7 entry daha
  • akp 'nin emirlerine amade olmayip kavuğunu sallamayanlarin istifasidir. ve yakışır ! .. simdiye kadar turkiye aleyhine cok teklifi geri cevirdi hsyk uyeleri ve akp cildirdi .. simdi artik bundan sonra turkiye topraklarinin %19unu yabanciya peskes cekip somurten parti, tamamini satsin .. bu gun istifa edenler sorumlu olmayacak ..

    " biz mesut özil’i ıslıklar, hiddink’in kellesini isterken sessiz sedasız türkiye cumhuriyeti’nin en üst düzey kurumuna bir hakim seçildi.

    tartışmalı, biraz da şaibeli bir oylama ile sayıştay üyesi hicabi dursun anayasa mahkemesi üyeliğine seçildi. yaş tartışmasının detayları ile boğulmayalım şimdilik. ama bu da “anayasayı bir kerecik delmekten bir şey olmaz” kıvamında bir konu.

    gelelim hukuk cephesine.

    akp kurmayları her fırsatta abd’yi örnek almayı severler ya, bakalım orada yüksek mahkemeye hakim nasıl atanıyor:

    başkan’ın iki ay araştırdığı, kararlarını okuduğu, hukuki duruşunu bildiği ve “kefil” olduğu adayı senato adalet komisyonu'nda yaklaşık üç ay süren bir didikleme sürecinden sonra onaylar ya da onaylamaz...

    abd tarihinin en muktedir ve populer başkanlarından bill clinton’un yüksek mahkemeye atamak istediği kadın hakim zoe baird, bebeğinin dadısını sigortalatmadığı ortaya çıkınca paldır küldür adaylıktan çekilmişti mesela...

    yine yüksek mahkeme’de, ilk siyahi olan clarence thomas’ın bir kadın meslektaşına cinsel imalarda bulunduğu senato’da ortaya çıkmıştı da adayı geri çekersek zenci oylarında dayak yeriz diye kendi kredisinden yemeyi göze aldı başkan.

    amerikan yüksek mahkemesi üyeleri (takma adıyla the supremes) acayip karakterlerdir. kendilerini aday gösteren başkanların hiç hoşlanmayacağı kararlar verirler mesela.

    muhafazakar diye 50’lerinde atanan hakimler 70’lerine gelince liberal hatta solcu olurlar. kimse de “bunlar kafayı yedi, şunları dinletelim de basına sızdıralım” diyemez.

    abd yüksek mahkemesi önünde savunma yapmak bir avukatın hayatının dönüm noktalarından sayılır. orası bir nebze hukuk tanrılarının katıdır.

    savunma için sadece 30 dakikanız vardır. ve o karşınızdaki “akil adamlar” sadece sizinle değil kendi aralarında da müzakere ederler bu süre içinde.

    tarih böyle yazılır abd hukuku’nda..

    * zencileri karma okullara kabul etmeyen eyaletlerin hukuku çiğnediği kararı böyle alınmıştır. (brown vs. the board of education)

    * hala tartışılan kürtajda kararı kadına bırakan karar böyle alınmıştır. hem de çoğunluğu erkek hakimler tarafından (roe vs. wade)

    * pornografinin “ifade özgürlüğü” ile korunup korunmadığı kararı böyle alınmıştır. (the people vs larry flynt)

    * ve tabii george w. bush’un çok tartışmalı ve günlerce yeniden sayılan florida seçimleri sonucu başkanı olması da abd yüksek mahkemesi’nin kararıdır. millet nefret etmiştir ama karar kesindir. (bush vs. gore)

    bunlar abd siyasi tarihinin de dönüm noktalarıdır. çünkü siyaseti sadece beyaz saray ve kongre yapmaz.

    ve işte bu nedenle o makama seçilecek olan hakim’in “yaş haddinden emekli” olması diye bir şey yoktur.

    80-90’ına gelinceye kadar, dimağı açık olduğu sürece, kendisi çekilmedikçe ölene kadar yüksek mahkemede’dir bu hakimler.

    neden mi?

    çünkü abd’nin kurucu babaları o makama gelecek isimlerin gün gelip görevden ayrıldığında “kasaba avukatlığı, senatörlük, başkan adaylığı” gibi saçma siyasi hırsların içine girmemesini, ölünceye kadar “maaş endişesi taşımamasını” istemiştir.

    adil olsunlar, tayin terfi endişesi yaşamasınlar, siyasi otoriteden korkmasınlar, hukukun üstünlüğünü her solukta müdafaa etsinler diye..

    ama orası tabii abd...

    bizde seçim yasası, hes, af gibi binlerce karara imza atacak olan insanı tanıyor muyuz? merak ettik mi? yooo.. özgeçmişi beş satır.. hukuki icraatı var mı? kimbilir? kimin umrunda?

    iktidar bunu istedi...

    bizde icabında hicabi dursun da olur pekala...

    (bkz: http://www.gazeteport.com.tr/…zarlar/news/gp_778786)
33 entry daha
hesabın var mı? giriş yap