• duvarın üstüne resmini asmamız yetmemiş, sıra duvarlara adını yazmaya gelmiştir. *
  • mesele yabancı kontenjanı açmaksa leo franco gönderilsin. aykuttan artısı yok eksiği var. harry gibi duruşu düzgün, galatasaraylılık ruhunu benimsemiş yabancı futbolcu tarlada mı yetişiyor? sakatlanmışsa sakatlanmış ne olacak. linderothu daha yeni gönderdiniz yönetim, sakatlığı bahane edip daddy coolumuza dokunmayın.
  • gsmobile reklamında "they said -it's over, they said -he can't stand up... i was reborn at galatasaray..." gibi şeyler söylemişti harry, şimdi onun için gelsin queens of the stone age'den (bkz: do it again)

    "all the way, all the way, all the way, there's no where left we can meet
    i'm into what you do but i leave you no where
    you and me
    fit so tight
    all we need
    is one more time

    can you do it again
    do it again
    do it again
    can you do it again"
  • eğer medyada yazıldığı gibi bir konuşma geçtiyse ya da donduralım sözleşmeni gibi bir teklif yapıldıysa kendisine, üzülerek söylüyorum ki bu işin geri dönüşü kalmamış demektir. tüm bunlar olduysa, kewell'ı bağlasan da durmaz artık. en iyi ihtimalle sezon sonu sözleşmesi bitiyor, o zaman gider. gerçi biz ona da razıyız, 4 ay 4 aydır.
  • son günlerde çıkan söylentilere adı yakışmayan tek adam kim deseler türk futbolunda, cevabımın öznesi olur.

    çok bu adam bize, bizim futbolumuza, basınımıza, yönetim anlayışımıza filan. türk futbolu, hadi o kadar geniş olmasın, galatasaray metin oktay'dan, hagi'den bu yana bu kadar sevilen topçu görmemiş, adama ilah gibi tapan bir taraftar kitlesi var, sen hala yok sözleşmeyi donduralım da, üç ay da, beş ay hesabındasın.

    yaşı 30 olmadan bu kalitede adamaları getiremediğin kalitesizlikte bir ligimiz var zaten. bari ufak hesaplar yüzünden 30 da gelmiş olanları kaçırmayalım. sol açık, forvet, orta saha... bir şekilde bulur oynatırsın sen koskoca galatasaraysın. büyüksün, amenna. seviyoruz amenna. ama yapacaksın işte büyüklüğünü, vereceksin bu sevginin karşılığını. duruşuna, adına yakışanı yapıp imzalayacaksın o sözleşmeyi bu adamla.

    petit yazmış son postunda... 3 dakika diyordun haldun üstünel. yerden göğe haklı yazısında. 180 saniyeyi bekliyoruz. sayfaları yenileyip duruyoruz onlarca kez, yüreklerimiz ağzımızda. bir tek imzayı bekliyoruz.
    bunun sadece kewell'ın futbol yetenekleri için olmadığını görmen lazım. ronaldo'nun imzasını böyle beklemedi madrid şehri.

    bu adamın sırf gülüşünü görmek için maç izleyen insanlar var diyorum, sen bana hala, yok sakat, yok yabancı kontenjanı diyorsun.

    eğer söylentiler doğru ise bu yazdıklarım bakidir. yok eğer sırf birinin işgüzarlığı ise o zaman bunları çıkarana bir, öyle basına iki...
    insanları üzmeye ne hakkınız var lan? kewell'ı, ailesini, galatasaray taraftarını? gidin mastürbasyonunuzu başka yerde yapın.
  • milliyet.com.tr den alıntıdır. http://www.milliyet.com.tr/…0830/default.htm?ver=01
    --- spoiler ---

    kewell: gazetelerde bu yazılanlar ne demek oluyor?
    yönetim: eğer sezon sonu gideceksen, şimdi git...
    kewell: düne kadar beni istiyordunuz ama...
    yönetim: iki ay yoksun. senin yerine transfer yapmamız gerek.
    kewell: sakatlanınca şimdi böyle mi oldu?
    yönetim: ama sakatlığın uzun sürecek...
    kewell: o zaman verin tazminatımı gideyim!

