61 entry daha
  • yılbaşı hediyesi olarak ankara'nın eski, çook eski hallerini; mesela 1970'lerde kuğulupark, kartpostallara basmış, hediye olarak barın girişine alınmak üzere dizmişler. demode pop'un adresi olan bir yer için çok manalı bir hareket. baya hoşuma gitti. ama o kartpostallarda daha çok hoşuma giden, aslında içimi acıtan bir de detay var. bu barın bir kedisi vardı; haşmet adı. barın masaları kadar iri, sarı, bıçkın, tam bir kabadayı olan sokak kedisi. orada takılır, içerde uyurdu. bir nevi alamet-i farikası gibiydi barın. yaşı epey vardı sanırım, bunu hiçbir şeyden değilse yüzündeki kavga izlerinden anlayabilirdiniz. belgesellerde hikayeleri anlatılan aslanlarla kedilerin ortak atadan geldiklerinin dört ayaklı kanıtı işte. sonra gözle görülür bir hızla zayıfladı, yorgun düştü. birden oldu. hızla oldu. ve bir gün kayboldu haşmet. gitti. bir daha gelmedi. ölmeye gitti anlayacağınız. kimsenin görmeyeceği bir yerde ölmek, yalnız ölmek bu hayvanlara has bir şey. bir tür gurur bu bence. gurur da kediye en çok yakışan duygu herhalde. işte bu kartpostalların arkasında haşmet'in fotoğrafı var. o sarışının biraz da son zamanlarında çekilmiş fotoğrafını sağ üst köşeye pul yapmışlar. bu benim gördüğüm en güzel hareketlerde biridir. bir kediyi, ölüp gitmiş bir kediyi en güzel anma şekli bu. zarif bir jest. o yüzden sevdiğim yerlerden biri işte eskiyeni.
83 entry daha
hesabın var mı? giriş yap