9 entry daha
  • cumhuriyet gazetesi'nde ermenilerin hangi belgeleri tahrif ettiğini gösterecekmiş. ne güzel, "dürüstlük" de yakışır ona... şu ana kadar hiç bir konferansta, hiçbir toplantıda ermeni katliamı iddialarını çürütemediğini gördüğü için artık varolduğu tartışılmaz olan kimi "ermeni sahtekârlıklarını" çözmeye konulmuş (ama maalesef bu sahtekarlıklar ortada bir imha olduğunu gizleyemiyor).

    iyi bir iş çıkarıyor bence. ama umarım, bunları yaparken "benim görüşüme uymuyor" diye karşı-tahrif yapmaz -daha önce yaptığı gibi... çünkü hem kendi kişiliğinde hem de başkaları kişiliğinde seçici belge alıntılama, bağlamdan koparma durumlarına çok rastladık da, bizim gibi konu hakkında sınırlı bilgisi olan kişileri kandırmadan ya da yanlış yönlendirmeden "vicdanı rahat bir şekilde" anlatır olur bitenleri. ya da madem dersimiz "dürüstlük". şu ana kadar yusuf halaçoğlu ve kimi türk tarih kurumu tarihçileri, gündüz aktan, şükrü elekdağ, justin mccarthy ve daha birçok sayısız "tarihçi"nin yaptığı mide bulandırıcı sayısız tahrifatları da güzel güzel anlatır. "dürüstlük" bunu gerektirir değil mi efenim?

    edit: maalesef diğer "tarihçiler" gibi 25-29 nisan 2006 tarihleri arasında yazdığı "ermeni belge sahtekarlıkları" isimli yazı dizisinde [1] -kimi yerlerde- affedilmez hatalar yapmıştır. şöyle biraz açıklamak istiyorum (yazı dizisinin birinci gününde hata olmadığından ve son gün de yeni bir şey vermediğinden bu günleri es geçiyorum):

    - 26 nisan 2006 tarihinde andonian'ın sahte olduğu ileri sürülen dökümanlarını incelemiş... ancak, burada kimi bilgi yanlışları (naim'in yaşamadığı, halep valisi abdülhalik nuri hakkında istanbul mahkemelerinde aleyhte delil bulunmadığı gibi) yapmış. vahakn n. dadrian tam da "20" sene önce aldığı yazıda, bırakın ataöv'ün savlarına cevap vermeyi tüm "cümlelere" karşılık veriyor. dadrian'ın naim-andonian incelemesine katılınmayabilir; lâkin savlar için çok önemli bir kaynaktır[2]

    - kendisi, 26 ve 27 nisan'da da mustafa kemal'in "sahte sözlerini" kullananları deşifre ediyor. buna paris'te bir türk diplomatın asala tarafından öldürülmesinden sonra tanık olarak çıktığı mahkemede, bir avukata göre güya mustafa kemal istanbul mahkemelerine çıkıp ifade vermiş. ataöv'ün de belirttiği gibi tarihsel açıdan mümkün değil ama bunu pek araştırmadan bir kitabında yayımlayan fransız bir yazar -ermeni değil... sorun bu da değil 27 nisan'da atatürk'ün bir sözünü aktarmış ve sanki mustafa kemal bir tek o lafı varmış gibi davranmış hatta "bu oyuna kimi türk yazarlar da ortak oluyor" mealli bir tavıra saklanmış. burada kendisi çok seçmece davranmış, atatürk'ün ermeni sorunu ile ilgili diğer sözlerini es geçmiştir[3]