    --- spoiler ---

    sayesinde türk medyası sınırlarını zorlamaktadır. kelimeler kifayetsiz kalır bu hayal gücü karşısında. pes
  • burada yazılacaklar tamamen galatasaray' ın menfaati çerçevesinde şekillenecektir.

    beyler bu adam profosyonel futbolcu değil mi? galatasaray profosyonel bir futbol takımı değil mi?

    profosyonel hayatta iş ile duygusallık birbirine karıştırılmalı mı?

    demem şudur: bu adam sene başında gitmek istiyordu. hatta kimse garanti edemezdi yıl sonunda da gitmeyeceğini. evet, kewell karizması olan ve galatasaray' a gerek golleri ile gerekse takımına kattıkları ile çok ama çok büyük katkıda bulunmuş ve galatasaray taraftarının çok sevdiği bir futbolcudur. burada hepimiz hemfikiriz sanıyorum.

    şimdi aynı fikirde olmadığımız noktaya gelelim. kewell' ın sözleşmesi 4 ay sonra bitiyor ve eğer ameliyat olursa kewell sezonun ancak son 5 yada 6 maçına yetişebilecek. orada da alışma dönemi derken bu sezon böyle bitecek.

    ben derim ki gelsin kewell sözleşme yenilesin, 2 sene daha burdayım desin şimdiden anlaşalım. ama adam gidici gibiydi ki zaten. eğer sezon sonu gidecekse bırakalım şimdi gitsin.

    kimse kusura bakmassın futbolcular gelip geçicidir. ben her zaman mantıklı bir galatasaray taraftarı olarak takımımın çıkarlarını düşüneceğim. sizde bir düşünün çok duygusal değil miyiz? hayatımızda çoğu zaman bundan dolayı kaybetmiyor muyuz?

    linderoth' a efendiliğine, geçmişine bakarak bi manada da duygusal olarak 2,5 sene sabretmedik mi? ee sonra o ne yaptı sizi fifa' ya şikayet edeceğim demedi mi? şu an bana kimse garanti edemez, kewell iyileşek ve sahalara bomba gibi bir futbolla dönecek diye.

    ben profosyonel olan bu futbol dünyasında duygusal olamıyorum. belki galatasaray ruhu ile çelişiyorum. ama artık değişmeliyiz. eğer başarı istiyorsak biz her zaman galatasaray' ın çıkarlarını gözetmeliyiz.

    zannetmiyorum ki mantıklı düşünen bir galatasaray taraftarı farklı düşünsün.

    bir de şu gerçek var: "biz duygusal bir ülkeyiz sen nerede yaşıyorsun" gerçeği var.

    mondragon' a selamlar.
  • oncelikle hakkindaki erhan telli kokenli haberlere inanmadigim futbolcudur, hicbir galatasaray taraftarinin bu kadar gerilmesine uzulmesine de gerek yoktur. ama bir sekilde keyifler de kacirilmistir ya neyse, asil konuya gelelim, dedigim gibi olacagina inanmiyorum ama hani olur da yonetim harry kewell'i gonderirse ali sami yen'deki ilk macta, sonra 2. macta hatta sezon sonuna kadar her macta 90 dakika boyunca daddy cool melodisi esliginde adi haykirilasi futbolcudur.

