1059 entry daha
  • rüya/istihare yorumunda herodotos'un historiai kitabında hsytaspe oğlu artabanos'a* söylettiği bir yorum yaklaşımı vardır:

    "ama bunda oğlum, tanrı parmağı görmenin yeri yoktur; zira insanların gördükleri rüyaların nasıl.şeyler olduğunu sana açıklayacağım, çünkü ben senden epeyce yaşlıyım; rüyalarımıza giren görüntüler, genellikle, gündüz kafamızı yormuş olan konularla ilgilidir; bizim aklımızda ise son iki gündür bu seferden (savaş kararı) başka şey yoktu. (...) - yeter ki bana da görünmek niyetinde olsun, çünkü sana uykuda görünen bu görüntü, kim olursa olsun, beni gördüğü zaman sırf üzerimde senin giysilerin var diye beni sen zannetmez. (...) eğer gene de yalnız sana görünürse, o zaman ben de bunu tanrısal bir işaret sayarım."

    buraya kadar çağdaş ve ruhsal düş yorumu ilkesi buluyoruz. herodotos devamla artabanos'u kserkses'in yatağında yatırıyor, ona düşünde kserkses'e görünen aynı rüyayı/görüntüleri gördürüyor. artobanus'un başucunda durmuş, diyormuş ki: "sendin değil mi kserkses'i yunanistan'a sefer açmak düşüncesinden caydıran? bundan çok ürküyorsun galiba; kaderin önüne geçmeye kalkıştığın için er geç cezanı bulacaksın. kserkses'e gelince beni dinlemezse uğrayacağı cezanın ne olduğunu kendisine söyledim bile."

    kitapta* kserkses bir üçüncü düş daha görür ve düş yorumcu maglar bunu savaşın dünyaya yayılacağı, bütün insanların ona köle olacağı yolunda yorumlar: kserkses'in başında bir zeytin dalından taç var, daldan çıkan çiçekler bütün dünyayı kaplıyor, sonra başındaki taç giderek yok oluyor.

    ***
    "[rüyada] kişinin yetişkin ve gurbette yaşayan bir oğluyla cinsel ilişkiye girmesi hayırlıdır. çünkü rüya onların yeniden bir araya gelmesine ve birlikte yaşamalarına işarettir... ama eğer yetişkin oğul gurbette değil de babasıyla birlikte yaşıyorsa bu rüya hayırsızdır. çünkü iki erkek arasındaki cinsel birleşme genellikle yüz yüze olmayan bir pozisyonda gerçekleştiği için bu rüya baba ile oğulun ayrılmasına işaret eder...

    eğer [kız] evlilik çağındaysa, koca evine gidecek ve dolayısıyla rüyayı gören babası kızının çeyizi için büyük paralar harcayacak demektir... yoksul bir adamın rüyasında zengin kızıyla cinsel ilişkiye girdiğini görmesi iyidir. çünkü kızından büyük yardımlar görecek ve kızı kendisine bu şekilde zevk yaşatacak demektir." artemidoros - oneirocritica (al alvarez, night'ta alıntılıyor.)

    "suetonius'a göre "[sezar] gece rüyasında kendi annesine tecavüz ettiğini gördüğünde kahinler yorumlarıyla onu gaza getirdiler. kahinlere göre o hepimizin anası olan yeryüzünü fethedecekti. shakespeare'in julius caesar'ında ise ikaz niteliğindeki bu rüya, ensest unsurlardan temizlenerek pazarlanıyor okuyucuya. öldürüldüğü gün aslında sezar evden çıkmamaya karar vermiştir. çünkü karısı calphurnia* rüyasında sezar'ın heykelinden kanlar fışkırdığını, romalıların ise gülerek ellerini kanla yıkadıklarını görmüştür." al alvarez - night

