• trt'de gülben ergen'in programına katıldığında tanımıştım bu adamı. orada son derece kibar, güleryüzlü, duyarlı bir doktor gibi görünüyordu. ablam son dönemlerde pek iyi hissetmiyordu kendini, annem de sürekli programa katılan erol göka'nın konuşmalarından çok etkilenmiş insana değer veren, hastalarıyla ilgilenen bu aldatıcı görüntüsüne kandığı için de ablamı ona gitmesi konusunda ikna etti. araştırdık, özel muayenehanesi olmadığı için numune hastanesi'nden kendisiyle görüşmek için randevu aldı ablam. görüşme 10 dakikaydı, ama televizyondaki umut veren, insana kendini iyi hissettiren tavırlarını yakından görmek, hiçbir şey olmasa da belki bir cümlesiyle daha iyi hissettireceğini düşünerek yola koyulduk.

    randevuya binayı karıştırdığı için birkaç dakika geç kaldık maalesef. hastanede çalışan bir kadın eğer arkasından başka bir hastanın randevusu yoksa doktorun kendi isteğiyle görüşmeyi yarım saate kadar uzatabildiğini, insiyatifin onda olduğunu söyledi. odasının olduğu kata çıktık, bomboş in cin top oynuyor. ablam daha önce hiç psikiyatriste gitmemiş olması, birkaç dakika geç kalmamız ve son dönemlerde yaşadığı sıkıntıların dışa vurumu olarak gözleri dolu doluydu. kapıyı çaldı ve içeri girdi. kapının önünde olduğum için konuşmaları duyabiliyordum. ilk olarak "niye geç kaldın!" diye bağırma sesi geldi. devlet hastanelerinde doktorların karşıdakine aklına gelen her şeyi söyleyip evdeki, kendiyle ilgili her türlü sıkıntısını destursuz bir şekilde çıkardığını gerek başıma gelen olaylardan gerekse haberlerden falan biliyordum. o da zaten başlı başına doktorlardan nefret etme sebeplerinden biriydi. fakat sevgili erol göka'nın gerçek insanın yüzünde yazar mı diye bir kitabı vardı, sadece bir insanın ifadesine bakarak duygudurumunu, asıl benliğini ortaya çıkarmaya uğraştığı ve gülben ergen'nin programında bunu naif naif(!) anlattığı bir kısım vardı. odasına tedirgin ve mahçupça girdiği yüz ifadesinden belli olan bir hastaya "niye geç kaldın! zaten 5 dakikadan ne bekliyorsun! anlat çabuk!" diye gürlediğini duydum bu nazik adamın.

    kaç tane kitabı var, insan psikolojisini yıllardır incelemiş. kendisinin bilgisinden, ilminden yararlanmak için gidiyoruz ama yaptığı tek şey 3 dakika içinde "anlat, tamam çık!" demek. bu mu insanları iyileştirmek, daha iyi olması için yönlendirmek? zaten hastane politikasına girmiyorum, şu zamanda günün koşullarında stressiz bir hayat sürdürmenin neredeyse imkansız olduğu çok açık. ama yardıma ihtiyacı olan insanın derdini anlatması için ve karşıdakinin onu anlaması için topu topu 10 dakika veriliyor, o da eğer doktorun iyi gününe denk gelirseniz belki dinlenip derdiniz çözüme kavuşturulmaya çalışılıyor, çok güzel!

    ilm-i simayı inceleyen, felsefeyle psikiyatri arasında bağlantı kurduğu birçok kitap bulunan erol göka, felsefenin en temel konularından biri olan etik konusunu göz ardı ediyor. çünkü ne olursa olsun karşıdaki insana işi gereği yardım etmeye çalışmak değil midir olay? 2 dakika anlamaya çalışsaydı, gereksiz öfkesini bir kenara atsaydı olmaz mıydı? iş etiği bunu gerektirmez mi?

    bir de kendisi en son "öfke kontrolü" konusunda bir toplantıya konuşmacı olarak katılmış ve demiş ki: "insanları görmezden gelmeyin görmezden gelmek bazen en büyük hakarete eşdeğerdir. üstünlük taslamayın." bugün kendisinin tam olarak yaptığı karşıdaki insanın sorunlarını görmezden gelmek önem vermemek ve kendi gibi ulvi bir şahsın nasıl olur da bunlarla muhatap olduğunu düşünmenin getirdiği üstünlük taslamaktan başka bir şey değildi.

