8 entry daha
  • bir hasan ali toptaş romanı. toptaş'ın bu son romanında dilinin bütün taşları yerine oturmuş görünüyor. olay kurgusu zor izlenen hayal ve gerçeğin içiçe geçtiği, birbirinde kaybolduğu ve okuyucuyu sıklıkla yanılttığı bir roman. dolayısıyla dil bakımından beklentileri olan edebiyat okurunu doyuran lakin olay örgüsü üzerine odaklanmayı seven okuyucuları sıkması muhtemel bir yapıt ortaya çıkmış. ben dilin çok önemli olduğunu düşünürüm, lakin olay örgüsünün de akışkanlığı hele zevkle bir romanın başına oturmuşsam, ziyadesiyle önemsediğim bir şeydir. ne yazık ki ikinci husus hayal ve gerçek, uyku ve uyanıklık münakaşaları içinde heba edilmiş görünüyor. bu arada yazar kendini de bir karakter olarak romanın içine yerleştirmiş, bu da tercih etmediğim bir şey, yazarım romanın içinde kendini anlatması, masa başında çektiği varoluş azapları falan... sevmiyorum bu durumu.

    özet: hasan ali toptaş her halükarda bu ülkenin en iyi romancılarından biridir.
26 entry daha
hesabın var mı? giriş yap