• abisinin zoru ile kapanan ve kapatıldığında intiharı bile düşünen emine erdoğan'ın yaşadığı iddia edilen durum.

    konu hakkında daha fazla bilgi için lütfen sizi şöyle alalım; (bkz: #10925676)

    konumuza dönecek olursak emine erdoğan'ın gata'ya gidip de kapından içeriye alınmaması söz konusu değil. çünkü gata'nın kapısına gitmemiş bile... peki bu feryat figan niye?

    şu ergenekon muhabbeti çıktığından beri türban meselesinin topu taça atıldı demiştim. hele yeni yeni darbe planları da ortaya çıktıkça türbandan konuşmaz olduk. en son ne zaman türbandan haber aldınız bir düşünün bakalım? türban konusunda gazeteler manşet atmayalı yıl oldu neredeyse. sözlük'te de uzun zamandır bir tartışma falan yaşanmadı. neden peki? tübanlı kızlarımız istediklerini elde mi etti? var mı bir gelişme? yoo... ee o zaman neden sustular? cevap basit... konuşmalarına, ses çıkarmalarına gerek duyulmadı. yani gündem değiştirmek veya birilerinin üstünde baskı kurmak için türbana ihtiyaç yoktu. sonuçta adamların özgürlük, kişisel hak falan diye bir derdi yok.

    ama şimdi hoppp... ergenekon artık kabak tadı verdi. o kadar yalan haber ve bilgi kirliliği var ki yeni çıkan darbe planları akp'liler arasında bile heyecan yaratmıyor artık. sadece üç beş tane akp tipi solcu ağızları açık "vay be" diyor, o kadar... yani rüzgar tersine dönmeye başladı diyebiliriz. darbe yapmasından korkulan ordunun mağdur edildiği düşüncesi hakim olmaya başladı. işte tam bu noktada eski bir dosta başvuruldu. yetiş ya türban...

    neymiş emine erdoğan gata'ya alınmamış. ulan kadın gata'ya gitmemiş bile nasıl alınmasın içeriye. onu bırak kadın başbakan karısı. her resepsiyonda, her yerde. ha keza abdullah gül'ün karısı... o da her yerde... bakan, milletvekili, vali, kaymakam karıları... türbanlılar ve her yerdeler. altlarındaki en kötü araba passat. girmedikleri, gidemedikleri yer yok, almadıkları, alamadıkları şey yok. ama sorsan mağdurlar...

    iki taşla bir kuş vurma derdinde birileri. uydurma darbe planları yetmedi bir de türbanla vurmaya çalışıyorlar orduya.
  • kesinlikle yalandır. bakın kesinlikle diyorum ve bunu da biliyorum. şöyle bir hikayeyle durumu açıklayım;

    gençtim o zamanlar. türbanlı insanları gördükçe içim gıcıklanıyor, nefret denebilecek seviyelerde kızgınlığımı bildiriyordum çevreme. hasta olmuştum deli gibi. babamla gata'ya gittik. evet babam asker. sonra, bir çok komutanın da gözleri önünde etrafta onlarca türbanlı geziyor ve bu türbanlılar işin ilginç yanı nizamiyeden de geçebilmişler. başımdan kaynar suların döküldüğünü hissettim. hatta öyle ki akan burnumdaki sümükler akmadı. kurudu kaldı orada.

    babama döndüm, "baba bu ne ya? her yerde türbanlı var. artık askeriyeye türbanlı girebiliyor mu? bitti mi yani kılık kıyafet devrimi savunuculuğumuz?"

    babam da zannedersem hayatımda kendimde utanmama sebep olmuş nadir dakikalardan birini yaşattı bana. dedi ki: "oğlum o türbanlı dediğin kadınlar burada tedavi gören gazi yakınları. ne diyeceksin onlara? göremezsin kocanı, abini vs. git buradan mı diyeceksin? galiba diyemeyeceksin. bunu diyebilecek bir asker tanımıyorum ben. ben de diyemeceğime göre, gata'da türban yasağı diye bir şey yok. ben orduya girdim girelim hiç rastlamadım.

    zannedersem o gün, faşizan düşünceleri bir yana bırakıp mantıklı düşünmeye başladım. fakat emine erdoğan olayı o kadar süpaküle edildi ki, sanki emine hanım oraya gitmiş ve içeri alınmamış gibi bir hava yaratıldı. aslında emine erdoğan nejat uygur'un eşinin söylemiyle böyle bir şey demiştir kendi kendine. yani dinimizce de günah olan dedikoduya kaptırmıştır kendini.

    e yani buradan çıkarılacak sonuç nedir? gata'da kızlar teklif ediyormuş. hem de mini etekli.