    bir dahaki sefere anlam verilemeyen öfkesini yenmek için konuşmacı değil de katılımcı olsun bence.
  • ayrıca narsistin önde gidenidir
  • iktidar yalakaligina o kadar hizli devam etmektedir ki twitter'in kapanmasi soylemini dahi "du bakalim bekleyin" diyerek can hiras savunmustur. e fazla surmedi tabi rte kapatti dakikasinda.

    https://twitter.com/…goka/status/446710554905042946
  • vicdanina ve adalet duygusuna guvenmek istedigim hocam. bir insan egriyi dogruyu bilir, zalimi mazlumu bilir ama hala zalimden yana tavir alir mi anlamis degilim. surekli mutlak bir bildigi vardir dedik ama doğru yapmadık sanırım. turkiye insaninin sosyolojisi hakkında bir suru kitap yazmis bir profesor bu kadar yanli yorumlar nasil yapabilir? yapilan bunca haksizliga, zalimlige nasil goz yumabilir? sanirim saglik bakani olmadan da iflah olmayacaktir. aha buraya yaziyorum. "dedi" dersiniz.

    neden böyle yaptığına anlam veremiyorum ama adam çok başarısız bir yalaka
  • ülkemizin, güçle arası her zaman iyi olmuş okur-yazarlarından. şimdilerde yakın olduğu akp (milletvekili aday adayı oldu), meşru bir güçtür ve göka'nın içinde bulunduğu ilişkilerin göreli "daha ilkeli" olduğu bir döneme işaret etmektedir. akp'nin çekirdeğini oluşturan milli görüşçülerin siyasetten tasfiyesine çalışılan 28 şubat döneminde, beyimiz avrasyacıydı mesela. avrasyacalık o günlerde bir tür proto-ergenekonculuk ya da neo-ittihatçılıktı. akp'nin ayağının kayar gibi olduğu ilk fırsatta, göka'nın güce en yakın siyasal ilişkiler ağına kapılanacağından kuşku duyulmamalıdır.
  • ben ki karşımda yapılan kendinden emin konuşmaların genelinden etkilenmeye meyilli insanımdır, şu an canlı konuşmasını dinlemekte olduğum bu bey ise bizim ortaokuldaki din kültürü öğretmeni nurullah bey kadar yetkin konuşmuyor. zaten elinde bir metin var, onu okumakta. "allah'ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı yoktur" falan diyor. hristiyan için ritüelin ne olduğunu anlamakta zorlanıyor artı ateistler olduğunu tahmin ettiğim bir kitleye de cahiller diyor.
    tamam fazla bilimsel olmayacağım demişti en başta ama, bu kadarına da cinnah...
  • bu adam sanırım bizim apartmanda 7. katta oturuyo. ama emin değilim ara sıra asansörde karşılaşıyo gibiyim. benzetiyo da olabilirim.
  • "erdoğan'ı neden sevmiyorlar?" başlıklı bir yazı yazmış. maşallah. kavlince bir takım nedenlere değinmiş ama erdoğan'ın kendisine, karşıtı olanlardan bahsederken kullandığı dile filan hiç değinmemiş. değinecekmiş de sütunun boyu yetmemiş... sonraki yazılarda artık hocam, inşallah...

    http://yenisafak.com.tr/…ni-neden-sevmiyorlar/50342
  • kemal sayar hatırına şu adama katlanmaya çalışıyorum ama bu adam bunca zaman şu meslekten nasıl para kazanabilmiş çok ilginç. bir adam bu kadar mı düz olabilir. hiç mi ilginç bir şey çıkmaz. yani onca eğitim onca tecrübe. programı izliyorsun boş bomboş basmakalıp laflar. bir de sanki bunu çok önemli bir şey söylüyorum/söyleyeceğim edasıyla yapması çok ilginç hakket.
  • akp'den milletvekili aday adayi. buralari hep entari dolacak. dedim ben bakan olmadan rahat etmeyecek. halbuki doktorsun doktor olarak kal. nedir yani bu herseyi olmak istemek. niye yani bu hırs?

    edit: milletvekili olamadı. hala daha umudunu da yitirdiğini sanmıyorum ama doktorluk hariç her şey üzerinde eğreti duruyor.
hesabın var mı? giriş yap