• deniz baykal hakkında mışlı mişli yalan haber yapıp, deniz baykal da yalan haberini ortaya çıkarınca deniz baykal'a kızan adam. utanmasa niye yalan haberimi yalanlıyorsun diyecek.

    daha bu adamın nesiyle uğracaksın ki? bırakın konuşsun. kim takıyor ki bunu daha.
  • bugünkü yazısında yine kendisine yakışanı giymiş şahıs..
  • zamanında bir üniversitede program yapıyordu. solcu olduğunu sandığım bir öğrenci mehmet gül'e (onu köşeye sıkıştıracak) bir soru sormak istedi.
    bizim altaylı az kalsın öğrenciyi dövecekti. bağırıp çağırarak "önce adam gibi konuşmayı öğren" falan gibi fırçalarla çocuğun elindeki mikrofonu aldırdı.
    bundan bir-iki hafta sonra bir başka üniversitede bu defa da ülkücü bir öğrenci nurseli idiz'e bozuk atarak, fırçalayarak birşeyler söylüyordu.
    birkaç hafta önceki aslan parçası altaylı ülkücü vatandaşa öyle bir şefkat ve espiri ile yaklaştı ki, neredeyse adamın saçlarını okşayacaktı.
    haa unutmadan o dönem mhp iktidar ortağıydı ve şimdikinden daha fazla bir oy potansiyeline sahipti. demem o ki, bağımsız habercilik,
    yok dürüst gazetecilik bilmem ne vıdı vıdı .. ne diyordu nihat genç, anadoludan katar katar kurban getirip eyüp sultanda kestirseniz bile sizin
    günahlarınız affolmaz.
  • "senin kadar yakışıklı olsaydık maske takmazdık anam" diye seslenmek istediğim gazeteci.
  • maseratisi ile bir tur atmama izin verirse hakkında dünyanın en güzel entrylerini yazacağım etik gazeteciliğin kalesi kişi.
  • ekşi sözlüğü bilmeyen köşe yazarlarının yaptığı gibi nihat genç'in yazısına bakıp sözlük hakkında fikir edinmiş biri. ''nick name altına saklanma'' olgusunu herkes nihat genç'in yazısından alıyor sanırım. biz nick altına saklanmıyoruz, olay anonymous olma hakkı, bir türlü anlamak istemiyorlar nedense. bu arada praetorlara çok iş çıkaracak bir adam.
  • işin enteresan tarafı biz de tıpkı onun gibi yazarız.
    hiçbirimiz yaşar kemal değiliz, ayrı mesele.
  • ilk defa gittiğim gs numaralı tribününde, numaralı diye yanlışlıkla kendisinin locasına gidip oturduğum, tam maç başladığında arkadaşlarıyla gelip "bilader burası benim yerim" diyen, artık o kalabalıkta kendi yerimi bulamayacağım için itiraz edip direndiğim ve devamında maçı arkadaşları ile kendi locasından izlememe izin veren, yeri geldiğinde nazik de olabilen kişi.
  • bugünkü haklı isyanında habertürk okurlarının desteğini de almıştır.
    verdiğiniz hukuk mücadelesinde yanınızdayız fatih bey...
    misafir 07 haziran 2010 pazartesi 09:03
    ilim bilim yuvası internetin bazı sitelerini kapatana kadar sayın efendiler ekşi sözlüğü kapatsınlar
    misafir 07 haziran 2010 pazartesi 09:01
    e$ki sozlugun tadi galmadi zati hep amele dolu
    misafir 07 haziran 2010 pazartesi 08:42
  • suratımın fotoğrafını, vesikalık da değil böyle direk çene alın arasını çekip şuraya koymak istedim. maskeli olmadığımı anlasın diye kendisi.. kendisi hakkındaki de ilk entrym bu.. demokrasi'nin anlamını aydın doğan medya grubu içerisinde iken öğrenmiş olduğunu düşünen bir gazeteci (!) (?!) ile bir şeyleri tartışabilmek zor, pir'im..

    en nihayetinde para konuşuyor, medya grupları konuşuyor bu memlekette sadece. biz konuşunca sorun oluyor. e siz birbirinize ağız dolusu küfürler etmiyor musunuz ? kavgalar falan.. mecliste de herkes kavga ediyor. küfrediyolar birbirlerine, tekme tokat dalıyorlar.
    zaten kaldırılamayınca yenilen laflar, şiddet'e başvurabilme ihtiyacı ile bu maskeler düşsün mavalları. yoksa, gazetecilik geçmişi öyle savunulabilinecek türden şeylerle dolu değil fatih altaylı'nın.. 180 derece dönüşler, yeri geldi mi 720 derece dönüp smaç basmalar. topu bacak arasından geçirmeler falan..
    neyse..
    yalan dolanla işi olmayan kişidir kendisi..en azından kendi iddiası budur..
hesabın var mı? giriş yap