• uzun zamandır izlediğim en anlamlı film. katherine johnson, dorothy vaughan ve mary jackson her biri zamanlarının ötesinde afrika asıllı amerikalı dahiler ve gerçek başarıları / ırkçılığa karşı savaşları ve hayatın her alanında mücadeleleri.

    keşke tüm orta öğrenim öğrencilerine seyrettirme imkanı olsa bu filmi. belki idamı geri getirme hayali (!) yerine evrene açılma hayalleri kuran öğrenciler görürdük.

    izlenesi ( 8 /10 )
  • --- spoiler ---

    "here at nasa we all pee the same color."

    --- spoiler ---
  • ataturk sayesinde tum haklarini 1934 yilinda alan ve bu ugurda hicbir emek sarfetmeyen turk kadinlari daha bi dikkatli izlesin. hem kadin hem zenci olarak nelerle mucadele edilmis bi baksinlar. ki film tum ayrimciliga ragmen naif ve esprili bir dil kullanmis. filmin anlattiklarindan daha buyuk zulum gormuslerdir kesinlikle.
  • yeni seyrettim
    şu söz aklımda kaldı.
    "ne zaman öne geçsek bitiş çizgisini öne kaydırıyorlar"

    çok güzel bir film. seyredin , seyrettirin. 8/10
  • yaşanmış bir olayı kurguladığı için; bu filme 'klişe' demek bana biraz insafsızlıkmış gibi geliyor.

    --- spoiler ---
    60'larda zenci ve kadın olarak var olmaya çalışan; ezilen / yılmayan / isyan eden / başaran kadınlar izledim ben, buna klişe mi diyelim şimdi? o zaman zaten hayat klişe *.

    konusu fena halde ağlaklığa müsaade etmesine rağmen o yola girmemişler bir kere. sadece malum isyan sahnesi ağlatma görevini üstleniyor - ki o da şahane olmuş, bir duygu sömürüsü asla hissetmiyorsun - tarajı hanım saygılar efenim.

    katherine tahtayı ilk defa kullanıp herkesi şok ettiğinde paul'un al'a 'ben yaptım' falan demesi, 5-10 dakikanın buna harcanması über klişe olurdu mesela.

    ya da katherine west computing group'a geri gönderilirken çalışanların üzülmesi - keza yine klişe olurdu (ama noldu? katherine çıkarken kimse bakmadı bile *, simgesel bi kolyeyle gereken mesaj verildi o ayrı).

    katherine'in özel hayatına ve dorothy - mary ikilisinin hikayelerine de tam tadında girilmiş. yan hikayeler bütünün içinde düşünüldüğünden daha önemli, doğru işlendiğinde hem ana konu dağılmıyor hem de film tek bi hikayeye takılıp sıkmıyor.
    --- spoiler ---

    feminist duygularımla alkışladığım film.
  • mü-kem-mel...
    çeviride kaybolan bir anlam var malesef filmin adında:
    figures hem sayılar hem de aktörler/kişiler/kahramanlar anlamını karşılıyor ingilizce'de. böylelikle filmin adı, hem gizli sayılar hem de gizli kahramanlar oluyor. lakin türkçe'ye gizli sayılar olarak çevrilince, bu iki farklı anlamın beraberce yarattığı güç alanı da kaybolmuş maalesef. alternatifi, gizli karakterler filan olabilirdi belki.

    sayıları gizli yerlerinden çıkartan, bulan ve kullanıma sunan kadınlar, kendi kimliklerini de (başkaları tarafından) gizlendikleri yerden çıkartmayı başarmışlar.

    bu filmi izlemenizi pek çok farklı açıdan tavsiye ederim:

    1) hikaye gerçeği yansıtıyor. dolayısı ile insanların insanlıktan nasıl ve ne kadar çıkabildiğini hiç unutmamak için izleyin. o dönemde bunlar oldu diyip geçmemek lazım. şu an dünyada yükselen bir ırkçılık, sağa kayış var. mevcut kaynaklarla ilgili sıkıntı yaşamaya başladığımızda, rekabet başlayacak -ki demokrasi götürülen(!) yerlere neler olduğunu biliyorsunuz. kendinizi sakın ola bu resmin dışarısında konumlandırmayın. yarın öbür gün içecek su bulamadığınızda katil olmayacağınızdan kesinlikle emin misiniz?