    edit: şöyle de bir gerçek var ki, arkadaşım, bize bunlarla gelmeyin biz bunları yemeyiz. gidin araştırmadan etmeden gazetelerinizde iftira atan ifadelerle yazın yazılarınızı. ama gözünüzü seviyim ya; gözünüzü seviyim bize bunlarla gelmeyin.

    asar keser affetmez asker çocukları küfretmez.
  • (bkz: dikkat troll çıkabilir)

    üç sene önce olmuş olayı vurun abalıya misali ısıtıp önümüze koyanlar utansın.
  • mevzu bahis türban emine erdoğana ait olduğu için üç sene aradan geçtiği halde gündeme gelen olaydır. mevzu bahis türban orta sınıfa veya alt sınıfa ait olsa idi kesinlikle gündem konusu olmaz kurumlar arası çatışma nın malzemesi haline getirilmez idi.

    bursada bir fabrika yangınında yanan beş türbanlı kız şu an kimin aklına geliyor ?

    istanbul sel baskınında ölen işçi kadınlar ?

    anadolunun en ücra köşesinde 12 sinde gelin 13 ünde anne yapılan türbanlı kız ?

    türbanıyla üniversiteye alınmadığı için cemaatlerin ellerine bırakılan 17 yaşındaki türbanlı kız ?

    çocuk işçi olarak çalıştırılan tekstil işçisi türbanlı kız ?

    sigortası yatırılmadan ev temizliklerinde çalıştırılan türbanlı kadın ?

    48 gündür ankaranın soğuğunda ekmeği için direnen türbanlı kadın ?

    soru şu olmalıdır :

    hangi türban ?
  • gata'ya hiç gitmemiş görmemiş kişilerin inandığı durumdur. gayet de türbanlı çarşaflı gataya girilmektedir. kimse de mehmetçiğin anasına bacısına yassah gardaşım giremezsin demez,diyemez. sadece giriş de güvenlik kontrolü yapılmaktadır. her torbayla bavulla giren insana yapılan güvenlik kontrolu haklı olarak türbanlı çarşaflı kişilerede yapılmaktadır.
  • sırf muayeneye gittiğinde bile içeride kimseden farklı muamele görmeyen onlarca türbanlı kadın gören benim gibi insanlar için yapılan dezenformasyonun boyutlarını yüzümüze vuran haber...
  • başbakanın karısı olduğu için muhtemelen alınmaması söz konusu olmayacaktır zaten başbakan yaptığı açıklamada sadece bunun sorun yaratabileceği şüphesinden bahsediyor. benim de süphelerim var, korkularım var ama basbakan olmadığımdan olay yaratmıyor... mesela top sakalım olduğu için ordu evine alınmamıştım ama başbakanın karısına bana davrandıkları gibi davranmazlar... tabi aslında bir başbakanın kendini halkından farklı görmesi de yeterince garip...
  • yaklaşık 2.5 yıl önce olmuş olaydır.
    niye şimdi ortaya çıkıyorun cevabı ise şu anda gündem değiştirecek konu bulunamamasındandır. en az 1 hafta boyunca gazete ve televizyonlarda bu konu işlenecek tartışılacaktır.

    (bkz: habertürk)
    (bkz: taraf)
  • bu durumun açıklaması şöyle olabilir;

    bazı dinciler vardır, onlar sadece zengin dincilerin karılarının başındaki türbanı savunurlar. o türban biryerlere giremezse kudururlar. fakat bu şerefsizler ankara'nın ayazında soğuktan titreyen işçi türbanlıları dert edinmezler. asgari ücretle, sigortasız, en ağır şartlarda çalıştırılan türbanlılarla ilgilenmezler. daha çocuk yaşında mal gibi aşşağılık adamlara satılan kızların başındaki türbanı da dert edinmez bu köpekler. sendikal hakkını savunan bir türbanlı vardı hatırlar mısınız adı emine arslan dı. onun sözlerini yazayım mı sizlere?

    ama ondan önce emine arslan hakkında yazdığım yazıyı buraya koyayım belki birşeyleri anlatır.

    """"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""
    türban savunucusu akplilerin ve onların medyadaki köpeklerinin hiç mi hiç ilgilenmediği onurlu kadın. ulan savunsanıza işte kadın türbanlı ve eziliyor. yok ama işinize gelmez onun türbanından sömürecek bir şey çıkaramazsınız. o türbandan para kazanamazsınız aksine para kaybedersiniz. çünkü o türban anayasadaki hakkını arıyor, sendikal haklarını arıyor, onurunun, ekmeğinin peşinde. işlerine gelmez emine arslan'ı savunmak.

    türbanlı kız başlıklarına atlayan dincilere sesleniyorum hayatınızda bir kez olsun ahlaklı davranın ve bu kadının da haklarını savunun, savunun ki 'az da olsa ahlak varmış bunlarda' diyebilelim sizler için.
    """""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

    anladım ki bunlarda az da olsa ahlak yok!!!!

    hah şimdi bu emine arslan ne demiş ona bakalım;

    """"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""
    turnusol: ne kadar zamandır desa’da çalışıyordun ve neden işten çıkarıldın?

