• 31 ağustos 2010 türkiye yunanistan maçı'na istinaden:

    daşşağını yiyimmm.

    edit: ulan o değil de maçın gazıyla giriyoz böyle entryler. korkuyorum kapı çalıcak girecek 2 küsür metrelik adam içeri, dökecek şanzımanı önüme.
    neyse olsun şompoyon torkoyo.
  • 19 yaşında geldiği ve sadece 3 sezon ayrı kaldığı milwaukee bucks için baya baya lokal bir efsane statüsünde bu adam.

    bucks tarihinde en çok maça çıkan 5. oyuncu kendisi. yine bucks tarihinde en çok 3 sayı isabeti kaydedenler sıralamasında da 5. sırada.

    en çok savunma ribaundu alan 6. ve en çok hücum ribaundu alan 7. isim. muhtemelen en çok hücum faul aldıran oyuncu sıralaması yapılırsa da açık ara 1. sırada kendisi yer alır.

    bu kadar mütevazı bir kariyerle, 1968 yılından beri nba'de bulunan bir organizasyonun tarihinde bu kadar yer edebilmek çok acayip.

    daha 33 yaşında ve belki yolları bir kez daha kesişir.
  • 36 dakikada 29 sayı 25 rebound ve bunların 13ü hücum reboundu. kontrat senesi falan anlamam:

    (bkz: my name is buck and i'm here to fuck)

    takımındaki diğer bucklara tavsiyem:

    (bkz: tişikkirlir sipirmin)
  • sene 2003, pertevniyal spor klübüyle datça'da yaz kampındayız. idman, gırgır, yemek, havuz derken hızla geçti, bitti kamp. o zamanlar takımın yöneticisi olarak a. hoca var otobüste başımızda. dönüş yolunda elimize birer a4 verildi. "kalem çıkarın".

    bilen bilir, pertevniyal özellikle gençler takımında türkiye'nin en iyi kulüplerindendir. efes pilsen'e, ülker'e deli gibi oyuncu verirdi ben oynarken. o zamanlar da genç takım türlü maddi güçlükle final oynamıştı ülker'le. a. hoca'nın derdini sonradan yaptığı açıklamadan anladık. "ülker gitmiş ersen ilyasov diye bir çocuğu devşirmiş 1-2 sene önce, çocuk 30 sayı 15 ribaund'la maçı tek başına aldı. finalde kaybettik. maç sonrası ismet badem bir yazı yazmış, ülker'i desteklemiş. şimdi ona tepki mektupları göndereceğiz hep birlikte. türk oyuncuların desteklenmesi, devşirmenin gereksiz ve etiksizliği konusunda. hepiniz yazıyorsunuz."

    derdi anlaşılmıştı: kuyruk acısı. e dedik yazalım. sevgili ismet badem, ersan'ı niye desteklediğinizi sorabilir miyiz? 2 gün önce bizim takımı adeta s.kip atmış, 14-15 yaş grubuyuz ve şu anda orta yaş üstü bir adamın egosunu ve hırsını tatmin etmekle uğraşıyoruz. hem de yazarak.

    bilmemkaç tane mektup, ismet badem'e postalandı. o günden sonrası şöyle. büyüyen basketbolcular, gazetede her ay "ersan barcelona'da", "ersan bucks'da", "ersan milli takımı sırtladı" yazılarını okuyup, milli maçları izlediğinde "kalıbımızı s.keyim olm" diye kendilerine kızıyor. resmen utanç kaynağı oldu bizim adımıza. basketbolu bırakıp okumayı seçen iki-üç maldan biri olan ben ise daha da çok utanıyordum. en azından diğerlerimizin sahada özür dileme şansı olabilecekti. ben ise ersan'a karşı duyduğum sorumluluğun ağırlığı yüzünden ne yapacağımı şaşırıp insanların ağızlarına elimi sokmaya, yeri geldiğinde salyalarını uzatmaya başlayacaktım.

    şimdi düşünüyorum. kendimize kızmamızı da anlamsız buluyorum çünkü utanması gereken, yüzü kızarması gereken sayıyla bir adam var bu hikayede. "ersan ilyasova" şu an bana göre tartışmasız milli takımın en iyi oyuncusu.

    sözün özü şu; böyle takıntılardan kurtulmamız gerek bizim, elvan için de konuşuluyordu bu tip şeyler. oyuncuyu 12-13 yaşında kendi alt yapına alıp kendin eğitiyorsan bunda etik dışı bir durum yoktur. bugün mesut alman milli takımını seçmişse, sonuna kadar haklıdır. almanya da uğruna zaman, emek, para harcayarak mesut'u "oynatabimekte" sonuna kadar haklıdır.

    bir ağaç tohumu alıyorsun türkiye'den, götürüyorsun ülkene. uğraşıyorsun, büyütüyorsun, meyve verme döneminde sana tohumu veren türk diyor ki, ağaç benimdi, meyveler benimdir. yok ya. ersan da aynı hesap.

    iyi ki varsın ersan, seni milli takıma kazandıranlar iyi ki var.
  • eşi, çocuğu, yerleşik hayatı olan; daha da para kazanmaya ihtiyacı pek kalmamış kariyerinin sonlarını yaşayan basketbol oyuncusu. nba'in 10 yıllık veteran oyuncu için minimum kontratı, avrupa'da yıldız oyuncunun kazandığıyla kıyaslanabilir düzeydedir bu arada.
  • "turkey ersaned greece"
  • biri bu adama bu akşam çemberin kordinatlarını vermiş .lazer güdümlü atıyor.
  • maçtan önceki seramonide herkes milli marşı söylerken söylemeyen devşirme.
    ne yapayım böyle adamla gelen galibiyeti, yunanistan'a karşı bile olsa.
    hahahaha, atlamayın lan durun, yok öyle bişi.
    trollük öğrenmeye çalışıyoruz bu yaştan sonra, idare edin amk.

    bu ersan hakkında yazdığım 8. entry sanırım.
    ama ben kendi fikrimi yazmayacağım bu sefer.
    bugün, dirk nowitzki türkiye'de kendi adını taşıyan bir basketbol sahası açtı.
    türkiye ile ilgili kendisine sorular soruldu tabi, takım, şampiyona falan.
    nowitzki, bir iki genel laftan sonra, ersan'ın ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu anlatmaya başladı
    ve yere göğe koyamadı ersan'ı.
    ve o kadar haklıydı ki, ersan o günün akşamında nowitzki'ye 26 sayı ve 6/6 üçlük ile selam gönderdi adeta.
    çok yaşa be ersan. bir sezon boyu nba'de oynadığın hemen her maçı internetten canlı izlerken zaten görüyordum neler yapabileceğini.
    orada olan nowitzki de görüyordu. şimdi türkiye'de görmüş oldu.
    helal olsun.

    ...da, şu milli marş olayını...
    öhm... neyse...
  • bugün antetokounmpo'nun yerine ilk beş çıktığı maçta 24 dakikada 7/8 isabet oranıyla 18 sayı, 17 ribaund ve +37 plus/minus istatistiğiyle oynamış milli basketbolcumuz.
hesabın var mı? giriş yap