• kendisinin giyim tarzi dügün salonlarindaki sandalyelere benzemektedir.
  • #kızlıerkekli ev için yorum yapmış, keşke yapmasaymış..

    ''insanların hayatına müdahale diye bir şeyi ben düşünmek istemiyorum. geçmişte benim yaşadığım sıkıntıları (türban yasağını kastediyor) karşı taraf yaşasın istemem. allah korusun.''

    karşı taraf!? adamların default zihniyet yapısı bu. hayır savaş falan mı var!? kim o karşı taraf..
  • "asıl intifadayı ben başlatacağım!" demiştir
    el intifada

    hayrunnisa gül'ün içinden claire underwood çıktı. tövbe bismillah
  • cumhurbaşkanı karısı olmanın, taşlı satenlere bürünerek çeyizlik yorgan kılıfına benzemek olduğu sanan kadın.
  • arkadaşlar siyasi bi' mesaj verme kaygısında değilim ama kraliçe elizabeth 500 küsur yaşında olmasına rağmen kendisinden daha zarif, belirtmek istedim iki entry arası. evet.
  • uzaylı zekiye kıyafetiyle kraliçenin huzuruna çıkan first lady.
  • giydigi aluminyum folyo ile caginin 2000 sene ilerisinde yasayan bir cesit isaac asimov.

    http://www.itusozluk.com/…/hayrunnisa-gul_71750.jpg
  • "bu benim inancımın gereği" diyerek ister başına bez bağlasın, ister burnuna coca cola açma halkası taksın, tırnaklarını 85 cm uzatsın, ister ayağına pranga taksın, bu "inanç gerekleri" benim yaşam standartlarımı tehdit etmediği sürece kim ne giymiş ne giymemiş hiç umrumda değil hafız, 3 günlük dünya bırak istedikleri gibi takılsınlar valla. o yüzden türbanı mürbanı değil de gri kıyafetiyle baştan aşağı şöyle durması ilgilendiriyor beni:

    üzerine 1 ton çimento dökülmüş ve kurutulmuş gibi.

    "laikçi kadınları kıskançlıktan çatlalttı... ahhh.. ohhhhh" diye x asırlık bir şizoluğu devam ettirenler bir yana, bu kadıncağız gerçekten bir felaket giyiniyor, çok silik ve bulunduğu yeri yadırgayan bir imaj çiziyor.
    hani o gri takımıyla gerçekten de majestelerinin sarayına değil de kız isteme tanışmasına patates salatası yemeğe gidiyor gibi. enteresan.
  • bizi rezil eden değildir. yüz düşürmek teferruatlı bir iştir, hayrunnisa gül hanım orada değildir.

    hayrunnisa gül hanım o noktaya gelme niyetinde de değildir zaten. o, abdullah gül ile yapmış olduğu evlilik akdiyle bağlıdır, bu surette first lady sıfatını alacaktır sadece. bundan ötesine girişmeyecektir. girişemez çünkü.

    çünkü, toplumda ikinci sınıf insan olarak yaşama hakkını savunan bir insanın, bir ulusu rezil etme gücü yoktur.

    o, first lady sıfatı ile, ne yazık ki türkiye cumhuriyeti'nin kadınlarını temsil ediyor gibi görünecektir.

    eyvallah, etsin.

    bir kumaş parçasının giyilip giyilmediği değildir burada mesele. isteyen istediği yerine kumaş takabilir, takmalıdır da. tıpkı kumaşları istediği yerden çıkartabileceği gibi.

    mesele, o kumaş parçasının getiridiği önkabullerdir. (adı türban değil de komoçikiki de olabilirdi. hatta bu komoçikiki, atıyorum, bileğe bağlanan bir şey de olabilirdi. komoçikikinin anlamı ne? komoçikikiyi takınca neleri kabul etmiş oluyorsun? buna kafası basmayanları soğuk su içmeye davet ediyorum.)

    islam dininin gerekliliklerinin tamamını toplumsal hayatında uygulamak isteyen kadın, toplumsal hayatında erkeklerden sonra geldiğini, yani ikinci sınıf insan olduğunu kabul eder.

    kapanan kadın, erkeklerle el sıkışmada imtina eden kadın, ikinci sınıf insan olduğunu kabul eder.

    islamda ibadet ederken bile erkekle aynı yerde oturmaya reva görülmeyen bu cins (kadın), kapanarak yine bu manaya hizmet etmiş olur.

    çünkü islam dininin buyurduğu, kadının erkeğin nefsini zorlamaması için geride durması, kapanması gerektiğidir.

    kur'an'da nisa suresinde daha fazla detay verilmiştir. kadının tam olarak nasıl ikinci sınıf insan olduğunu nisa suresinden okuyabilirsiniz.

