• elinde olmadan..
  • istem dışı olan. bazı durumlarda refleks de denebilir.
  • geçenlerde bi arkadaşımla takılırken istemsiz gerçekleştirdiği bi eylemi bana anlatmaya çalışıyordu. heyecanlı heyecanlı anlatırken olayı bu kelimeyi unuttu, "istemsiz" kelimesin yani. o boşluğu bi anda türkçe terminolojisinde yer almayan bi kelime türeterek kapattı; kendimsiz.
    üzerine biraz düşününce gayet mantıklı geldi bana da. bildiğin yeni bi kelime buldu hatun. arada sırada yapıyor böyle değişik doğaçlamalar.

    yani eğer hatırlamadığınız bir an gelirse, yerine "kendimsiz" harf topluluğunu kullanabileceğiniz kelimedir istemsiz.
  • istemsiz, elinde olmadan yapılan. aniden, üzerine düşünülmeden. fransızca "son moi" yani kendi benliğinin ortaya çıkışı.

    istemsizce sevebilir, üzülebilir, kızabilir, kırılabilir, adam öldürebilir, gülebilir, kahkaha atabilir (ki ben çokça yaparım), sakız verebilir, öpebilir, sarılabilir, dokunabilirsiniz... "son moi" böyledir istemsiz ama istekli. bazen bedenine, bazen aldığı bir enerjiye, bazen duyduğu söze teslim olabilir.

    ne var ki homosapiensin evrildiği ve bence devrildiği, "modern toplumda" üst benlik ortaya çıkmıştır. yani "sur moi" böyle değildir. toplum kurallarına, uzun vadede yaşadığı topluluğun içinde yaşayabilir olması için uymalıdır. sokağa çıplak çıkmamamız gibi belli başlı üzerine çok da düşünmediğimiz kurallara uyarken buluruz kendimizi. konuda siz varsınızdır ama çok da siz değilsinizdir, ki günün sonunda sizin üstünüzde denilse de "siz" o cümlenin içinde bir yerlerde olduğundan bununla kavga edilmez. küçük insanların küçük beyinleri küçük bakışları toplamda "moi"yı anlamaya çok da yetmez ve bununla uğraşmayı tercih de etmeyebilirsiniz. halihazırda içinde bulunmaktan mutlu olmadığınız habitat, yaşam şartları, bekleme konumunda beklettiğiniz ve bir gün sırasını beklediğiniz hayaller, öncelikleriniz, biraraya gelince hayatınızı zora sokmak istemezsiniz. "son moi" yı "sur moi"lık ortamda yaşatamazsınız ki bunun için kaos teorisi okumaları yapılabilir. özetle sevme eylemi öyle tatlıdır ki ve öyle bencildir ki ne kalbinize toz kondurursunuz, ne de olup biten tüm istemsizliklere. biricikliğiniz, çokluğunuz, büyüklüğünüz, mutluluğunuz hep merkez olan kalbinizden gelir. istemsizce..
  • (bkz: spontane)
  • "rüya, uyanık durumdayken hatırlanabilecek kadar bilinçli, istemsiz psişik bir etkinliktir. bütün psişik fenomenler arasında belki de en çok "mantıksız" unsur taşıyan, rüyadır." carl gustav jung - rüyalar

    (bkz: istemeden), istemeden oldu
    (bkz: serkildemek)
    (bkz: myoklonus)
    (bkz: akatizi)
    (bkz: tremor)
    (bkz: eps)
    (bkz: konvulziyon)
    (bkz: tik)
  • işe geldim bugün
  • çok yanlış kullanılan kelime. günde 1 milyon defa, istemsiz olarak heyecanlandım, istemsiz olarak şöyle böyle oldum gibi cümleler okuyorum. istemli heyecanlanamazsınız zaten. istemsiz demek, elinde olmadan demektir. buradaki bir yazarın bir sözünden bahsetmişlerdi. iyi cümle kurmak iyi yazar olmak değildir diyormuş. bunun haricinde günlük dilde kullanılmayan bir ton kelime okuyorum. o kelimeleri kullanmak için cümleyi sakız gibi uzatarak, okunamaz hale getiriyorlar. uzun cümlelerini sıkmadan okutabilen çok az yazar var.

    otobüste dahi kitap okuduğunu yazan bir meriçin yazım yanlışları komik seviyede. çok kitap okuyan birinin yapmayacağı yanlışlar. hatunlara şekil yapmak için de gün geliyor, yakınsamak filan yazıyor ama ardından osmanlıca kullanıyor. onları da yanlış kullanıyor. böyle kelimeler kullanınca, iyi yazar olmuyorsun meriç. kültürlü imajı çizeyim derken, kafanın boş olduğu ortaya çıkıyor. tüm gün facebook'ta, instagram'da kolpa hesap hazırlamaktan, sarışın, makyajlı, olgun kadınların fotoğraflarını çalıp, onları annenmiş gibi göstermekten kitap okumaya zaman bulamadığın aşikar.
hesabın var mı? giriş yap