    2) bir şeylere niyetleniyor musunuz yoksa gerçekten başarmak istiyor musunuz? bir şeyi kafaya koyarsanız, kimse size engel olamaz; tek kişi hariç: kendiniz. hedefleri, hayalleri için sonuna kadar mücadele eden; bir kapı kapandığında diğerini zorlayan kadınlar var burada. kendimden, vazgeçtiklerimden utandım. niyet ve hedef farkını kafanıza iyice kazımak için izleyin.

    3) size dokunmayan yılanlar, başkalarının canını yakıyor olabilir. kendinizi kandırarak, kendi barbarlığınıza unutarak işin içinden sıyrılamazsınız. dilsiz şeytanlık da bir suçtur. adaletsizliğe karşı, sizi acıtmasa bile, sesinizi yükseltmeyi unutmamak için izleyin.

    4) matematiğe yeniden ve yeniden saygı duymak için izleyin. uzaya da müziğe de uzanabildiği için bir kere daha bu kadim bilgiyi takdir edin.

    5) insanın hayal gücünün ve inancının, başarabildiklerini hatırlamak için izleyin. küçücük bir çocuğun yetenekleri doğru yönetildiğinde ve o, kendisine uyan yeri bulduğunda, nasıl mucizelere şahit olabileceğimizi görün.
  • manchester by the sea ile birlikte, bu yılın oscar adayları arasındaki yegane kayda değer film.

    bu tip yapımlarda eşine az rastlanır biçimde, konu öyle dozunda işleniyor ki, bu güçlü karakterlere üzülmeden hayran kalıyor izleyici. ırkçılık ve önyargıya ilişkin sayısız film var, ama içlerinde zencilerin ezilmelerine değil de, onların azmine ve mücadelesine odaklanan aslında o kadar az yapım var ki. hidden figures, onların en başarılılarından biri.

    8/10
  • gerçekten harika bir film.
    --- spoiler ---

    mary jackson davayı kazandıktan sonra akşam okuluna gideceği ilk gun, kocası kapı önünde bekliyor. içimden dedim ki aha şimdi şey diyecek kadın otur evinde tutturdun bi mühendislik diye. ama adam almış eline uclu kalemi, al hayatım diyor, kalem lazım olur. vay be dedim.
    ayrıca matematik gerçekten guvenilirdir.
    --- spoiler ---
  • nasa'da çalışan üç siyah kadın özelinde dönemin zihniyetini ve şartlarını gayet gerçekçi yansıtan güzel bir film olmuş.

    --- spoiler ---

    temel hakları ellerinden alınmış insanların dişlerini tırnaklarına takıp ilerlemelerini görmek; şu sahneyi ve mary'nin mahkemede all-white okulda eğitim görme hakkı kazandıktan sonra dışarı çıkıp çığlık atmasını izlemek acayip tatmin ediciydi. taraji p henson'a da bir kere daha hayran oldum.
    --- spoiler ---
  • cinsiyetçiliğin ırkçılıkla harmanlandığında ortaya nasıl bir dünya çıkardığını hayli yumuşatılmış bir versiyonuyla görmemizi bir kenara bırakırsak, adamların 1960larda kullandığı ata fortran dilini 2000li yıllarda bize öğretmeyi seçen bölümüme buradan teşekkürlerimi elbette ki iletmiyorum. 40 yıl allahsızlar, 40 yıl be. hayır bari güncel olarak kullanılan bir dil öğreteydiniz. bak kadın kütüphaneden aldığı kitapla çığır açıyor, ama hangi yılda? milenyumda değil mesela anlatabiliyor muyum, bilmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap