göçmen işçileri işe almaları, 1950’li yıllarda piyasaya çıkan dizel motorlar, önceleri su tanklarından su almak için düzenli olarak duran buharlı trenlerin sonunu getirmişti. su tankları hobolar için bir durak ve kamp alanı (jungle) görevi sağlıyordu. dizel lokomotifler döneminde su tankları vasıfsız hale dönüşümelerinin yanı sıra dizel ile hızlanan trenlere, istasyondan çıkarken veya rampadan tırmanırken atlayabilmek zorlaşmıştı. hobo kültürü teknolojiye ayak uyduramamıştı…"

    anıl yurdakul
    https://www.evrensel.net/…tent=optp1&slide_order=19
  • 2009 cikisli charlie winston albumu..

    1. in your hands (3:51)
    2. like a hobo (3:39)
    3. kick the bucket (2:39)
    4. i love your smile (4:39)
    5. my life as a duck (3:41)
    6. boxes (4:41)
    7. calling me (4:38)
    8. tongue tied (4:41)
    9. soundtrack to falling in love (4:52)
    10. generation spent (4:18)
    11. every step (3:40)
    12. my name (4:28)
hesabın var mı? giriş yap