    - 27 ve 28 nisan tarihlerinde, bir isviçreli gazetecinin soyunun izini sürmüş. hikaye şu: bir isviçreli yazar los angeles'te çıkan bir gazeteye atatürk ile mülakatını yazmış 1926 yılında... mülakat, izmir suikastını temel almış lâkin ermeni konusuna da değiniyor. ataöv de mülakatın "atatürk'ün üslubuna yakışmadığını" ileri sürüp bir dönem isviçre büyükelçiliğine, isviçre gazeteciler birliğine ve ulusal kütüphaneye başvurarak "böyle bir gazetecinin var olmadığını" ve dolayısı ile "mülakatın uydurma olduğunu" yazmış. bence isviçre asıllı'yı akılda tutup aynı kaynakları abd arşivlerinde araştırması, isviçre'de böyle birinin yaşayıp yaşamadığını soruşturması ve de gazetecinin takma isim kullanıp kullanmadığı ihtimalini de gözden geçirebilirdi -ama sorun bu değil, çünkü ataöv gerçekten de haklı olabilir. buradaki sorun, ataöv'ün ermenileri suçlaması. ona göre, california'daki ermeni diasporası yapmıştır bu eylemi... halbuki bu ithamı ortaya atabilmek için bir "kanıt" olması gerekir. bunların dışında yukarıda andığım kimi ihtimalleri de gözden geçirirsek mülakat ve gazeteci "gerçek" de olabilir. gene de ataöv'ün araştırması son derece önemlidir ama bence "yalan bu!" diye kesip atmaktansa şu tavrı takınmalıydı: "elde ettiğim şu bilgilere göre bu mülakatın gerçeklik ihtimali çok zayıftır."

    - 28 nisan'da son olarak nürnberg mahkemelerinde kayda geçmiş diye duyurulan, hitler'den alıntılanan bir sözün ("ermenilerin yok edilmesini bugün kim hatırlıyor ki?") hiç söylenmediğini nünberg tutanaklarına dayanarak veriyor. sadece mahkemeler sürerken benzer bir konuşma metni nürnberg mahkemelerinin sürdüğü tarihte new yok times gibi gazeterde geçmiş ve gazeteler de "ekleme" yapmış. neye dayanarak "ekleme" yapıldığını hiç belirtmeyen ataöv, bu nürnberg belgeleri hakkında doğruyu söylüyor olabilir. ancak o söz de mahkemelerde geçmiş ancak tutanaklara da alınmamış olabilir. ancak sorun bu değildir. ataöv'ün bu sözün "birincil" kaynağı nürnberg olarak veriyor. bu yanlış bilgidir. hitler'in bu sözü söylendikten yazlnızca üç gün sonra yani 25 ağustos 1939 yılında kayda geçmiştir[4]

    sonuç: maalesef, türkkaya ataöv'e göre dünya durmuş gibi. bu konulardaki kendisinden sonraki gelişmeleri hiç dikkate almamış ve 20 yıl önce söylediklerini tekrarlamış.. ya da bunu yaptı diyelim, kendi tezlerini çürüten kişilerin görüşlerini de aktarsaydı ve bunların "yanlış yaptığını" ortaya çıkarsaydı. ama bu da yok.

    cumhuriyet gazetesi de, daha önce şükrü elekdağ ve doğu perinçek'in ayrı yazı dizileriyle bu konuya eğilmiştir. bu iki yazar da ataöv'ün yaptıklarını yapmıştır: yazdıklarının doğru olmadığı kanıtlanmasına rağmen aynı şeyleri tekrarlamışlardır.

    [1] türkkaya ataöv, "ermeni belge sahtekarlıkları", cumhuriyet, 25, 26, 27, 28, 29 nisan 2006
    [2] vahakn n. dadrian, the naim-andonian documents on the world war i destruction of ottoman armenians: the anatomy of a genocide, international journal of middle east studies, vol. 18, no. 3, aug., 1986, pp. 311-360
    http://hyeforum.com/…iversion/index.php?t12845.html
    [3] tablonun bütünü için: taner akçam, "1915 efsaneler ve gerçekler", radikal iki, 25 mayıs 2003
    http://www.radikal.com.tr/…003&ek_tarihi=25/05/2003
    [4] kayda geçiren ise hitlerin bir konuşmasını dinleyen almanya'nın ingiliz büyükelçisi "nevile henderson"dur. ayrıntılı bilgi için yukarıdaki dadrian'ın yazısının 103. dipnotuna bakınız.
20 entry daha
hesabın var mı? giriş yap