10576 entry daha
  • --- spoiler ---

    anasını sikeyim ne bölümmüş ya. dur okur. burada bekle biraz. daha bölümün analizine geçmedim. boyutu ile ilgili konuşuyorum. ne bölümmüş ya. sabahın köründe kalkmama , daha doğrusu iki gündür uyumamama rağmen bölüm günün sonuna doğru anca bitti. 12 saat download mu sürer lan ? 12 (rakamla on iki) diyorum hacı. toplamda 3 gb download tabi anca sürdü. ttnet'e çaktırmadan saygılarımı da sunayım. o seeder'ların da allah bin belasını vermesin tabi onları da unutmayalım. torrent'i açıyorum 1.2 kb ile indiriyor , yanında 12 weeks remaining yazıyor , sinirlenip kapıyorum. rapid'e dönüyorum bu sefer , o da gösterip vermiyor. 90 küsür kb ile indirirken aha diyorum bu biter , çay alıp geliyorum , pi sayısını 4 almama rağmen kb sayısı onun yanına bile yaklaşamıyor. selam ttnet.

    s06e17-18

    bu bölümü izlemeden önce mutlaka the last journey isimli recap bölümüne göz atın. o kadar ironik olmuş ki anlatamam. "hacı bak 6 senede bu kadar olay yaşandı , bu kadar gizem var , ne kadar mükemmeliz biz değil mi carlton ? değil mi lindelof ? şu soruları siz izleyiciler çok merak ettiniz , hepsini gösterelim" mesajını çok iyi veriyorlar , sanıyorsunuz ki hakikaten bütün cevapları alacağız. tüm gizemleri öğreneceğiz. heh işte ben öyle sandım , siz de eğer izlemeden bunu okuduysanız , sizin de benim gibi hissetmenizi istediğimden bu naçizane önerimi sunmak görevimdir. (zaten ya izlemişsinizdir , ya da izlememişsinizdir. izlemeyen insan da gelip bu spoiler içeren mesajı okumaz değil mi pcko ?)

    bol öpüşmeli bir final izledik. ben hatırlamıyorum o kadar dizi içinde , bu dizideki karakterler kadar azgın karılar , erkekler hatta ve hatta senaristler olduğunu. apollo bar sıkışıyor makinaya , hoooop jülyet ile sawyer birbirlerine aksanlarını aktarıyor. çöp konteynerinin de bulunduğu pisliğin içinde karının biri dayak yiyor , bizim işkembeci seyid bakıyor kavgaya karışmış süt tenli ince bacaklı bir karı var , dalıyor adamlara , dilliyor hatunları. black smoke denen isimsiz hıyaroğluhıyar gebermiş , millet havai fişekler atıyor , kazandık diyor , yeşil vadi bizim , ada bizim diyor , kate hırsbısı jack'i yakalar yakalamaz yutmaya kalkıyor. ve başarılı oluyor. çenesinin yaptığı açıya bakın. herifin suratını komple yutmuş hayvan karı. bu kadar libidosu yüksek bir bölümün oyuncu kadrosuna neden mr. eko'nun dahil edilmediğini sormamak lazım herhalde.

    david denilen sabi sübyan elemanın da küçük emrah'a dönüştüğüne şahit olduk hepimiz. herif halasını , anasını , bacısını konsere bıraktı , daha doğrusu konsere bıraktığını sandı , millet şoko parti düzenledi o konserde haberi yok. anası zaten erkenden kaçtı. "david bekle beni , hastanede ütüyü şarjda unutmuşum onu hemen buzdolabına koyup geliyorum" yalanına , babasının tıpkısı olan öküz david "peki anneciğiiiiiiiim" diyerek nazikliğini ortaya döktü. çocuk anasının sawyer tarafından alman usülü sikildiğini görünce "kimseeğsiiiiiz yalnığğzıım" diye los angeles simit sarayında takılmaya başladı. içkiye verdi kendini. iyi oldu ibneye , zaten hoşnut değilim meymenetsiz tipinden. justin bieber 1 bu 2.

