• şu sıralar cemiyette pişmektedir.
  • dun aksamki hawks macinda attigi sayilarla degil, aldigi ribaundlarla maca damgasini vuran oyuncu. son 4 dakika icinde jennings'in kaciridigi serbest atista aldigi ribaund, kendisine verilen kotu bir pasi top disari cikarken iceri cevirisi, ve en son jennings'in kacirdigi turnikenin ribaundunu 3 hawksli arasindan cekerek delfinoya birde ucluk assisti yapmasi ile maci ceviren adamlardan biriydi.

    ikinci yarida bir ara 13 sayi geriye dusen bucks maci soke soke aldi. tabi burda haklarini yememek lazim jennings, salmons, ve ridnaur hucumda sayi yukunu cekerek sirtladilar takimi.
  • milwaukee bucks'ın playoff'lardan elenmesi ile sezonu 9.2 sayı ve 7 rebound ile tamamlamıştır. jennings, redd , bogut gibi sapına kadar bireyselci oyunculara rağmen bence gayet iyi bir performans. gönül isterdi ki playoff'larda kendini biraz daha gösterebilseydi ama yine de erken bitirmesi iyi oldu. malum önümüzde dünya şampiyonası var.
  • 23 dakika ortalama ile oynadığı henüz ikinci nba senesinde, en iyi savunma takımı oylamalarında ikinci beş için bir tane oy almayı başarmış olması her ne kadar oylamayı yapan nba koçlarının bazılarının âkilliği tartışılır olsa da gayet mühimdir. yürüyedur..
  • yüzündekinin ne olduğuna bir türlü karar veremediğim adam.

    edit. daha doğrusu burnu mu sakattı yoksa estetiğine mi çok düşkün. çünkü dişlik de takıyor..hanii basketball için biraz abartılı gibi...
  • milli takımımızın en iyi oyuncularından biri. turnuvadaki her takımın bir tehlikeli şutörü var aşağı yukarı ama bizde olduğu pek söylenemez. gününde olduğu zaman ömer onan diyebiliriz belki.
    ersan ne zaman nereden atacağı belli olmayan bi oyuncu, rakibin gözünü korkutan her an tehlike yaratabilen ve bizim takımımızda bunu yapabilecek başka alternatif yok.
    bunların dışında iyi rebound takip ediyor ve boşta oyuncu görebildiği zaman asistleri de muhteşem, hücum konusunda katkıları zaten açık bi şekilde görülüyor. sakatlığının nüksetmemesini diliyorum, turnuva boyunca çok ihtiyacımız olacak.
  • sene 2003, pertevniyal spor klübüyle datça'da yaz kampındayız. idman, gırgır, yemek, havuz derken hızla geçti, bitti kamp. o zamanlar takımın yöneticisi olarak a. hoca var otobüste başımızda. dönüş yolunda elimize birer a4 verildi. "kalem çıkarın".

    bilen bilir, pertevniyal özellikle gençler takımında türkiye'nin en iyi kulüplerindendir. efes pilsen'e, ülker'e deli gibi oyuncu verirdi ben oynarken. o zamanlar da genç takım türlü maddi güçlükle final oynamıştı ülker'le. a. hoca'nın derdini sonradan yaptığı açıklamadan anladık. "ülker gitmiş ersen ilyasov diye bir çocuğu devşirmiş 1-2 sene önce, çocuk 30 sayı 15 ribaund'la maçı tek başına aldı. finalde kaybettik. maç sonrası ismet badem bir yazı yazmış, ülker'i desteklemiş. şimdi ona tepki mektupları göndereceğiz hep birlikte. türk oyuncuların desteklenmesi, devşirmenin gereksiz ve etiksizliği konusunda. hepiniz yazıyorsunuz."

    derdi anlaşılmıştı: kuyruk acısı. e dedik yazalım. sevgili ismet badem, ersan'ı niye desteklediğinizi sorabilir miyiz? 2 gün önce bizim takımı adeta s.kip atmış, 14-15 yaş grubuyuz ve şu anda orta yaş üstü bir adamın egosunu ve hırsını tatmin etmekle uğraşıyoruz. hem de yazarak.

    bilmemkaç tane mektup, ismet badem'e postalandı. o günden sonrası şöyle. büyüyen basketbolcular, gazetede her ay "ersan barcelona'da", "ersan bucks'da", "ersan milli takımı sırtladı" yazılarını okuyup, milli maçları izlediğinde "kalıbımızı s.keyim olm" diye kendilerine kızıyor. resmen utanç kaynağı oldu bizim adımıza. basketbolu bırakıp okumayı seçen iki-üç maldan biri olan ben ise daha da çok utanıyordum. en azından diğerlerimizin sahada özür dileme şansı olabilecekti. ben ise ersan'a karşı duyduğum sorumluluğun ağırlığı yüzünden ne yapacağımı şaşırıp insanların ağızlarına elimi sokmaya, yeri geldiğinde salyalarını uzatmaya başlayacaktım.

    şimdi düşünüyorum. kendimize kızmamızı da anlamsız buluyorum çünkü utanması gereken, yüzü kızarması gereken sayıyla bir adam var bu hikayede. "ersan ilyasova" şu an bana göre tartışmasız milli takımın en iyi oyuncusu.

    sözün özü şu; böyle takıntılardan kurtulmamız gerek bizim, elvan için de konuşuluyordu bu tip şeyler. oyuncuyu 12-13 yaşında kendi alt yapına alıp kendin eğitiyorsan bunda etik dışı bir durum yoktur. bugün mesut alman milli takımını seçmişse, sonuna kadar haklıdır. almanya da uğruna zaman, emek, para harcayarak mesut'u "oynatabimekte" sonuna kadar haklıdır.

    bir ağaç tohumu alıyorsun türkiye'den, götürüyorsun ülkene. uğraşıyorsun, büyütüyorsun, meyve verme döneminde sana tohumu veren türk diyor ki, ağaç benimdi, meyveler benimdir. yok ya. ersan da aynı hesap.

    iyi ki varsın ersan, seni milli takıma kazandıranlar iyi ki var.
  • 5 oynamayı 3 oynamaya tercih eder. 3 numara fundamental'ı hakkında en ufak fikri yoktur. 4 numarada ise, avrupa'nın en iyi 2-3 oyuncusundan biridir.
  • bu akşam mükemmel bir oyun sergiliyor. ilk 8 dakikada 12 sayı buldu.
  • bu adam ne kadar şımartılsa az gelir. milli takım oyuncularımızın hepsi iyi ama bu herif bambaşka, öyle anlarda öyle kritik müdahalelerde bulunuyor ki su serpiyor insanın içine. varlığı ile güven duygusu yaşatıyor adeta. bu akşam yine muhteşem bir oyun sergiliyor terminatörüm benim :*
hesabın var mı? giriş yap