8 entry daha
  • (bu tabelaların resmi makamların onayıyla değiştirildiğini varsayarak yazıyorum):

    bu köylerin neye göre seçildiğini merak ettiren olaydır.

    nihayetinde diyarbakır, türkiye cumhuriyeti sınırları dahilinde bir il. tıpkı denizli, konya, hakkari, istanbul gibi. eğer kürt nüfusun çoğunlukta olduğu yerlerin kürtçe ismi tabelalara yazılacaksa neden aynı durumdaki diğer doğu illerinde böyle bir uygulamaya eşzamanlı olarak gidilmemiş? eğer devlet bünyesinde ikinci bir dil kullanılacaksa bunun belirli kurallara göre yapılması gerekmez mi? mesela kanada'nın neresinde olursanız olun, her ne kadar konunun ana muhatabı quebec eyaleti olsa da devlete ait tüm resmi dokümanlarda ingilizce yazan her şeyin fransızca'sını da bulursunuz. devlet, ülke toprağının her yerine aynı gözle baktığını bu şekilde gösterir. şimdi siz gidip ikinci dil kullanımında kriteri "bölge" ya da "şehir" olarak belirlerseniz çıkıp "diyarbakır da tıpkı diğer iller gibi bu ülkenin bir parçasıdır ve diğer illerden hiçbir farkı yoktur." diyemezsiniz.

    eğer ikinci dil kullanımını etnik kökeni göz önüne alarak, kürt nüfusun yoğun olduğu yerlerde yapmaya kalkarsanız öncelikle devlet olarak ayrımcılık yapmış olursunuz. aynı zamanda istanbul'da kürtlerin yoğun olduğu semtlerin isimlerinin kürtçelerini de tabelalara yazmanız gerekir ki kim bunu yapmaya cesaret edebilir, bilemiyorum.

    nihayetinde bu olay nasıl savunulacak, halka nasıl yutturulacak merak ediyorum. birisi çıkıp "doğunun bir kısmı farklı bir muameleye tabi tutulacak, orada işleyen kanunlar da diğer illerdekilerden farklı olacak" ya da "kürtçe ikinci resmi dil oldu. artık resmi evraklarda türkçe yazılan her şeyin kürtçe'si de mevcut olacak." dese amenna derim. lakin bana 2011'deki seçime kadar geçecek süreçte sayısız bel bir o yana bir bu yana kıvrılacakmış gibi geliyor. politikacıların hayal gücü nerelere kadar uzanıyor, "ad hominem" sanatı nasıl icra edilir, hep beraber göreceğiz.
29 entry daha
hesabın var mı? giriş yap