    şimdi, inandığı tanrısı karşısında eşit olmamayı kabul etmiş kadın, eşitlikçi, demokrat, ilerici falan olamaz. bunu ben uydurmuyorum, çok net bir mantık bu.

    eşitsizliği bir kere onaylıyorsan, ikinci olduğunu bir kere onaylıyorsan, hep onaylamışsın demektir. bunu şahsi hayatında yaşamak isteyebilirsin, eyvallah. peki ya toplum?

    toplumsal yaşamda da ikinci sınıf insan olarak yaşamayı sürdürmek isteyebilirsin.
    saygı duymuyorum, onurlu bulmuyorum, ama anlıyorum.

    "cennet annelerin ayakları altında" "kadınlarınıza iyi bakınız" gibi safsataları yutup, islam'ın aslında kadınları yücelttiği , yok efendim o dönem arabistanda erkek kıtlığı varmış da ondan 4 kadınla evlenin denmiş uyutmaları ile huzurlu olabilirsin, senin bileceğin iş.

    "ama evde benim daha çok sözüm geçiyor" gibi tuhaf iktidar ilişkilerinde kendini etkili hissedebilirsin; senin kendini kandırışın.

    "ama biz okula da gidiyoruz, gerekirse peruk da takıyoruz, eğitimli kadınlarız biz" diye kendini entelektüel bir yerlere gelmiş gibi hissedebilirsin. devam et.

    istediğin kadar okula git. istediğin her şeyi oku. yaşamını hangi eşitsizlik çemberine tıkalı kalıp sürdürdüğün ortada.

    bunlar yine de sana ait seçimler. eyvallah.

    ama ikinci sınıf insan olduğunu kabul etmiş bir kadın, türkiye cumhuriyeti kadınını temsil edemez.

    temsil ettiği, toplumda ve özel hayatında, ikinci sınıf insan olmayı kabul eden kadınlardır.

    ikinci sınıf olmayı kabul eden kadınların varlığıdır türkiye cumhuriyeti'nin hayrunnisa gül bağlamında problemi.

    yoksa zaten neye ses etmeye hakkı olsun ki rezil etsin bir ülkeyi.

    sadece, yurtdışına çıktığınızda "sen ülkende böyle şeyler giyemiyorsun değil mi? develerle mi seyahat ediyorsunuz istanbul'da? kocan nerede? kocan yok mu? kaç kişiyle evlenebiliyor erkekler? hala 4 mü yoksa 8 falan oldu mu? ehuehu biz de müslüman olalım negzel!" diye sorularla muhatap kalacaksın hala. çünkü kafanı kaldırıp seni temsil edene bakacaksın, giysi değil, temsil ettiği zihniyet!!

    ne ki hiç.
    -
    öte yandan, hakikaten fazla enerji gidiyor şu konuya. enerjiyi daha verimli kullanmalıyız.

    eğitim sorunu var mesela. deliler gibi üreyen bir toplum var. beceriksizce kullanılan kaynaklar var. nihayet, aç ve hala, 21. y.y. t.c.'sinde tatmin edici bir hayat yaşayabilmesi için gerekli nitelikleri geliştirmeye fırsatı olmayan insanlar var.

    yine de, şunu es geçemeyiz: bu konunun her şeyle ilgisi var. bir toplumun değerleri, kabulleri, o toplumun ekonomisini de etkiler, dış politikasını da.

    sosyalbilimler dallarının hepsi, birbirini doğrudan etkiler niteliktedir.
    -
    hayrunnisa gul beni temsil edemeyecek asla. edebilmesini çok isterdim. model bir t.c. kadını olmasını, kadınların gıpta ederek bakabileceği bir kadın olmasını çok isterdim.

    eşitsizliği değil, gerçek eşitliği, lafta değil, yaşayarak gösterebilmesini isterdim.

    ikinci sınıf insan olarak yaşama özgürlüğünün bir tür özgürlük olduğunu elbette biliyoruz.

    keşke, `kadının birinci sınıf insan olarak yaşama özgürlüğü`ne de bu kadar gürültü çıkartsaydınız be.
    cinsel devrimin kıyısına gelememiş, doğum makinası gibi görülen, itilen kakılan, amcasının tecavüzüne uğrayanları korumak için sarfetseydiniz nefesinizi.
    hangi fildişi kule.
    hangi kadın.
    hangi toplum.
    keşke, kadınların çatır çatır sömürülmesine de ses çıkartsaydınız, her fırsatta ihtilal sonrası fransa'dan öğrendiğiniz iki kelimeyi oraya buraya çıkartma gibi yapıştırmadan önce.
    -
    folik asitli ve omega 3'lü gıdalar tüketebilseniz farklı olurdu belki. bilemiyorum.
  • kocan 7 yıl boyunca önüne gelen evrağa bassın mührü, bassın mührü... sonra başbakan olamayınca ouvv!..
    cumhurbaşkanı eşi oldun hala mağdursun öyle mi? sadece bu ağlamalar bile 11. cumhurbaşkanının maşa olduğunun itirafıdır.

    tanım: mağdur ex-first lady.
hesabın var mı? giriş yap