3 entry daha
  • hollywood'da 90'lı yılların sonunda patlayan twist/turns modası dahilinde zeki sonlar türedi. oysa imgenin başı; george roy hill imzalı the sting'di. papila'ya derin bir karanlığın içinden bakıldığında, post-modern tuzakları kaldıramayacak kadar çölleşmiş bir zihnin, kasatura ile traş olmuş halini görüyor insan. bir şeylerin, yeteri kadar kutsal ve değerli olmayan bir şeylerin yönlendirmesiyle; bir oyunu, bir şovu kendi sonuna uydurmaya çalışan basit bir zihin. ama şu da bilinmeli ki; bu gün papila'nın iplerinden tutanlar; başlangıcı süzmeden, şu anı betimlemeye çalışanlardır. üzgün ve yalnız tilki kürkleriyle; imrenerek baktıkları dış uzay liglerin, serlikle bilinci spora endekslediği geleneklerde, kolylığı ve zevki saha içi şarjın mutlaklığı ile kesişen (voleybol inanılmaz streslidir çünkü enerji değişimi sadece top ve beden üzerine kurulmuştur-kontrol, konsantrasyonu sınar, çünkü kontrol toplumsal bir olgudur-zamansızlıkla alakalı değildir), akan teri yeşille hissiz, taraftar olmanın subjektifliği ile kırılan pragmatizim sayesinde alev alan kollektivizim-oradan bakarken onlar; ben demiyorum bir tür delilik, ama diyorum ki bir oyunda tanrısallık hakemin aşındığı noktanın çeyreğine tekabül eder; haluk bu lige şaibe karıştırdıysa, bu takımlardan çok organizasyonun temelindeki kodlarla ilişkilidir. bu sporu seven herkes üzerine alınmalı ve "muhteşem yönetim" denen bilinmezlik törenin merkezden kaynaklana sosyal değişim teorisine biçim veren bireyselcilik artığı ile sonuçlandırılmalıdır. herkes hata yapar; cem papila egosunun üzerine ego çekti. gücün üzerinde güç-o gücün iliğinde de siyaset varsa; bu balçık kuyusundan, kırılgan sözcüklere...bir bayaz bayrak çekip-radyonun tetiğini çekmeli insan-çünkü yönlendiren, üst-üste binen görüntüler-*senin bakkalını, kasabını, berberini bir deliliğin koynuna itiyor-

    ve papila gülümser. belinde bin halukla.
279 entry daha
hesabın var mı? giriş yap