7665 entry daha
  • önceki bölüme oranla daha iyi ve heyecanlı bir bölüm izledik. en azından bana göre. doğrudan spoiler'a girmeden evvel bir kaç şey söyleyeyim. öncelikle daha önceden de belirtildiği üzere john locke odaklı bir bölümdü ve bu yüzden önceki sezonlarda bir iki kere gördüğümüz peg bundy'i* yani john'un nişanlısı olan helen'i yeniden görmüş olduk. lakin dizinin diğer ana karakterlerin çoğu yoktu. ne kate'in çilli ama güzel yüzü ne de jack ve onun mal bakışları vardı bu bölümde. keza sayid, miles, otisabi görünümlü dogen vs. de.

    --- spoiler ---

    juliet'in acısını çeken sawyer kendini içkiye-arabesk'e vermiş. "genç adamdır sonuçta" yaşadığı çileden dolayı anlayışla karşılayabiliriz de, o iğrenç atletini ve donunu keşke hiç görmeseydik. tiskindim yeminle! bu mudur genç kızların sevgilisi? bu mudur lost gençliği! gerçi bu görüntü sırf ilerisi için jack'e yapılan bir yatırım dahi olabilir. bu son kısmı unutmayın jack ilerisi için çok şey vaad edecek, bu bölümden ben onu anladım ama tüm bunlar az sonra...

    black smoke'un gözünden, -bir nevi first person shooter ile- black smoke'un adada akşam sefasını nasıl yaptığa şahitlik ettik. geçen bölüm sonu itibariyle ilgili beklentimiz bu bölümde gerçekleşmedi. locke nam-ı diğer black smoke ya da esau, richard alpert'e dokunmadı bile. ikna etmeye çalıştı, fişekledi jacob'a karşı lakin richard buna sktiri çekti. bizimki de "nalet olsun o halde, ne halin varsa gör!" dedi ve çekirgeyi salı salıverdi. muhtemelen esau yine bir şeyler planlıyordur, bu hakan peker kılıklı* için. yoksa elindeki kozlarından birini kaybetmezdi. bir üst paragrafta sawyer'dan bahsettim gereksiz değildi. esau richard'tan sonra sawyer'ı almaya gitti. bölümün promo'sundan da yola çıkarak yapılan tahminleri boşa çıkarmadı. (bkz: #18206871) "neden bu adadasın? bunun yanıtını öğrenmek ister misin?" diyerek sawyer'ı yanına aldı. ve birlikte yola çıktılar...

    adanın diğer tarafında heykelin altında ise; ben, orada olanı biteni tüm açıklığıyla ilana'ya anlattı. halbuki ben* anlatmaz ya da yalan söyler diye düşünüyordum. işin garip tarafı ilana pek şaşırmadı buna ve jacob'ın küllerini topladı. sanırım ileride bir şekilde kullanacak bunları.

    ***edit: benim gözümden kaçmış ama altinci nesil caylak'ın gözünden kaçmamış uyardı sağolsun beni. bu sahnede ilana ben'e soruyor "jacob'i da mı locke öldürdü?" diye. tabi ben kendisinin öldürdüğünü söylemeyerek, suçu locke'un aka man in black'in üstüne atıyor. ***

    bu arada flash sideway'lerde de işler sarpa sarmaya devam ediyor. locke'un hayatı hurley, ben ve rose'unkilerle kesişti. jack'inkiyle de ayrıldı gibi görünüyor şimdilik ama muhtemelen yeniden birleşecektir bir noktada. çünkü hepsinin kaderi birleşecek bir yerde. helen o kadar güçlü vurguladı ki bu kelimeyi, kesin bir şey beklenir bu kader mevzusundan.

    esau ve sawyer'ı ormanda bir yere giderken bırakmıştık. bunlar kendi yollarında ilerlerken sarı bir çıyan çıktı karşılarına. çıyan dediğim sümüklü bi velet! ben önce jacob'ın küçüklüğü sandım ama o değil galiba. esau'ya "kuralları biliyorsun onu öldüremezsin" diye gözdağı verdi.* esau da artık kullandığı bedenin yediği yemekten, içtiği sudan mıdır nedir? aynı john locke gibi *" -bana neyi yapamayacağımı söyleme- dedi. aynı anda esau'dan uzaklaşmış olan sawyer'ın yanına richard geldi ve locke'dan uzak durması için, hep birlikte kurtulmaları için sawyer'ı uyardı. ama esau gelmek üzere olduğundan topukları da yağlamayı unutmadı. bu önceki sezonların karizma richard'ı çok tabansız çıktı çok, yazık!

    her neyse locke görünümlü esau ile sawyer falezlere değin geldiler ve bambu ve ip merdivenleri kullanarak mağara gibi bir yere girdiler. burada esau hemen orada bulunan bir terazinin iki cebinden birinde olan beyaz taşı alıp denize ettı. öbür cepte ise siyah taş vardı. şu iyi ve kötünün savaşı meselesine işaretti sanırım. ilk sezonda walt'a tavlayı anlatan locke ne demişti "bu oyun siyahla beyazın savaşıdır", dediği doğru çıkıyor. girdikleri mağaranın duvarında bir çok üstü çizilmiş isim vardı ama hala üstü çizilmemiş olan şu isimler de vardı. tabi esau daha sonra birinin üstünü çizdi. 4 locke, 8 reyes, 15 ford, 16 jarrah, 23 shephard, 42 kwon. esau, sawyer'a hepsini adaya jacob'ın yönlendirmesiyle geldiğini açıkladı. ve jacob'ın bu isimlerden birisini kendi -jacob- yerine seçmek için belirlediğini söyledi. doğru muydu yalan mıydı belli olmaz ama bana kalırsa eğer esau'nun bu söylediği doğruysa o isim muhtemelen jack olacaktır. sawyer'la esau ortaklığına karşı jack-jacob işbirliği olabilir pekala.

    güya sadece yorum yapacaktım ama bölümü de anlatır kadar olmuşum. gerçi gerekliydi bazı şeyleri ifade edebilmek için. eğer senaristler-yapımcılar bizi yemiyorlarsa ve hakikaten de bir açıklamaları varsa bence bu bölüm itibariyle buna başladılar.
    --- spoiler ---
6929 entry daha
hesabın var mı? giriş yap