8 entry daha
  • her ne kadar bir elitist, klasik tepeden inmeci bir jakoben olsa da, asıl gücünü yoksul kitlelerin desteğinden almıştır. yaptığı en büyük hata, devrimi ve kitleleri yönlendirebildiğinie kendini fazlasıyla inandırmış olması(hatta kendini yüce insan olarak ilan etmeye gitmiştir bu), bütün yaşananların kendi başarıları sonucu olduğuna inanmasıdır. gerek mecliste, gerekse de, sokaklarda kendisine tepkiler büyüdüğünde, büyük terör hareketleri(1794) başladığında sadece izlemekle yetinmiştir. meclis trafından tutuklanıp, hapse gönderildiğinde, hapishane müdürü onu hapseteyi reddetmiştir. bundan sonra, paris'te, belediye binasında, onu bekleyen ve çoğu silahlı olan yandaşlarının yanına gitmiş, ancak bir ayaklanma başlatmayı ısrarla reddetmiştir. bu kararı vermesinde, kendini dokunulmaz hissetmesi kadar, halkın büyük bir çoğunluğunun arkasında olduğuna ve zamanla tekrar iktidarı ele geçireceğine inanmış olmasıdır. oysaki, yarattığı terör ortamı ve yaptığı idamlar kendisine keskin, düşman bir muhalefet oluşturmuş, yoksul kitleler de onun radikalliğinden artık korkar hale gelip, saflarını belirsizleştirmiştir. robespierre'in tepkisizliği üzerine, yandaşları dağılmaya başlamış, konvansiyon güçleri de belediye binasını basıp, robespierre'i(kendini silahla vurarak intihar etmiş ancak ölmemiştir) ele geçirmiş, bir gün sonra da idam etmişlerdir.

    mustafa kemal atatürk ve robespierre arasındaki ilişki, daha çok ikisinin de siyasi görüşlerinin rousseau'dan fazlasıyla etkilenmiş olmasıyla ilgilidir. ikisinin de mücadelesi eskiye karşı, yeninin, yani kısaca modernleşmenin mücadelesi olarak tanımlanabilir. robespierre'in kendine göre bir vizyonu olduğu ve daha devrim öncesinde, inandığı değerler için mücadele ettiği, devrim sırasında da jakobenlerin liderliğini yaparak tutkulu biçimde bu uğurda mücadele ettiği bilinmektedir. ikisi arasındaki asıl temel fark, mustafa kemal'in modernleşmeyi siyasi bir proje olarak bilinçli biçimde uygulamasıyken, robespierre'in, moderneleşmeyi daha tarihsel bir gerçeklik olarak yaşanırken(yani daha siyasal bir proje haline gelmemişken), toplumsal koşulların ve dinamiklerin sonucu olarak bunun mücadelesini vermiş olmasıdır.
142 entry daha
hesabın var mı? giriş yap