• artık kendisine bir adet balkon, beyaz atlet, eskimiş diz altı şort, bir demlik çay, posta, sözcü ve amk gazetesi, tükenmez kalem, bağırması için sokakta top oynayan çocuklar ve aklının gittiğini bildiği halde hürmeten ona uğrayıp hal hatır soran 2 arkadaş verilmesi gerekiyor.
    bıraksın artık. yoruldu, yaşlandı belki de bıktı ama emin olsun bizde ondan bıktık.
    zamanında burhan felek'te oturup ondan öğütler alan bir insan olarak söylüyorum bunu.
    emeklilik o kadar da kötü bir şey değil.
  • vakti zamanında arda turan'ın messi'den iyi olduğunu iddia eden ve bu konuda sayfalarca yazı yazmışlığı olan yorumcu.
  • ekşi sözlük için ideal yazar hatta buradaki yazarların piri olarak seçilmesi gerekir. adamda trollük var, hiçbir boku beğenmeme var, aykırı şeyleri yüceltme var, hbb özelliği var. daha ne olsun?
  • türkiye'de gazeteci olmanın hiçbir araştırma yapmadan yazı döşenmek olduğunu bugün bize kanıtlamıştır. şöyle diyor 1 eylül 2012 tarihli ve "bir çin filmi görün!" başlıklı yazısında:

    "ben onun için gittim sırf.. bir çin filmi görmeye.. çin'in 2012 en iyi yabancı film oscar adayı, "savaş çiçekleri.." bizim bir zamanlar anadolu gibi.. ve de çin
    sinema tarihinin gelmiş geçmiş en yüksek hasılat yapan filmi.. yani, ilk çin filmim için iyi bir seçim.."

    tek paragrafta 4 hata:
    1- bizimkinin adı "bir zamanlar anadolu" değil, "bir zamanlar anadolu'da"
    2- bir zamanlar anadolu'da oscar adayı değil, oscar aday adayı idi. (http://www.ntvmsnbc.com/id/25284426/ )
    3- "the flowers of war" oscar adayı olmadı. (en iyi yabancı film adaylarını http://oscar.go.com/nominees adresinde görebilirsiniz)
    4- the flowers of war, çin sinema tarihinin en çok hasılat yapan filmi değildir. en azından rastgele arama yaparken rastladığım jet li'nin hero filmi, the flowers of war'dan daha fazla hasılat yapmıştır (imdb sayfalarındaki box office bölümlerine bakabilirsiniz)

    hıncal uluç yazısının devamında şöyle diyor:

    "çinli yönetmen yimou zhang iyi iş çıkarmış.. filmin amerikalı baş oyuncusu christian bale, kariyerinin en iyi oyunlarından birinde.."

    5- christian bale, amerikalı değil ingiliz'dir.

    sonuç: toplasan yarım sayfa etmeyecek bir yazıda 5 fahiş hata yapabilme becerisi herhalde türk medyasına dahil köşecilere has olmalı.

    edit: "ah bu konser repertuarları.." başlıklı yazısında bir başka fahiş hataya daha imza atmış. diyor ki:

    "aspendos'ta zubin'li viyana senfoni'ye gidiyorsan, beklentilerin var.."

    zubin mehta'nın yönettiği orkestra, viyana senfoni değil, viyana filarmoni orkestrasıydı. (http://www.zubinmehta.net/5.0.html)
  • bugünkü yazısına gökhan zan'ın bile güldüğünü tahmin ettiğim yazar.
  • ne derse tersini anlamanız/yapmanız gereken insandır. amma velakin asıl zor olan ne dediğini anlamaktır.
  • hıncal uluç, türk tipi konformizmin en önemli temsilcisidir. birey olamamış insanların yaşadığı toplumlardaki baskıcı geleneği ve bu baskıcı geleneğin yarattığı şekilci aykırılık merakını sonuna kadar barındırır. hayat görüşünde, eyleme geçiş sürecinde, toplum içinde davranışlarında sindirilmişlik ve aynılaşma o kadar belirgindir ki unutkan türk toplumunda hiç kimsenin takmadığı veya derin kişisel tercihlerin devreye girmediği her konuda bu sindirilmişlik ve aynılaşmayı örtmek için durduk yere saçma sapan, herhangi bir analiz veya dayanaktan yoksun, herkesin düşündüğünün aksi "tespit" veya "fikir" üretebilir.

    mesela kobe ve shaq adam değildir, galatasaray defansındaki en önemli lider gökhan zan'dır. bu konularda aykırılık, şekilci bir anlayışla gün yüzüne çıkar zira en fazla rezil olunur - ki türkiye'de bildiğiniz gibi rezil de olunmaz.

    ola ki insan hakları, toplum örf ve adetleri tartışılagelsin, işte orada bu aykırılık abideleri birden konformizmin dibine vurur, herhangi bir eleştiriyi dile getirmekten aciz kalrılar. kendilerini garantiye alıp ahkam kestikleri o devasa medya balkonlarını ve gazete köşelerini, temsil ettikleri sosyal güruhun egemen kodlarıyla donatır ve kollarlar.

    etrafınıza iyice bakın. bu tarz insanlardan geçilmiyor.
  • söyleyemeyeni söyleyebilen, muhatabı kim olursa olsun sormaktan sorgulamaktan korkmayan gazeteci yazar. bu zamanda böylesini bulmak öylesine güç ki.
  • 6 yaşındaki bir çocuğun ahlakı ile 37 yaşındaki bir adamın ahlakını karşılaştırıp 37 yaşında ahlaksız olarak yaftalanmasının anlamını çözemediğim insan. dünyada hangi insan var ki çocukluğundan daha saf ve temiz kalpli olabilsin. çıkardığım sonuç; fanatizmin insanı mantıksızlaştırdığından farklı birşey değil.
hesabın var mı? giriş yap