millet-i sadıka

• türkiye'de bazı şeyler pek kimseye tuhaf gelmez. mesela, bir devlet adamının ciddi ciddi, "gayrimüslimler bizim misafirlerimizdir" diyebilmesi, normal karşılanan bu gibi tuhaflıklardan biridir. ilgili devlet adamı, bu şekilde konuşarak aslında ne kadar da hoşgörülü bir insan olduğunu ifade ettiğini düşünmektedir. dolayısıyla, kendisini misafirperver ev sahibi, başkalarını da misafir konumuna oturtan bu yaklaşımdaki tuhaflığı görmez. "misafir" kelimesinin, tanımı gereği "geçici" bir duruma işaret ettiğinin bile farkında değil gibidir.
  
  millet-i sadıka ifadesi de tamamen aynı doğrultuda olan bir ifadedir. bu ifadenin sunduğu çerçeveye göre ortada iki millet vardır ve bu iki millet arasında, birinin diğerine sadık olması beklenen ve bu sadakat sürdükçe dostluğun da süreceğini ima eden bir ilişki söz konusudur. bu ilişkinin eşitler arasında bir ilişki olmadığı açıktır. ama ifadelerin kendisine odaklanan ve sunuldukları çerçeveyi sorgulamayanlar bu tuhaflıkları görememekte ve dolayısıyla da eşitler arasında, vatandaş olmaya dayalı bir ilişki kurmakta zorlanmaktadırlar.
  
  insan köpeğinden kendisine sadık olmasını bekler, komşusundan değil.
  
  tema:
  (bkz: türkiye politikaları/@derinsular)