    [1890 yılında düzenlenen bilimsel bir toplantıda, alman biyokimyacı august kekule von stradonitz benzol moleküllerinin yapısını -ki halka şeklindedir- rüyasında keşfettiğini söylüyordu:

    yine atomlar gözümün önünde dönüp duruyorlardı... bu tür manzaraları daha önce de defalarca gördüğüm için farklı formların genel yapılarını ayırt edebiliyordum. uzun bir zincirin halkaları gibi birbirlerine yaklaşıyorlardı. her şey bir yılan gibi kıvrıla kıvrıla hareket ediyordu. aman tanrım, o da ne? yılanlardan biri birden bire kendi kuyruğunu kaparak bir daire çizdi ve ardından bütün yılanlar gözümün önünde aynı hareketi yaptı. sanki birisi gözüme ışık tutmuş gibi uyandım... düş görmeyi* öğrenelim beyler! o zaman belki hakikati yakalarız."
    (...)
    bu tür rüyalar, emily bronte'nin ifadesiyle "şarabın suya karışması gibi insanın hayatına karışan", düşünme biçimimizi değiştiren veya bazı kararları almanızda size yardımcı olan yahut da daha önce farkında olmadan almış olduğunuz kararları gösteren rüyalardır. ] al alvarez - night

    "neredeyse herkes için aynı anlama gelen birtakım simgeler var. örneğin imparator ve imparatoriçe (ya da kral ve kraliçe) baba ile anneyi, odalar kadınları ve odalardaki giriş-çıkış yerleri ise kadın bedenindeki açıklıkları temsil ediyor. rüyalardaki simgelerin büyük kısmı kişileri, insan vücudunun organlarını ve erotik içerikli eylemleri gösteriyor. özellikle de cinsel organlar genellikle çok şaşırtıcı simgelerle temsil ediliyor ve zaten çoğu nesne bunlar niyetine görülüyor. kesici aletler, ağaç dalları ve değnek gibi uzun ve sert nesneler erkeklik organını, dolaplar, kutular, vagonlar ya da fırınlar ise rahmi temsil ediyor." sigmund freud - (on dreams ekinde)

    "tabii bu karmaşık yapının farklı parçaları arasında bin bir çeşit mantıksal ilişki mevcuttur. rüya-düşünceleri önplanı ve arkaplanı, sadet harici şeyleri ve güçlendirici unsurları, kanıt ve karşı-kanıt zincirlerini temsil edebilirler. rüya-çalışması rüya-düşüncelerini işler, onları evirir çevirir, parçalara ayırıp sonra da -tıpkı sıkıştırılmış bir buz kütlesi gibi- tekrar bir araya getirir. peki o zaman, daha önceki düzende geçerli olan mantıksal ilişkilere ne oluyor? başka bir deyişle, "eğer", "çünkü", "gibi", "gerçi", "ya - ya da" gibi yoklukları durumunda cümleleri ya da konuşmaları anlayamayacağımız bağlaçlar rüyalarda nasıl temsil ediliyor?" sigmund freud - die traumdeutung

    hz. yusuf'un yorumlayacak olduğu firavun rüyası:
    "tam 2 yıl sonra firavun bir düş gördü. rüyasında nil nehri'nin kıyısında duruyordu. ırmaktan güzel ve semiz yedi inek çıktı. sazlar arasında otlamaya başladılar. sonra yedi çirkin ve cılız inek çıktı. ırmağın kıyısında öbür ineklerin yanında durdular. çirkin ve cılız inekler güzel ve semiz yedi ineği yiyince*, firavun uyandı. yine uykuya daldı, bu kez başka bir düş gördü. bir sapın ucunda yedi güzel ve dolgun başak bitti. sonra, cılız ve doğu rüzgarıyla kavrulmuş yedi başak daha bitti. cılız başaklar, yedi güzel ve dolgun başağı yuttular." incil'deki anlatımı..