    adada da hakikaten tıpa varmış. ertuğrul sağlam bakışlı jacob dayımız götünden atmamış yani. bildiğin taştan tıpa tıkmışlar magma tabakasının hemen üstüne. bizim elemanlar bi çıkarıp bi taktıkça ada yerinden oynadı , yıkılmaya başladı , ölümsüz black smoke'un kayalıklarda pestili çıktı. desmond bile "i was wrong brada. i asked to the yellow flowa brada. this is velet dada fatha motha brada." diye saçmalamaya başlayınca ben de farkettim o tıpanın eksikliğini. oğlum bu tıpanın amacı fake locke'u adada tutmak değil miydi ? e öldü adam o tıpayı çıkarınca. hani madem öldüğünü gördün , niye tekrar takıyonuz tıpayı geri ? bırakın yıkılsın. sikti belamızı 6 sene zaten bıraksaydınız da yıkılaydı.

    frank lapidus'un ve richard alpert'ın geçen haftalardaki yazılarımda bahsettiğim gibi aslında ölmediğini öğrendiğimiz bir bölüm olmuştur ayrıca. bu haftaki yazımın sonuna geldik.

    **********************************************

    şaka lan nereye gidiyorsunuz ? öyle bir yazdım ki sanki 6-7 hafta var lost'un bitmesine. bitti lan dizi. o yok artık tamam mı ? gitti o. artık hayatımızda yok. "lost artık başlasın ya. çok uzattılar arayı" diyemeyeceğiz artık. ağlıyorum şu an taamma ? lisedeydim ben bu dizi başladığında. daha küçüküdüm. bıyıhlarım burma değildi , henüz yeni terliyordu. herkes kurtlar vadisini izleyip cuma günleri gerçekleşen halı saha maçlarına tekmeliklerinin içine 7.45'lik saklayarak gelirken ben o maçlara elimde locke çakısıyla gidiyordum tam tersine. boş kaleye gol kaçırdığımda üzerime doğru saldıran diğer 6 arkadaşıma laf anlatabilmek için "everything happens for a reason" diyordum. (amına koyim maça mı gidiyoz savaşa mı belli değil. herkesin elinde nevale varmış zamanında)

    sınavlara geç kaldım lan bu dizi yüzünden ben. nasıl bir bağlılıktır bu ? nasıl bir yüzsüzlüktür ? faraday'ın yüzünden fizik sınavından kaldım ayrıca. asansörün düşmesini sağlayan yükün kuvvetini bulunuz sorusuna "whatever happened , happened" diye yanıtlar verdim. faraday'ı yazıldığı gibi okuduğu için hocayla taşak geçmem üzerine türlü kötekler yedim.

    kate'i mabedim olarak kabul ettim. hatta bununla yetinmedim , yanına shannon'ı kuma olarak ekledim. rose'u da mahallemizin ağzı bozuk negro teyzesi ilan ettim. beyaz tenli kocaya sahip olduğu için ku klux klan'ı deviren en büyük insan olarak kendisini tebrik ettim. ayrıca bayramlarda eli öpülmesi gereken insanlar listesinin başına da o ikisini ekledim.

    "voooooolt" diye bağıran maykılları , "maybaybaaaaaaaa" diye böğüren claire'leri gördükçe irite olmadık mı lost severler ? "sizin topunuzun o bağıran ağzına yarrak kaçar inşallah" diye beddua etmedik mi ? ettiniz değil mi ? amma küfürbazmışsınız lan ben hiç öyle birşey yapmadım bugüne kadar.

    richard alpert inadına yaşlanmadıkça , biz onun yerine yaşlandık mı ? benim 6 senede türlü stresten dolayı (öss , finaller , karı-kız) saçlarım ağarmaya başladı , herif 150. yaş gününde "welcome to the club" hediyesini anca aldı miles'tan.

    "ay lav yu pağni , ay olveys lavıccu" şeklinde ilan-ı aşk eden desmond'ı görünce "vay pezevenk herife bak sen ya" diye iç geçirmedik mi ? çünkü adam ne piçti , ne de efendiydi. iki kategoriye de koyamamıştık. arkadaşlarını toplayıp hepsine birşey göstermek isteyen sıradışı bir "centimın"dı çünkü kendisi.

    6 sene lan. koskoca 6 seneden bahsediyoruz. göz açıp kapayıncaya kadar geçtiğini jack shepard bizlere çok güzel anlattı. flash-sideways kısmını boktan bir şekilde bağlamış oldular sonuçta ama , ben bu diziye , bana sadece o ilk 2 sezon yaşattığı muhteşem duyguları için bile teşekkür ederim. iyi ki seninle aynı zamanı paylaşan neslin içindeymişim. iyi ki vardın lost !

    --- spoiler ---
4027 entry daha
hesabın var mı? giriş yap