• ulan sırf şunları yazmak için hesap açtım. hayatım boyunca izlediğim en boktan film olmasa bile kalite/harcanan para oranında en berbat filmdi. neredeyse her sahnesini başka bir filmden almış, hatırladığım kadarıyla sayıyorum.

    hipodrom sahnesi ben-hur

    ulubatlı hasan'ın teke tek sahnesindeki efektler matrix

    fatih sultan mehmet'in rüyası yüzüklerin efendisi

    iki kralın/sultanın at üstünde karşılaşıp, konuşması cennetin krallığı

    savaş sahnesinde atılan okların kalkan duvarıyla engellenmesi, truva ya da 300'den

    gerçekten utandım filmi izlerken. ulan 200 tane tarihi savaş sahnesi izledim böyle bağıran adamlar görmedim bir de. 45 dk savaş sahnesinde ses telleri kopana kadar çığlık attı millet. ulubatlının da yanan kuleden atlayıp ölmemesi, 5 ok yiyene kadar olayın umrunda olmaması, 6.sında anca yüzüne bir hassiktir ifadesi gelmesi.

    papa'nın ve bütün avrupa'nın mükemmel istanbul türkçesi konuşması beni bitirdi, ki papa'nın diğer kardinallerle aynı kıyafeti giyiyor olması da olaydı.

    kanaltürk'te benzer bir yazı yazılmış gördüm, cümlelerim kendi düşüncelerimdir
  • gereğinden fazla islamik olmuş ve çekim hataları haddinden fazla olan film.
  • --- spoiler ---

    600lü yıllarda arabistandan yola çıkıp yaklaşık 800 yılda osmanlı'ya ölmeden ulaşıp fatih sultan mehmet'in penceresine konan bir kartal barındırmaktadır.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    filmin başında hz. muhammed'in hadisini ileten abi ve etrafındakiler arapça konuşurken sonrasında vatikan ve bizans'taki herkesin türkçe konuştuğu film (ki papa konyalı galiba). niye ki? yani onları da kendi dillerinde konuşturun demiyorum. arapça olan kısımlar niye türkçe değil?

    küçükken bir arkadaş arapça bir kullanım kılavuzunun üstüne bastığım için tartışmıştı benimle. sonra üç kere öpmüştü kılavuzu falan... böyle bir şey mi bu durum da?

    --- spoiler ---
  • o kadar emek, para, zaman harcanmış da filmde bir tane yetenekli oyuncu oynatamamışlar. yazık olmuş.
  • mehter marşının dahi kullanılmadığı 3 hilalı ara ara bulamadığım film .
  • eksi sozlugun tinerci yazarlari bok atiyordur dedim; guzeldir bu film dedim... yani ne kadar kotu olabilir ki sonucta; turk tarihi acisindan boylesine onemli bir konu ne kadar kotu islenebilir ki. hep bu tinerciler yuzunden dedim ama izledikten sonra ben de eksi'nin tinercileri ile hemfikirim. cok kotu be hocam. o kadar kotu sey var ki hangisinden bahsetmek gerek bilemedim.

    --- spoiler ---

    sahneler birbirinden oylesine kopuk ki bir taraftan savas hazirliklari surerken bir anda sahne degisiyor ve dere kenarinda piknik yapan iki kisi goruyoruz. hani dvd'de cikarilmis sahne olarak bile koymayacagin kadar gereksiz bir sahne.

    --- spoiler ---
  • --- spoiler ---

    ortodoks isyan lideri, filmin troll'ü.

    --- spoiler ---
  • 17 milyon harcamaya değermiydi? bu kadar insanı toplamak için,hala bugün bile salonlarda deli gibi kuyruk olması için kesinlikle değerdi,ki fazlasıyla çıkaracak parasını.lakin bu kadar paraya bu kadar amatör bir film çıkmaması lazım.spartacus izleyenler bilirler.adamlar her hafta bir bölüm çekiyorlar ve aradaki fark çok açık.elbet ondada hatalar var ama bu kadar da değil.

    --- spoiler ---

    yahu bu kadar para veriyorsun,bu kadar reklam yapıyorsun ama şu figürasyonu biraz düzgün kur.adamlar resmen dökülüyor.yavukluma onu sevdiğimi söyle gibi sahnelere ne gerek var.hayır yaptın bari düzgün adamlarla yap.o ortadoksları ateşleyen tip nedir abi ya.fenerbahçeli rambo zannettim bi an.konuşmalar falan anca bu kadar komik olabilir.
    ulubatlının filmin başındaki atlıyı mızraklama sahnesi iyiydi diyordum ki o mızrağın adam yere düşünce boynunda aşağıya ensesinde yukarıya baktığını görünce iyice hayal kırıklığına uğradım.hayır yakın çekim yapmasan tamam ama adamı dibine kadar çekiyorsun mızrak arkadan girmiş önden çıkmış langur lungur sallanıyor.17 milyonun 17 bin lirasını şöyle küçük ayrıntılara harcasın daha sağlam birşey çıkardı.
    fatih iyiydi hokka burun mokka burun iyi götürdü yine ama o tesbihin üstünde "banane yeeaa" triplerindeki zıplamalar nedir.