    futbolun teknigi, taktigi tabi ki onemlidir, ama ben futbolun amator yanindan buyuk keyif alan biri olarak harry kewell gibi taraftarin kalbinde cok ozel yeri olan degerlerin korunmasi gerektigini dusunuyorum, onemli olan sadece yetenege sahip olmak degil ayni zamanda ruhunu sahaya yansitmaktir, onemli olan cassio lincoln olmak degil, bulent korkmaz, gheorghe hagi, cevad prekazi, harry kewell ve tabi ki metin oktay olmaktir.
  • taa 2000 yılıydı biz leeds united'la yarı final oynarken tanımıştım harry'yi, aslan yelesi saçlarına ve tipine çok gıcık olmuştum, hatta liverpool'da iken saçlarını uzatıp bağladığı zamanlarda gıcıklığım iyice artmıştı. 2008 yılının yazında hergün gazetelerde binlerce isim görüyorduk galatasaray'a gelen, galatasaray'a yakıştırılan, forma giydirilen. heyecanlı dönemlerdi tabii ne zaman transfer olucak kimi alıcaz diye bekliyorduk. bir tek o'nun ismi geçmemişti ki, bir gece ansızın gelmişti. sabah uyandığımda işe gitmeden evvel kahvaltı ederken gözlerime inanamamıştım ntvspordaki alt yazıyı okurken. nasıl olur? nasıl geldi? falan derken içim gittikçe ısınmaya başlamıştı zaten. ne zaman maçlar başladı, o'nun liderliği, takıma hükmedişi, gizli kaptanlığı, duruşu, saçının telinden ayağının tırnağına kadar olan futbolculuğu, profesyonelliği, karakteri, gerektiğinde stoper dahi oynayışı, ışıldayan gülümseyişi o'na tapmama neden olmuştu. bir takım için daha ne yapabilirdi ki? bir taraftarın gönlünü daha başka nasıl kazanabilirdi ki?

    geldiğinde nasıl şok olmuştuysam, gidiceği ile ilgili hakkında çıkan haberlerde bir o kadar şok ediyor beni. eğer gheorghe hagi'den sonra bu kadar sevilen bir adam ne yapacağı belli olmayan ve sadece 4 aylığına gelecek genç bir yıldız adayına* tercih edilecekse, yapılan bütün transferlerin, harcanan tüm paraların, kazanılmış ve kazanılacak başarıların tek bir değeri bile olmayacaktır benim gözümde.

    santrafor alternatifi olmadığı için shabani nonda'nın gönderilmemesi mantıklı olabilir ama frank rijkaard eğer başarabilirse bu takım 4-6-0'da oynayabilir, kaldı ki nonda her ne kadar da istatistik olarak bu sene en başarılı performansını da sergilese kötü oynadığı maçlarda en ufak bir katkı sağlayamadığı açıkça ortada. bu kötü performanslardan en az biri atletico madrid maçlarına denk gelirse avrupa hedefinin sekteye uğraması kuvvetli ihtimal. ha iyi oynarsa da sırtımda taşırım, o kadar da seviyorum kendisini.
    geldiği günden beri hiç bir maçı kurtaramayan leonardo noeren franco'nun başarısızlığı ortadayken bence gönderilmesi gereken tek yabancıdır takımdaki. bir devre veya tamamen ufuk ceylan galatasaray kalesini başarıyla koruyabilir diye düşünüyorum. ben her zaman yabancı kaleciden yanayım fakat ufuk'a bu şansın tanınabileceği kanısındayım.
    2.5 sene tobias linderoth'a, 1.5 sene emre güngör'e, aylardır gökhan zan'a, 2 sene cassio de souza soares lincoln'e, 1.5-2 sene serkan çalık'a tahammül eden bu yönetim sadece 2-3 ay sakat kalıcak olan ve taraftarın sevgilisi haline gelmiş harry kewell'a sırf yabancı kontenjanı açılsın diye ve ne yapacağı belli olmayan giovani dos santos için yol vericeklerse ayaklanma olucağına en ufak bir şüphem yok. ha olur da sözleşme dondurma yoluna giderlerse ve sezon sonunda sağlam bir kontratla kendisini tekrar galatasaray'a bağlayacaklarsa bir nebze kabul edebilirim. ancak bunun da olmasını hiç mi hiç istemiyorum!

    bir de sol kanatta caner erkin alternatifi vardır ki iyi performans veriyordur ve eminim bu performansla da devam edecektir.

    sakın yanlış anlaşılmasın, giovani'ye karşı değilim. wizard of oz'un gitmesine karşıyım! hem de sonuna kadar! ben olsam ne yapar eder kulüpte tutar, yaşı gelince jübilesini yapar ve kulübe sportif direktör yaparım. bence bunu hak ediyor.
  • sayesinde hakan ünsal'la aynı fikire sahip oldum, daha ne yapıyım.
hesabın var mı? giriş yap