• sonradan warner music'e satilan fransa'nin onemli klasik muzik plak sirketi. fransiz sanatcilari tanitmaya adamislardir kendilerini. messiaen ve boulez'nin bircok plagi (ve artik zor bulunuyor) buradan yayinlanmistir.
  • marie-claire alain'in performanslarini iceren 25 plaklik bach'in tum piyano ve org eserlerini icine aldigi bir set yayinlamis olan plak sirketi. sirkete hayvan dersem setin kendi basina hayvanligini es gecmis olurum. kac kilo oldugunu bilmiyorum setin henuz ancak onu bana tasiyacak olan posta gorevlisine en derin saygi ve sevgilerimi iletiyorum. kufur ederse de affedecegim simdiden soyleyeyim.
  • zeus'un 9 ilham perisi kizindan biri, ask edebiyatiyla ilgilenir bizzat..
  • hz. süleyman’dan sonra hayvanlarla iletisim kurabilen tek kisi. zira kendisi daha çok kedi dili üzerine yogunlasmistir. güzel bir kedi gördügünde dayanamaz. dizlerinin üzerine çöker, avuçlarini hayvanin yanaklarina bastirir ve şöyle der,
    "ubizibi zup zup zip zip zip*"

    *sen ne sevimli şeysin, yerim ben seni
  • kafamdaki bir tanımı veya verebileceğim bir örneği boş verip, bu şahs-ı yekta için şöyle diyorum:

    o eski günlerin hatırına, binlerce tadelle ve cibz aşkına, ofiste winamp aşkına, onca ortak dert aşkına, oneiros'un yası aşkına, geceyarısı karum parkı aşkına, ankara'nın soğuğu aşkına, fotomodel çilekler aşkına, yattığın ranza aşkına çalıyorum: donde estas yolanda!?

    hele şükür. afilli oldu.
  • athena'yı kıskandıracak kadar zeki, venüs'ü kıskandıracak kadar güzel ve aşk dolu, risus'u kıskandıracak kadar neşeli insan. onu anlatmak için evrenin zengin repertuvarındaki bütün güzellikleri biliyor olmanız gerekir. özellikle sabahları öyle bir ışık saçar ki güneş bile onu gördüğünde ne yapacağını unutur.
  • günün birinde “birileri beni ciddiye alacak, eteğimin altında dökülen taşları görecektir belki” diye düşündüğüm olurdu. bazen buna inandım, ama çoğunlukla ikna edemedim kendimi. hava güzelken “yağmur yağacak” demek gibi bir şeydi bu çünkü. hem gökyüzünde de kavuran bir güneş vardı. güldüm kendime, ben bile….

    bir gün bu yamuk yumuk, çarpık çurpuk taşları pek sayın bayan erato topladı. tam güneşten kızarıyordum ki, yağmur yağmaya başladı.

    beni bile kendime inandırdı! öyle mübarek bir insandı.
    yağmur yağdıran türden…

    borçluyum kendisine…

    (bu, hımbıl ve ağır bir silahşörün iade-i ziyaretidir)…
  • becerikli ve isini bilen 6.nesil yeni yazarimiz. hayirli olsun diyorum kendisine.
  • sozlukte karsilasilan eski tanidiklardan. entryleri itibari ile de altinci neslin yuzaklarindan. gec de olsa hosgeldin diyor basarilarinin devamini diliyoruz.
hesabın var mı? giriş yap