    "(...) -ne yazık ki şu da çok iyi bilinir, bir rüya, kelimelerden oluşan bir zincir gibi süreklidir ve içinde var olan şeyin sarılıp sarmalanmış şeklini, yani onun mumyasını görürüz rüyamızda; bunu rüyasında gören insan, onun bir asma dalı gibi yeşerdiğini, çiçek açtığını ve meyve verdiğini, rüyamda gördüğüm gibi görür; işte şu anda bunu anlatmaya hazırım." thomas mann - joseph und seine brüder

    "bir rüyanın anımsanmasıyla, der proust, gerçekliğin anımsanması arasında büyük fark yoktur." samuel beckett - proust

    "acayip rüyalar: kırmızı ağızlı silindir şeklindeki plastik bir şişeden bir şey içiyordum ve korkuyla içtiğim şeyin nişasta zehri* olduğunu fark ettim - midemin kasılıp burkulmasını bekledim, sonra panzehirlerini hatırlayıp buzluğa koştum ve bütün bir yumurtayı çiğ çiğ yuttum: ted bunun sembolik bir gebelik rüyası olduğunu söylüyor." sylvia plath - the journals of sylvia plath

    "rüya ikinci yaşamdır*. bizi görünmeyen dünyadan ayıran fildişi ya da boynuz kapılardan geçerken hep titremiş, ürpermişimdir." gerard de nerval - les filles du feu (rüya ve yaşam öyküsü)

    "pek çok rüya, bütün anlama girişimlerini daha görülürken engeller, hatta uyandıktan hemen sonra bile." carl gustav jung - rüyalar

    "rüya, uyanık durumdayken hatırlanabilecek kadar bilinçli, istemsiz psişik bir etkinliktir. bütün psişik fenomenler arasında belki de en çok "mantıksız" unsur taşıyan, rüyadır." carl gustav jung - rüyalar

    [rüya sahibinin etrafı perilerle çevrilidir. bir ses, "biz hep oradaydık, sadece sen bizi fark etmedin" der.] carl gustav jung - rüyalar

    "ama bu, herhangi bir düzenbazlık değildir. irimias'ın söylevinde, komünizmi dünyadaki tüm sefaletin açıklaması ve tüm sefalete veda etmek için kurulması gereken gerçeklik olarak fören tüm argümanlar, imgeler, duygusal tetikleyiciler yoğun halde bulunur. (...) ama sinemacı, sadece irimias'ın yüzüne odaklanmak amacıyla karşı açıyı bütünüyle bırakarak, onun konuşmasını yüksek sesli bir rüyaya dönüştürerek ve bu rüyayı müzisyen mihaly vig'in baştan çıkarıcı sesine emanet ederek farklı bir tutum takınır." jacques ranciere - bela tarr le temps d'apres

    ["(dün gece bir rüya: saatim patlıyor, sonsuz küçük çarklar, dişliler ortalığa yayılıyor, toplayamıyorum, saat camı bir iç basınçla şişiyor, dağılıyor.)" (g.264) halk arasında yaygın olan rüya yorumlarından derlenmiş piyasadaki kitaplardan birini açıp, bu rüya ile ilgili açıklamayı okuduğumuzda ise şaşkınlığa düşmemek elde değildir: "saatinin dağıldığını görmek: ölmeye işaret olarak yorumlanır."] yıldız ecevit - ben buradayım

    "yorumcu düşte görülen "satir" üzerine düşündükçe, bu sözcüğün eski yunancada hem satyr hem de satyros biçiminde kullanıldığını yüksek sesle keşfetmiş. henüz boş gözlerle kendisini izleyen iskender'e büyük bir heyecanla dönmüş, eğilmiş ve kulağına ilk heceyi sözcüğün kalan öbeğinden ayırarak fısıldamış: "sa", "tyros", yani, "tyros senindir." iskender'in ertesi gün tyros'u coşkulu bir zaferle ele geçirdiğini biliyoruz." çetin balanuye - spinoza'nın sevinci nereden geliyor

    "şunlara dikkat ederim: (1) rüya içeriğinin egemen coşkusal nitelikleri, (2) rüya nasıl anlatılıyor, (2) rüyanın aktarılması sırasında canlanan nesne ilişkisiyle rüya içeriğindeki baskın nesne ilişkileri arasındaki bağlantı, (4) rüyanın anlatıldığı sıradaki genel aktarım zemini ve son olarak, (5) gündüz yaşananlar." otto kernberg - sapıklıklarda ve kişilik bozukluklarında saldırganlık

    (bkz: rüya analizi)
    (bkz: night/@ibisile)
    (bkz: sigmund freud/@ibisile)
1530 entry daha
hesabın var mı? giriş yap