ezgi başaran

• islam'ın hastalığı ile ilgili yazdığı yazıdan anlaşılıyor ki, göle'nin tarif ettiği fransız toplumundaki algıdan nasiplenmiş. merah’ı “islam’ın hastalığının ürettiği bir canavar” olarak tanımlayan le monde'dan, öldürülmesini ırak işgalini kutlayan george bush'a nazire yaparcasına “görev başarıyla tamamlandı” manşetiyle veren le figaro'dan, “allah’ın deli fransızı” kapağıyla çıkan le point dergisinden bi farkı yok. fransa'daki cinayetleri çetin doğan'a ve balyoz darbe planına bağlamadığı için şükretmeliyiz belki de. 11 eylül sonrası afganistan ve ırak işgalini meşrulaştırmaktan başka faydası olmayan islamofaşizm gibi ucube tanımlar gibi islami terörün de islamofobiyi artırmaktan başka bir gelişmeye önayak olduğu görülmedi. bu tepkiler sonucunda "islamın başı ezilmedi". zaten böyle bir nihai hedefi abuk subuk terminolojiyle başarmaları imkansızdı. bunun türkiye'deki izdüşümü avrupa'daki islamofobi ve göçmen karşıtlığı kadar etkili olmasa da, kemalist çevreler tarafından dört elle sarıldığı bir siyaset alanı.
  
  nilüfer göle burka için eylem yapan insanları, onları tutuklayan polisleri görmüyor olabilir. avrupa'daki müslümanları eylemsizlikle itham edebilir. bunlar zaten dandik, çürütülebilir şeyler. veyahut beklediği büyüklükte bir eylemin olmayışına içerliyordur. fakat bu olgu, ezgi başaran'ın elinde "son 5-6 yıldır avrupa'da yükselen islamafobiye, kendilerine yapılan haksızlıklara, aşağılamalara da sivil ve demokratik itiraz hakkını niye katiyen kullanmamıştır?" cümlesiyle, "müslüman demokratik ve sivil bir usulle hak aramayı bilmez, tek bildiği terördür" şekline dönüşüveriyor. zira islam'ın "ontolojik yapısı" bunu gerektiriyor.
  
  türkiye devletinin alışılagelen "hak verme" ruh hali de aynen böyledir. "molotofla hak mı aranır, polisimize, askerimize günah değil mi?" sivil demokratik eylemler de biber gazıyla copla savuşturulur.
  
  mission accomplished!
  
  kendisi için şöyle bi cevap iyi olur sanırım: http://www.socialistworker.co.uk/art.php?id=27959
  
  türkiye'nin sarkozy'sine karşı dururken, fransa'nın erdoğan'ıyla yan yana düşmek işte böyle bir şey.