    --- spoiler ---

    bu ve bunun gibi birçok hata var filmde.ama şunuda unutmamak lazım.o filme girmek için kuyrukta bekleyen insanların içindeki ya allah bismillah potansiyeli oldukça bu filmin mutlaka çekilmesi lazımdı.
  • böylesine büyük emek harcanmış, paralar dökülmüş bu filmi dün akşam izleme fırsatı buldum ve hayal kırıklığına uğradım açıkçası. film çıkmadan evvel olumsuz yönde eleştirenlere kızıyordum, izlemeden olumsuz eleştirenlere hâlâ kızıyorum. bu tür büyük yapımların türk sineması açısından bir ilerleme olduğu konusunda hemfikiriz sanırım. yorum yapmak, eleştirmek, beğenilen ve beğenilmeyen durumlardan bahsetmek de boynumuzun borcu;

    --- spoiler ---

    hayal kırıklığı yaşatan en büyük etken filmin çekilmesine sebep olan fetih olayının kendisidir sanırım. böyle büyük bir olayın, zaferin; kafamda bıraktığı etkiden mütevellit filmin de aynı oranda bir etki bırakacağını, beni; filmin, fethin içine çekeceğini düşünmüştüm fakat yanılmışım. tarihle yakından ilgilenen biri olarak, içime sinecek bir filmle bu tarihi başarı kafamda güzel bir yer edecekti ama olamadı.

    bu denli büyük bir tarihi olayı işleyip film yapacaksanız kırk kere düşünüp bir kere hamle yapacaksınız. millete mâl olmuş tarihi kişilikleri rollerde ete kemiğe büründürürken o şahsın o dönemdeki halini yansıtmaktan ziyade günümüzdeymişçesine hal ve tavırlar içine sokmak son derece itici geldi bana. ulubatlı hasan tarihi karakterini dere kenarında manitasına balık ekmek yaparken görüp, lezzetinin sırrını soran manitasına büyük bir naiflikle "zencefil" cevabını verdiriyorsanız ben öyle ulubatlı hasan'ın burçlara değil sancak, kaleye mum dikebileceğine bile inanmam arkadaşım. fetih filmi değil mübarek ıssız adam. era ile seviştikten sonra arkadan yaklaşıp bele sarılmalar, era'nın trip atarak çantasını kapıp odadan aceleyle çıkması gibi sahnelerin böyle bir filmde ne işi var ben anlamadım.

    bir diğer kahramanımız sultan ll. mehmed ise çaresiz kaldığı durumda hırsla elindeki tespihi kırıp parçaladı, bir de üstünde tepindi. padişah değil liseli sanki. bu sahneyi görünce de fena halde uzaklaştım filmden. koca padişahı böyle bir hale sokmak kafanızda nasıl kabul gördü diye sormak istiyorum senaristlere. hele ki artık fatih unvanı almış bir sultanın ayasofya'da kucağına çocuk alıp gülücükler saçmasını feci şekilde yadırgadım. padişahı sempatik göstereceğiz diye saçmalamanın alemi yoktu bana kalırsa. öte yandan film ulubatlı hasan ile sultan mehmed arasında gidip geldi, bu da içime sinmedi hiç. var olan bir şahsiyetle varlığı bir efsane olan şahsiyet arasında mekik dokuyan filmin ağırlık merkezi olumsuz bir başka yöndü bana göre.

    olumlu şeyler yazmak istiyorum ama aklıma bir türlü gelemiyor. yıllar evvel bu konuyu işleyen bir çizgi film izlemiştim kanal 7'de, samimi olarak söylüyorum daha başarılı bir senaryosu vardı. mesela o çizgi filmde bile döktürülen o büyük topların gücü ve heybetini göstermek için deneme atışı yapıp kocaman bir kayayı ikiye yarıyorlardı. buna benzer sahneleri filmde görmeyi çok isterdim. bir diğer zayıf işlenen konu ise kadırgaların haliç'e indirilmesi olayı idi. hemen hemen tüm tarihçiler tarihte böyle bir olayın yaşanmadığı konusunda hemfikir. tamam, problem yok, bu tür efsanelere böyle filmlerde değinilmeyecek de nerede değinilecek eyvallah da böylesine etkisiz mi gösterilmeliydi bu karadan gemi yürütme olayı?

    oyunculuklara gelince; kendimi bir an gerçek kesit veya arkak sokaklar dizisini izliyorum sandım. bu kadar mı kafa sallanır rol yaparken allah aşkına ya hu? piyes heyecanı sezdim çoğu sahnesinde. oyunculuk denen sanatın ne kadar önemli olduğunu gözümüze gözümüze soktular. çok fena sırıtıyor oyunculuğun hakkı verilmezse. bu da başarılı olamayınca filmin içinde hissedemedim kendimi ve dakikalar geçmek bilmedi.

    klişeler de olmazsa olmaz, bunu ben kabullendim artık vallahi ne yapayım. biz yıllarca "battal babamı öldürdü" diye intikam hırsıyla büyüyen çocukları izledik battalgazi filmlerinde, era da geri durmamış ve yıllar evvel ailesini kılıçtan geçirmiş olan doğu roma askerlerine diş bilemiş. bizim ulubatlı da olay bende sen rahat ol diyor era'ya. imparator konstantin ve kurmaylarını da goygoyda alemde göstererek klişeye boğdular hamd olsun.

    bu arada şu ortodoksların çığırtkan saçlı sakallı abisi de tarkan filmlerindeki orso'don başkası değildir; http://a2.idata.over-blog.com/…an-viking-kani-3.jpg

    --- spoiler ---

    tarihi bir gerçekten yola çıkıyorsunuz, gül gibi malzemeniz var, paranız da varmış 17 milyon dolar harcandı deniyor, e çıka çıka senaryosu delik deşik, bütünlükten yoksun, oyunculuk olarak tatmin etmeyen, neredeyse oldu bittiye getirilmiş bir fetih filmi izletiyorsunuz bizlere. seyirci rekoru kırabilirsiniz, gişe rekoru kırabilirsiniz, çok konuşulabilir, sükse yapabilirsiniz ama "harika bir filmdi" dedirtmeniz çok zor. mesele kayıtlara geçmek değil, akıllarda yer edecek film izletmek.
hesabın var mı? giriş yap