6 entry daha
  • ankara'da sikik bir parfümeri dükkanından bahsediyorum.

    ivedik'te fabrika adını verdiği bir bodrum katında ürettiği karışımları el yordamıyla doldurup, "kokunuz herşeyden önemlidir" mottosuyla kumrular sokak'da açık parfümeri satan bir dükkandan.

    müşteri kitlesi daha çok orta ve az gelirlilere hitap etmekte. 55 cc'lik parfürmler 17 lira ve bir alana bir bedava kampanyası var. 100 cc olunca fiyatlar 25 liraya kadar çıkıyor ama 100'lük alırsan bir adet kalem parfüm hediye ediyorlar. ayrıca, bu parfümerinin logosu photoshop'la bir tanıdığa yaptırılıyor ve sonradan farkediliyor ki, "bize logo yap" denilen tanıdık aslında belçika menşeili bir gıda şirketinin logosundan arak yapmış.

    bu iş yerinin de en büyük rakibi, erkek çalışanlarının takım elbise giydiği, kadın çalışanlarının ise birer nişantaşı abidesi gibi durduğu son model parfümeri dükkanları. adam sırf ona özenmek için dükkana televizyon koydurup gün boyu fashion tv izletiyor. müzikten de anladığı yok, bu youtube'da gördüğümüz apaçi müziklerini bir cd'ye internet kafeci bir velet tarafından yükletmiş, onun yayınını yapıyor dükkan içinde. sebep neymiş? daha kaliteli müşteri.

    patron denilen adamın kaliteli algısı yabancı şarkı dinlemekten geçiyor. ki kendisinin gözünü de para hırsı bürümüş. öyle ki, verilen ilanlarda "çalışma saatlerinde esneklik" maddesi tamamen suistimal edilmiş, gece yarısına kadar bile durulduğu oluyor. verilen asgari ücret lakin her ay 30-40 liralık bir prim söz konusu. ne kadar fazla satarsan, o kadar fazla para götürüyorsun evine. sosyal güvence, haklar gibi kavramlardan haberi var ama kimse duymasın. istemeyen siktirip gider nasıl olsa.

    kaliteli imaj için her bir bok yapılıyor. spotlar yerleştiriliyor dükkana, müzik bangır bangır, tv'de sessiz bir fashion tv yayını, gelen müşterilere sahte gülüşler ve incelikler.

    gece 9 buçuğa kadar kumrular'da çalışan kadına, yine aynı patronunun zorlaması üzerine topuklu ayakkabı ve nispeten daha modern (anahtar kelime modern olarak tabir ediliyor, sözleşmede ise prezentabl diye geçiyor) bir giyim tarzı ile müşteriye satış yapılması "tavsiye" ediliyor. gün boyu, diğer kadınlara özendiricilik kıvamında olsun diye, "bak biz 1. sınıf parfümeri dükkanıyız" adı altında açık parfüm kakalanıyor müşterilere. patron günlük 3.500 lira ciro yapıyor, çalışan ise aylık 600 lira maaş. cironun 100'de 1'i bile değil.

    ve bu kadar olaydan sonra, suratına bağıra bağıra her türlü küfürü savurmak istediğim bir "liseli" bu kadının topuklu ayakkabı ve askısız giymesinden ve magandalık yapan 120 kişi karşısında korkup ses çıkaramamasından ötürü kendisine "makyaj standında çalışan kevaşe" sıfatını yapıştırıyor.

    ekşi sözlük ortamında birlikte yazı yazdığım başka bir "ünlü" gerizekalı, ki kendisi çok devrimci, emekçi, özgürlükçü takılır burada.. mevzu bahis olayın ardından "çok eğlenceli" yorumunu yapıyor, "emek muhabbetini karıştırmayın yeaaa" diyebiliyor. götu sıkışınca da entry'sini silip siktir olabiliyor.

    anasını sikeyim ben çok geç uyandım ya. meğer alayımız böyleymiş, meğer her etek giyeni orospu görüyorlarmış, meğer dekolte giymek tecavüze davetiyeymiş. hay amına koyim ben zihniyetinizin. meğer bir kıyafet neleri anlatıyormuş, onlar açık giyindikçe biz sikimizi okşayabiliyormuşuz, meğer dökülen alın teri nasıl bir taşşak konusuymuş, meğer biz solculuk oynuyormuşuz, diğerleri de hemşire oluyormuş.

    meğer ben bu insanları mahlasından ötürü adam zannediyormuşum.

    edit: nick afişe etmektense sözünün arkasında durabilen insanları görmeyi tercih ederim.
8 entry daha
hesabın var mı? giriş yap