6 entry daha
  • ümit kıvanç da haysiyet.com'da hakkında bir yazı yazmış.

    kızıltepe katliamı da unutulup gidecek mi?

    mardin kızıltepe'de bir baba-oğul, karanlıkta katledildi. "otopsi raporuna göre, 12 yaşındaki ilköğretim 5. sınıf öğrencisi uğur kaymaz'ın sağ ve sol eline 4 adet, vücudunun sırt bölgesinden 9 adet olmak üzere toplam 13 adet merminin isabet ettiği, bunlardan 9 (dokuz) tanesinin yakın mesafeden (50 cm'nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu, babası, 31 yaşındaki tir şöförü ahmet kaymaz'ın uyluk ve sol eline 2 adet, göğüs kısmına 4 adet, sırt bölgesine 2 adet olmak üzere toplam 8 adet merminin isabet ettiği, bunlardan 8 (sekiz) tanesinin de yakın mesafeden (50 cm'nin altında) yapılan atışlarla oluştuğu ve vücutta barut izlerinin olduğu tespit edildi.

    kızıltepe cumhuriyet savcısı, olayı incelemek için kızıltepe'ye giden, ancak vali ve kaymakamdan randevu alamayan insan hakları derneği heyeti üyelerine, olaya ilişkin "üç boyutlu soruşturma" yürüttüklerini söyledi. savcı bu "üç boyut"u şöyle açıkladı: "birincisi ahmet kaymaz'ın örgüt bağlantısının araştırılması, ikincisi ahmet kaymaz'ın eşi makbule'nin örgüt bağlantısının araştırılması, üçüncüsü ise güvenlik güçlerinin silah kullanma yetkilerinin aşılıp aşılmadığının tespit edilmesi..."

    yani özetle: 1. bakalım bir kol mesafesi uzaklıktan sekiz kurşunla vurulan baba örgüt üyesi mi? 2. olmayabilir. ama eşi militan olabilir. 3. çocuk da bu arada vurulmuş, tatsız tabiî; bakalım onları vuran, resmen silah kullanma yetkisine sahip personel bir hata işlemiş mi?

    bu hunharlık hakkında ne laf etmeli? etmemeli. türkiye, sözün bittiği yer oluveriyor bir anda. burada da bir belgesi kalsın diye, yukarıdaki bilgileri aktardım.

    insan hakları derneği, iyi niyetli ve gayretli bir araştırmaya dayanan, güvenilir bir rapor hazırladı, kızıltepe katliamı ile ilgili. buraya tıklayın ve hiç değilse bir göz gezdirin, derim: bu yıl kış modasında neler varmış...

    http://www.ihd.org.tr/…arini-arairma-celeme-raporu/

    uğur'cuğu unutmayalım. babasını da. onları her anışımızda, şu anki hükümetin de tıpkı kendinden öncekiler gibi, böyle bir facia karşısında nasıl sus pus durduğunu hatırlayalım. uğur'la babasını, kimi vurduklarını bile bilmeden delik deşik eden vicdansız ve sorumsuz "kamu görevlileri"ni bu işten sıyırmak için yapılacakları da izleyelim. "gelinim olur musun"dan filan vakit bulabilirsek."
289 entry daha
hesabın var mı? giriş yap