• 21. yüzyıla fazla gelen taraftardır.
    sen gel şampiyonlugu son maçta rakibine kaybet ve ona rağmen onların sevincine ortak ol.

    helal olsun diyorum. sadece helal olsun....

    http://sphotos.ak.fbcdn.net/…31386091_2844782_n.jpg
  • acıların taraftarı.
  • aralarında bolu tüneli'nde telefonla ulaşılamayıp haber alınamayanları vardır. hala şampiyon olduklarını sanıp, kutlamalara devam etme ihtimalleri yüksektir.
  • takım tutan biri olarak daha önce de söylemiştim ve tekrar söylüyorum; eğlencedir. böyle bildiğin su katılmamış eğlence ama...

    (bkz: #18627478)
  • stadyumlarını yakıp yıkmışlardır ki gözümde haklılardır bu konuda...

    lan arkadaş hala anlamıyorum nasıl bir zihniyet 2-2 diye anons yapar stadyumdan. "çarşı taraftarının işi" diyorlar bir de... ben yapmadım o yaptı der gibi... haydi çarşı araya ajan gönderdi tribünleri onlar çoşturdu diyelim, yahu sen kale arkası tribünden eline mikrofonu alıp anons yapmıyorsun ki? senin olduğun yerde muhakkak bir radyo, televizyon, telsiz, telefon gibi iletişim araçları vardır, olmalı... oradan 2-2 anonsunu yapıp hem taraftarını hem futbolcularını mal yerine koyuyorsun...

    az bile yaptılar vallahi beni televizyon başında şaşırttı adamlar... 78-77 zaplayıp durdum, lan n'oluyor a.q yetkililer bir açıklama yapsın ulan! derken şampiyon bursaspor yazısını görerek şaşkınlığımı üzerimden atabildim. tribündeki taraftarın hali ortada...
  • skandal şampiyonluk kutlamalarında timsah yürüyüşü yaparak gülümseten taraftarlardır..

    http://www.facebook.com/…/video.php?v=1432121437472
  • eve yeni gelmiştim. ben yokken neler konuşulmuştu, bilmiyordum. mutfakta yemek yerken küçük kızın babasını uğurlayışına tanık oldum. işe giderken bile yapmadığı bir şeydi bu. içine sığmayan bir coşkuyu seziyordum hareketlerinden elbet, ama ne olduğunu anlamam için biraz daha bekleyip görmem gerekiyordu. babasını öperken "çabuk gel!" diye de eklemişti.

    baba evden çıktıktan sonra küçük kardeşin gözleri benimkilerle buluştu. tipik bir hııhhh bakışıyla önümden geçiverdi. bir şey aldıracaktı herhalde. oyuncak ya da abur cubur olabilirdi bu. daha fazla saklayamadığım merakımdan cama çıktım, arabayı alıp almadığına bakmak için. birileri de balkondan el sallıyordu: güle güle. bu sevgi patlaması da neydi böyle. ben sevdiğimi belli etmezdim, bu küçük kız tam olarak benim zıttım olmaya dünyaya gelmiş gibiydi. o sırada babanın oturulan sitenin lokaline doğru gittiğini gördüm. bir an sersemledim, unutmuş olduğuma mı yoksa ufakçana bir kızın heyecanının bir maç olduğunu tecrübe etmiş olmama mı bilemiyordum. sıradan bir maç değildi elbet, şampiyonluk vardı. birden gaza gelip ciddileştim, sonucu bekleyip görecektik sevgili kardeşimle.

    lokalden kulaklara gelen "oouuvvvaaaghhh, örrrggghhh, yürüeeebbh.." şeklinde gruplandırdığım bir düzine ses ile maçın seyrini tahmin edebiliyordum. kazanıyor olmalıydık, hatta kesin kazanacaktık. sanki bir savaştaydık ve evin tek erkeğini de öpüp koklayıp cenge yollamıştık. umutluyduk. bekliyorduk.

    kardeşime sarılıp "korkma, düşman buraya gelmeyecek, askerlerimiz inşallah onları darmadağın edecek, uzaklara doğru sürüp gidecek" demek istiyordum. bir saat sonra top sesleri uzaklaştı, askerlerimiz düşmanı önüne katmış defediyor olmalıydılar. az daha sonra etraftan korna sesleri işitildi. tabancalar sıkılıyordu. direk başımı ufaklıktan yana çevirdim. yüzündeki mimikler her saniye değişiyordu. dudakları büzgü büzgü olmuştu bile. anneme bakıp "noldu bu çocuğa böyle?" dedim. annem merak etmemesi gerektiğini yenmiş olarak döneceklerini söyleyecekti ki lafını bitirmeden, "yenselerdi bursaspor diye bağrılmazdı" diye isyan edip ağlamaya başladı. "sen bilmiyorsun, hırs yaptı bugün" diyince annem, tutamadım, sinirlerim bozulmuştu, gülme krizine girdim. anticiddiyetimin bedeli karnıma aldığım yumruklarla ödüyor olsam da kesemiyordum gülmemi.

    o sırada ordu bozulmuş, geri dönüyordu. beyaz bayrağını sallaya sallaya evin yaralı ama gururlu askeri de geldi. beni küçüğün gazabından kurtardı. sonradan öğrendim ki babam yeni bir fenerbahçe bayrağı almış, maçtan sonra asacaklarını ballandıra ballandıra anlatmış, bizimkini de bir hevestir almış götürmüş. anne, babaya dönüp "hep sen böyle yaptın bu çocuğu, bebekken oyuncak arabalarla oynatmalar.." diye bir kaç şey söylediyse de, üstünde durulmadı. babam canla başla yenilmediklerini, berabere kalındığını anlatmaya çalışıyordu. 'gönüllüler birer birer şehit olmuşlar, düşmanın davranıp silah çekmesine izin vermeden üzerlerine atılmışlar. on birini de tepelemişler. muharebe başlarken bir kaç dakikada darmadağınık olacağı tahmin edilen düşman dayanıyormuş, herkes düşünceliymiş. ne çare ki boğuşma esnasında bir kaç yerlerinden yaralanmışlar. top bir türlü kale ile buluşamamış.'

    sonuçta bayrak balkona asıldı mı evet. hem de o minicik pide gibi ellerle. o bir fenerbahçe taraftarı olmuştu.
  • herseyi gectim, kendi stadinda, 52 bin gibi, hatiri sayilir sayida ilimizin nufusundan daha cok insanla beraber, sampiyonluktan sadece bir gol uzakliktaki takimini desteklemek, itici guc olmak icin hoporlorden bas bas muzige ihtiyac duyan taraftardir.
  • "üçüncü , beşinci, on beşinci olmuş takımların taraftarı fenerbahçe'nin 2.liğine sevinir. büyüklük budur , yemişim kupasını" tarzı teselli arayışlarına girmiş olmaları çok acıklı bir durumdur.

    hiç rakiplerinin rakiplerini desteklemezler. galatasaray, beşiktaş vs. puan kaybedince sevinmezler. el sikiyle gerdeğe girmeyin derler; ama bursa beşiktaş maçı 2-2 oldu diye kendi sahasında kazanamadıkları bir maç sonrası şampiyonluk kutlaması yaparlar.
hesabın var mı? giriş yap