muharrem ince

• tbmm'de yaptığı konuşmanın sonuna doğru " sayın genel başkana da bir sözüm var" dedi. o sıra salondan uğultular yükselmeye başladı. " ne var yani" dedi sayın ince, " chp'ye de sataşacağım." acaba mı? dedim o sıra kendi kendime. (hangi parti olduğu hiç mühim değil) bir milletvekili, meclis kürsüsünden kendi partisine dair bir eleştiri mi yapacak? büyük ihtimalle siyasi kariyerini bitirirler. ama demek ki canına tak etmiş. kürsülerde demokrasiyi ağzından düşürmeyen baykal'a iki çift laf edecek bu adam. bırak diyecek maval okumayı, demokrasiyi önce kendi partine getir. chp'deki parti içi seçiminden örnek verecek. az önce akp'yi %10 barajını indirmediği için kıyasıya eleştiren bu adam, demokrasinin temeli olarak çok sesliliği savunacak ve baykal'a öyle bir içtüzük hazırlamışsınız ki diyecek, kurulltayda genel başkan adayı olmak için dahi delegelerin %20 sinin desteğini almak gerekiyor. böyle demokrasi anlayışı olmaz diyecek, kürsüden bir özeleştiri yapacak, salonda alkışlar yükselecek, chp'nin sol bir parti olduğuna inanılacak vs. vs. hayal tabi bunlar. meğerse sayın ince "chp'ye de sataşacağım" derken retorik yapıyormuş. konuşmasını "sayın genel başkanım sizin işiniz de çok zor, ne bir yolsuzluk dosyanız var, ne oğlunuz gemisi, ne ahbap çavuş ilişkiniz var vs. vs." diyerek bitirdi. ama bu hayal (ya da kabus) baykal'ın da o sıra aklından geçmiş olacak, kendisine bir söz söyleneceğini duyduğu anda bir parmak sallayışı var ki, o parmak sağıyla soluyla bu ülkedeki tüm partilerin siyaset yapma tarzını özetliyor.