10917 entry daha
  • --- spoiler ---

    her ne kadar çoğu gizemi açıklamasa da final bölümünü boğazımda yumruyla izledim. duygusal olarak gayet doyurucuydu. bundan sonra yeni lost izleyemeyecek olmanın, kate'i jack'i göremeyecek olmanın hüzünü cevapsız soruların sinirini bastırdı.

    bölüme gelirsek paralel evrenin araf olması gayet hoş olmuş. herkesin normalde tamamlayamadığı olayları orada tamamlayıp ışığa yürümesi her ne kadar klişe de olsa eğreti durmamış. yalnız ben jack'in, sawyer'ın yerinde olsam ışığa hayatta gitmezdim. hazır bulmuşlar hayatlarının aşklarını takılın biraz daha, ne olur ne olmaz ışığın ucu bombok bir yere çıkabilir. benjamin'in alex'e gerçek baba kız ilişkisini henüz yaşatamamasından ve faraday'ın henüz charlotte'la yatamamasından dolayı araf'ta işlerinin bitmemesi güzel durmuş. ancak miles'a kimsenin bir şey hatırlatmaması ayıp olmuş. bir de mr eko, michael, walt, richard ve lapidus gibi karakterleri araf'a bile almamışlar. sanırım bunlara pek ısınamamışlar "öldükten sonra araf'ta buluşalım" diye plan yaparken bu arkadaşları dışlamışlar. ayrıca jack ve ekibinin locke ile yeşillikte karşılaşması, seferoğulları ile tellioğulları'nın yeşil vadi'de karşılaşmasını ve jack'in "ben öldüm mü?" diye ağlaması, şaban'ın ben öldüm mü?, çok iyi adamdım" demesini hatırlattı, yüzler biraz da olsa güldü.

    final bölümü çoğu sırrı açıklamamasına rağmen duygusal olarak çok doyurucuydu dedim ama daha da iyi olabilirdi bence. mesela araf'ta aşıklar buluştuğunda connie francis'in i will wait for you çalabilirdi. o şarkı benim gibi bir at hırsızının bile jurassic bark'ta gözünden yaş getirmişti. ayrıca çok klişe olsa da jack yerde yatarken the doors - the end çalsalar hoş durabilirdi. ilk sezon, hurley diskman dinlerken çok yapıyorlardı böyle şeyleri.

    sonuçta diziye bu kadar yüklenenleri de pek anlamıyorum. özellikle ilk sezonlardaki mükemmel bölümler için bile bu adamların her yaptığına katlanılırdı bence. ayrıca bazı şeylerin havada kalmasının tamamen yapımcıların suçu olduğunu da düşünmüyorum. herkesin bildiği gibi 6 sezonun büyük kısmı en baştan yazılmıştı. zaten ilk sezondan beri hurley'nin üstüne çaktırmandan düşmeleri (ölüleri görmesi, "hurley" diye bağıran kuş, rakamlar, ilginç çizgi romanlar gibi gibi) en baştan sonun bu şekilde planlandığını gösteriyor. ancak arada yapımı bozan çok olay oldu. ana lucia'nın ve mr eko'nun tutuklanıp hawaii'den atılması, desmond'un taciz davası, walt'un ergenliğe girince birden insalık dışı büyümesi ve çok çirkin bir ergen olması (koca burun, kalın ses, kedi bıyığı gibi gibi) adamların planlarını baya bir bozdu bence.

    her neyse daha fazla uzatmayayım ben tatmin oldum sayılır. bazı sırlar açıklansa daha iyi olurdu tabi ama hangimiz veya hangi şey kusursuz da bu adamlardan kusursuzu istiyoruz. özellikle finalde gösterdiği, ilk sezonlardaki görüntülerden sonra sıfırdan tekrar lost'a başlamaya karar verdim. ilk kez izlermiş gibi heyecan vermese de kaçırdığım noktaları gördükçe eğleneceğime inanıyorum. neyse üzerimizdeki hüzünü dağıtmak için benim gibi lost ve kemal sunal hayranlarına gelsin;
    http://www.bobiler.org/monte.asp?m=165614

    bu arada battlestar galactica'dan ders alsalardı falan denmiş. tamam onlar da müthiş final yapmışlardı ama starbuck gibi kocaman bir soru işareti bırakmışlardı. hayalet mi, melek mi, zombi mi belli değildi. gerçekten mükemmel final görmek isteyenler için;
    (bkz: six feet under)

    --- spoiler ---
3682 entry daha
hesabın var mı? giriş yap