9841 entry daha
  • benim herşeyi dünyaya benzetme alışkanlığım var gerçi. misal okul dünya gibidir derim, mutfağı benzetirim ve saire. ama bir dizi kafamdaki dünya tasavvuruna ancak bu kadar paralel olabilirdi. dinler tarihi açısından değerlendirecek detay bilgi birikimim yok. nasıl yok diye gelmeyin üstüme. isteyerek okumadım okulu. napıyım?

    herşeyden önce jacob ve kardeşinin, habil ve kabile benzetilmiş olması görüntü itibariyle benzeşse de teorik ve pratikte uzaklık söz konusu. ancak cebrail ve şeytan kesinlikle tam karşılamasa da biraz daha yakın duruyor. jacob hep bir aday arıyor. görevi emanet edeceği birini. kardeşi de buna bir nevi engel oluyor.

    adaya ilk düşüş tıpkı dünyaya geliş gibi, insanların iradesi dışında gerçekleşiyor. birbirleriyle alakasız gibi görünen insanlar var. ve kazadan sonra herkes tıpkı yeni doğan çocuğun ağlaması gibi bir mutsuzluk haline bürünüyor. hemen ada'dan kurtulma yolları aranıyor. kimi adaya alışıyor. ada'nın sözüm ona gizemi onun kişiliğinde yer ediyor. ancak en temel soru bu adanın mahiyeti ne? bir güç mü getirdi bizi buraya? öyleyse kim? bir değişken var ve ardındaki sabiteyi arıyor ada halkı. tıpkı bizim dünyayı algılama çabamız gibi. daha sonra sorular sorular ve bir takım cevaplar. birşeyler anlam kazanmaya başlıyor. ancak ada her ne kadar kendine bağlasa da bu insanları, onların adadan ayrılma mücadeleleri devam ediyor. ve gidenler oluyor. tıpkı ölüm gibi. adanın dışındaki eski hayatlarına dönüyorlar. ancak adaya olan bağlılıklarından soyutlanamayıp tekrar dönmeye kalkıyorlar. tıpkı insanın dünyaya tekrar gelip doğru şeyler yapmasını istemesi ve bununla ilişkilendirilen reenkarnasyon inancı gibi.

    yine ada'nın içinde menfaat var, aşk var, entrika var, bilim var, hayat ve ölüm var. dünya gibi.
4755 entry daha
hesabın var mı? giriş yap