2 entry daha
  • eldeki imkanlar ve bu imkanların edinilen deneyimle geliştirilmesiyle birlikte pek çok yaşam alanı içerisinde mümkündür ve dönüştürücüdür; hem bireyi hem de toplumu.

    --- spoiler ---
    nasıl mı? endüstriyel pek çok ürünü tüketmeyi tercih etmiyorum, bkz. "tercih etmemek" dedim, reddetmek değil. 2012 yılından bu yana hayvansal ürün tüketmiyorum. veganlık olarak ifade etmiyorum bu durumu çünkü soya, seytan, alpro sütler vb. ithal ve/ya üretimi konusunda bilgi sahibi olmadığım besinleri de (kahve tüketimim direct ve fair-trade çiftliklerden elde edilen ürünlerle, bildiğim/tanıdığım kahve kavurucu ve kahve dükkanlarıyla sağlıyorum) tüketmiyorum. vegan sucuk, et vb. replacement ürünleri de tüketmiyor, mantığını anlamakta zorluk yaşıyorum, "neden başka bir isim/ifade değilde.." sorusunu sıklıkla sormaktayım. kendi ekmeğimi yapıyorum, uygun sebzeleri regrow olarak yeniden yetiştiriyor, organik atıkları kompost ile dönüştürüyor ve istanbul'un tarihi bostanlarından taze sebzelerimi ediniyorum. yakınımdaki yerel üreticilere çok kıymet veriyorum.

    yerel üreticiler, ekolojik çiftlikler, dünyanın diğer ülkelerindeki etkinlikleri yoğun bir şekilde takip ediyor, tanışıyor, edinebildiğim her bilgiyi ediniyorum. çünkü bilgi, bilgiyi doğuruyor ve yeni pratikler ortaya çıkıyor.

    son 2 yıldır ayda 1 defa su alışverişi için markete gidiyorum, bunun dışında market alışverişim olmuyor. en son bir kaç ay önce metroya binmek zorunda kaldım, o da bir müşteri toplantısı vesilesiyle. metrobüse de aylar evvel bindim. yürüyerek ve bisikletle ulaşım sağlıyorum. tatillerimi de bu pratikler çerçevesinde yapıyorum.

    kesişim bağlamında veganlık tanımını sahiplenen ve label olarak kullanan arkadaşlarla sıklıkla etkileşimim oluyor. amaç bağlamında saygı duyuyor, eylem bağlamında çokça eleştiriyorum. örneğin, inek sütü konusundaki hassasiyetlerinin bir kısmını badem sütü nezdinde de göstermelerini bekleyebilirim, neden mi? araştırmak ve sürekli kendini geliştirmek, fanatizm sınırları dışına çıkıp kendi bilgi ve becerilerini kullanmak önemli tabi, yoksa eleştirilenin bizatihi kendisi haline de gelebiliyor insan. bu bir örnek elbette. sadece işin pazarlama ve kitle yönetimi konularında yeterince bilgi sahibi olmadıklarına tanık olduğum için bu örneği vermek istedim. örnekler çeşitlenebilir, oturumlarda çözüm yolları üzerine fikirler yürütülebilir.

    dışarıda gördüğünüz, istanbul'da yaşayan herhangi biriyim. önüme konanı, alternatifi yokmuş gibi sunulanı sorguluyorum sadece. bir çok aktivite için bolca zamanım var ve hiç de öyle düşünülen gibi derbeder, meczup biri değilim. yaşam kalitem oldukça yüksek ve keyifle yukarıdaki süreci sürdürüyorum, geliştiriyorum.

    tanık olmayan biri bu süreci "tuzu kuru tabi ondan" yorumu yapılabilir, o iş öyle değil. "neden" sorusunu sıklıkla sormam dışında bir fark olmadığını söyleyebilirim. sınırlarım içerisindeki alanı sadece doğru yönetmeye/kullanmaya çalışıyorum. öğrenilmiş çaresizlik başa bela bir durum ve algıları oldukça köreltiyor ve öğrenme kabiliyetini sekteye uğratıyor, bir de bunun farkındayım.

    bu süreç bireysel tercihler bütününü kapsamaktadır. tanımlar bütünü olarak nitelendirilemez. amaç aynı olduktan sonra yöntemler ve pratiklerin farklılık gösterebilir. çünkü herkesin bilgi, beceri ve farkındalık düzeyi farklıdır. dolayısıyla modelleştirilip kural olarak bir label altında dayatılamaz.

    --- spoiler ---
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap