728 entry daha
  • taa 2000 yılıydı biz leeds united'la yarı final oynarken tanımıştım harry'yi, aslan yelesi saçlarına ve tipine çok gıcık olmuştum, hatta liverpool'da iken saçlarını uzatıp bağladığı zamanlarda gıcıklığım iyice artmıştı. 2008 yılının yazında hergün gazetelerde binlerce isim görüyorduk galatasaray'a gelen, galatasaray'a yakıştırılan, forma giydirilen. heyecanlı dönemlerdi tabii ne zaman transfer olucak kimi alıcaz diye bekliyorduk. bir tek o'nun ismi geçmemişti ki, bir gece ansızın gelmişti. sabah uyandığımda işe gitmeden evvel kahvaltı ederken gözlerime inanamamıştım ntvspordaki alt yazıyı okurken. nasıl olur? nasıl geldi? falan derken içim gittikçe ısınmaya başlamıştı zaten. ne zaman maçlar başladı, o'nun liderliği, takıma hükmedişi, gizli kaptanlığı, duruşu, saçının telinden ayağının tırnağına kadar olan futbolculuğu, profesyonelliği, karakteri, gerektiğinde stoper dahi oynayışı, ışıldayan gülümseyişi o'na tapmama neden olmuştu. bir takım için daha ne yapabilirdi ki? bir taraftarın gönlünü daha başka nasıl kazanabilirdi ki?

    geldiğinde nasıl şok olmuştuysam, gidiceği ile ilgili hakkında çıkan haberlerde bir o kadar şok ediyor beni. eğer gheorghe hagi'den sonra bu kadar sevilen bir adam ne yapacağı belli olmayan ve sadece 4 aylığına gelecek genç bir yıldız adayına* tercih edilecekse, yapılan bütün transferlerin, harcanan tüm paraların, kazanılmış ve kazanılacak başarıların tek bir değeri bile olmayacaktır benim gözümde.

    santrafor alternatifi olmadığı için shabani nonda'nın gönderilmemesi mantıklı olabilir ama frank rijkaard eğer başarabilirse bu takım 4-6-0'da oynayabilir, kaldı ki nonda her ne kadar da istatistik olarak bu sene en başarılı performansını da sergilese kötü oynadığı maçlarda en ufak bir katkı sağlayamadığı açıkça ortada. bu kötü performanslardan en az biri atletico madrid maçlarına denk gelirse avrupa hedefinin sekteye uğraması kuvvetli ihtimal. ha iyi oynarsa da sırtımda taşırım, o kadar da seviyorum kendisini.
    geldiği günden beri hiç bir maçı kurtaramayan leonardo noeren franco'nun başarısızlığı ortadayken bence gönderilmesi gereken tek yabancıdır takımdaki. bir devre veya tamamen ufuk ceylan galatasaray kalesini başarıyla koruyabilir diye düşünüyorum. ben her zaman yabancı kaleciden yanayım fakat ufuk'a bu şansın tanınabileceği kanısındayım.
    2.5 sene tobias linderoth'a, 1.5 sene emre güngör'e, aylardır gökhan zan'a, 2 sene cassio de souza soares lincoln'e, 1.5-2 sene serkan çalık'a tahammül eden bu yönetim sadece 2-3 ay sakat kalıcak olan ve taraftarın sevgilisi haline gelmiş harry kewell'a sırf yabancı kontenjanı açılsın diye ve ne yapacağı belli olmayan giovani dos santos için yol vericeklerse ayaklanma olucağına en ufak bir şüphem yok. ha olur da sözleşme dondurma yoluna giderlerse ve sezon sonunda sağlam bir kontratla kendisini tekrar galatasaray'a bağlayacaklarsa bir nebze kabul edebilirim. ancak bunun da olmasını hiç mi hiç istemiyorum!

    bir de sol kanatta caner erkin alternatifi vardır ki iyi performans veriyordur ve eminim bu performansla da devam edecektir.

    sakın yanlış anlaşılmasın, giovani'ye karşı değilim. wizard of oz'un gitmesine karşıyım! hem de sonuna kadar! ben olsam ne yapar eder kulüpte tutar, yaşı gelince jübilesini yapar ve kulübe sportif direktör yaparım. bence bunu hak ediyor.
997 entry daha
hesabın var mı? giriş yap