9 entry daha
  • gerek olay örgüsü, gerek (genel olarak pek beğenmediğim, özen eksikliği barındıran çevirisine rağmen) eco'ya has zengin tasvirleriyle bitmesin istenen, buna rağmen hemen biten romanlardan biri. gecikerek yaptığım geçen senenin en iyileri sıralamasını bitirmek üzereyken okumuş olduğum ve book of illusionsa verdiğim payeyi geri almaya kıyamadığımdan milat almaya karar verdiğim bir roman ayrıca da. st. peter * ya da ermitaj gezilerinde hissedilen türde bir zenginlik sarhoşluğu yaşatıyor, malumatfuruş okurun kibrini okşuyor, keyif veriyor. başkalarının bildiklerini kıskanan benim gibilerin iç geçirmelerine de sebep oluyor.
    özensiz çevirisine, kitapta geçtiği gibi yazarsak dizgi yalnışlarına rağmen, güzel, okunması için başka şeylerden feragat edildiğinde hiç de pişman etmeyecek bir kitap. keşke okuduğumu unutup yeniden okuyabilsem dediğim az sayıda kitap arasında yer alıyor şimdiden. kapakları genelde çok umursamam ama bu zırhlı şövalyeli kapak hiç gitmemiş.
    kitapta en sevdiğim kısmı seçmek zor. son cümlenin de çok hoş olduğunu belirterek, baudolino'nun uzak diyarlarda aşık olduğu o güzel yaratığın ilk halvetlerinin ardından baudolino'ya "başka kadınların bacaklarına bakmanı istemiyorum" demesini en çok sevdiğimi söyleyebilirim. bu arada o yaratığa (ismini hatırlayamadım şimdi) ben de aşık olmak isterdim ve sanırım bu aşk hikayesi eco'nun yazdıkları içinde en güzeli.
63 entry daha
hesabın var mı? giriş yap