• insani bir yerinden mutlaka yakalayan sarki, kacamazsiniz.
  • bu şarkıyı ilk duyduğum zamanlar geliyor aklıma..

    2004 sonbaharı.. üniversiteye giriş, istanbul, yepyeni bir şehir. ergenliğin göbeğinde etrafında olup bitene alışmaya çalışan ben.. sabahları serviste camdan dışarı bakarken gördüğüm şeylere, yerlere alışmaya çalışırken tepkili, uzlaşmaz, biraz da ürkek ben servisin hoparlörlerinden sabahları dinliyorum bu şarkıyı. hatta her sabah aynı saatlerde duyuyorum şarkıyı bir süre.

    sözleri anlamlandırmaya çalışıyorum.. "everybody's changing and i don't feel the same.."

    şimdi 2008 ilkbaharında 4 yıl önce değişmeyeceğini düşünen avedis'in o gün ne kadar farklı bir insan olduğunu, hayata dair ne kadar az şey bildiğini ve öğrendikçe daha fazla canının yandığını düşünüyorum. hayatı öğrenmek, ona gerektiğinde baş kaldırmak gerektiğinde de boynunu eğmek zorunda olduğunu öğrenmek. buna göre kendini değiştirmek..

    küçükken birkaç saatte olgunlaşmış olan şahsımın ayakları üzerinde sıkıca durmasını ve hayallerini törpülemesini öğretmiştir bu şarkı.

    şu an odaya doğru süzülen güneşin parçacıkları yüzüme vururken itiraf ediyorum kendime;

    "everybody's changing"

    tanım: büyümek gibi bir şarkı.
  • travis şarkılarıyla aynı tınıda aynı hoşlukta olan şarkıdır..
  • abartmadan demek isterim ki,en sevdiğim şarkı.sebebi ise şu,sadece bana ait.evet bana ait bu şarkı.kimseyle beraber dinleyip,bu bizim şarkımız olsun abukluklarını yapmadım bununla iyi ki de yapmamışım "bizim" diye tabir edilen şarkılar zamanla artık dinlemekten korktuğunuz şarkılar oluyor ve hepimizi biliyoruz ki bir şeyden ne kadar çok korkarsak,kaçarsak o kadar yakalanma riskimiz büyüktür.bir zamanlar bir şarkı vardı,o kadar çok severdim ki,o kadar çok söylerdim ki,o kadar çok bizimdi ki,bittiğinde ilişkimiz o alışkanık yapan şarkı artık hayatımı sikme konusunda en rütbeli yerdeydi.ne yaptım peki ben? her zaman yaptığım gibi bana huzursuzluk veren,güçsüz düşüren her şey gibi çıkardım hayatımdan,sildim onu,kaçtım vs.şarkı.canlı değil soyut bir kavram garip bir şey işte ama çıkardım hayatımdan onu.bir gün bir mağazaya girmiştim alışveriş yapmak için,dolaşırken mağazanın içinde birden o şarkı çalmaya başladı.aradan aylar geçmişti ama olduğum yerde çivilenip kaldım işte.kaçamıyorsun hayatta bazen.bir şeyleri yenmek için onunla beraber yaşayıp,onu boğan sen olmalısın.belki fena halde sorunluyum bilmiyorum ancak çok garip işte.

    everybody's changing ise sadece ve sadece bana ait.kimselerle paylaşmadığım ve de büyük konuşuyorum paylaşamayacağım kadar bana ait.çünkü onu dinlerken kimse aklıma gelmiyor sadece geçmişim ve hesaplaşmalarım aklıma geliyor.kendimi düşünüyorum.

    bir tonight değil,bir iris değil,bir değirmenler değil,bir chasing cars değil,bir melodramma değil,bir sing ya da side ya da turn ya da my eyes değil,hey jealousy hiç değil,i surrender değil,ocean spray değil,have you ever seen the rain ise hiç mi hiç değil.everybody's changing sadece benim şarkım.budur bir şarkıyı bu kadar sevme ve bağlanma sebebim belki de kaçış şeklim.umarım bundan daha iyisini yapmaz keane.yaraları ağır oluyor sonra.
  • birini tanımak istersem bu şarkıyı dinletip i don't feel the same kısmını nası aldığını sorarım
  • lise zamanlarında dream tv'de klibinin gelmesini dört gözle beklediğim şarkıydı. hala dinlerim. şöyle bir şey de var ki ilk gördüğümde nefret etmiştim. diğer klipleri beklerken dinleye dinleye o eşsiz tadı yakaladı bünye.

    bunu seven bunu da sevdi: somewhere only we know.
  • dünyanın en güzel şarkısı olabilir.
  • insana huzur veren bir melodiye sahip olan sarkı.
  • su ana kadar yazilmis entryler ne kadar dogru dedirten parca. eskiden bodrum, eglence, samimi kucaklasmalar, araba ile hiz yapmak, gercek dostluklar vardi. simdi ise artik net kar, ciddi iliski, is yeri, prim, burokrasi, ev alim, araba alim var. herkse degisiyor, ama ben halen oyle hissetmiyorum...
hesabın var mı? giriş yap