    - emine arslan: 8 yıldır desa’da çalışıyordum. desa’dan çıkma nedenim sendikaya üye olmam. ustaların, patronun dediği gibi performans düşüklüğü, işte hata yapmam değil. ben sendikaya üye olduktan sonra arkadaşlarımı eve getirdim. evimde onları sendikamla tanıştırdım. üye yaptığım arkadaşlarım var. bunları öğrenince bana tuzak hazırlamaya başladılar. tuzak da şu: yakada altına geçiyorsun, astarda sökük geçiyorsun. ben 8 senedir geçmiyordum da şimdi mi geçtim? bu şekilde çıkışımı verdiler benim.

    - çalışma koşulları nasıldı? fiziksel koşullar nasıldı ve sosyal haklarınız var mıydı?

    - zaten çalışma koşullarımız bizi sendikalı olmaya itti. tek tuvaletimiz vardı. paydos saatlerinde ya da arada gittiğimizde tuvaleti boş bulamıyorduk. arkadaşlarımızla kuyrukta beklemek zorunda kalıyoruz. ne zaman ki dışarıdan markalar gelir fabrikayı denetlemeye o zaman fabrika tertemiz olur. normalde ortadaki toz falan alınır. lavabolarımıza misafir geldiğinde peçeteler konur. normal bir zamanda peçete bulamazsın. ecza dolaplarında ilaç bulamazsın. parmağın kesildiğinde bant bulamazsın.

    sosyal haklarımız yoktu. sendika olmayan yerde sosyal haklar nasıl olabilir ki? yıllık iznin 15-20 gününü bir arada hiç kullanamadık. yıllık izin kullandığımız zamanda da normalde ücretli izin olur burada öyle bir şey yok. kuru kuru izine çıkarsın. bu şartlar bizi sendikalaşmaya itti, mecbur etti.

    - haftada kaç saat çalışıyordun? fazla mesaiye kalınca ücretini alıyor muydun?

    - bir insan 36 saat 40 saat hiç evine gitmeden çalışabilir mi? çalışıyorduk biz. bugün 8 buçukta girersin bugünü çalışırsın, geceyi çalışırsın ertesi gün sabah olur eve gidemezsin. tekrar akşama kadar yine devam. sana verdiği ücret asgari ücret. bu kadar mesai yapmamıza rağmen bir de ay sonunda önümüze bir doküman getiriyor bu dokümanda ayda en az 140 saat, 220 240 saate varan mesailerimize karşılık önümüze koyduğu dokümanda 6 saat 8 saat görünüyor mesailerimiz. asla 12 saatin üzerinde mesai yazmıyorlar. bu kağıda imzalatıyorlar bize. atmak zorunda kalıyoruz, attık da defalarca. senin hesapladığın fazla mesai saatiyle onun hesapladığı hiç tutmuyor.
    """"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""
    şunu da demiş;

    kadınlarla dayanışma içinde olmak çok etkiliyor beni. çünkü hiç görmediğim hiç tanımadığım insanlar sanki aileden candan kandan birileri gibiler. biz içerde kafesteki kuştuk. dışarıda ne var ne yok hiç haberimiz yoktu. ama dışarı çıkınca işverenin toplantıda bizlere vatan haini dediği insanların vatan haini olmadığını öğrendim. bu insanlar işçinin, emekçinin yanında, hakkına sahip çıkan insanlar. bunun için vatan haini diyorlar bu insanlara. ben bu sıcak insanlardan bunu öğrendim. ve artık yanlarındayım. bu iş bitince de yanlarında olacağım. "
  • hayrunnisa gül üniversiteye girememişmiş, aihm'ye kadar gittiydi hani, sonrasında bir takım dalavereler, davayı geri çekmeler, neyse büyüklük bende kalsınlar, devletin savunmasını geri çekmesi felan hatırlıyorsunuz herhalde?...e tabi emine hnm. altta mı kalsın? ona da afili bir faça lazım...hem yarın bir gün first lady olacaksa iyi durur.

    (bkz: hayrünnisa gül emine erdoğan çekişmesi)

    ek: bahsettiğim, 2002'de olmuştu. sene olmuş 2010, bir adım yol alamamışız, hem de o mağdur pozundaki kişiler iktidarda olmalarına rağmen. bu da not olarak düşülmeli bence.
hesabın var mı? giriş yap