797 entry daha
  • evrim teorisi başlığında abiyogenez tartışılıyor ise, aynı tartışmalar onlarca kez döndü ise, ve her tartışma yandı bitti kül oldu noktasına getirilmeye çalışılıyor ise, insanların oflayıp puflaması doğaldır. gına gelince insanlar sinirlenir. kendini eğitmek herkesin kendi sorumluluğudur, başkalarının değil.

    abc, abbc kendini kopyalayıp duruyor da, a, b, c bitince ne olacak sorusunun cevabı kolaydır. dünya bir deney tüpü değildir, kaynaklar çok büyük, ortamlar değişkendir. a'dan z'yi geçtim, bütün alfabeleri kapsayacak kadar çok molekül vardır. bu moleküllerin her etkileşimi bileşik oluşturmaz. bazen parçalanma olur. örneğin hem abc'yi, abbc'yi bölen bir d molekülü, geri dönüşüm sayesinde kaynakları sınırsız kılar. hatta d'ye gerek yok, güneşin bütün radyasyonu atmosferde emilmez. bu radyasyon molekülleri parçalar. hele bir zamanlar ozon tabakası falan olmadığı düşünüldüğünde, d'siz de bu işin olacağını rahatlıkla görürsünüz.

    yahu büyük moleküllerin hassas olduğu, dolayısıyla bozunacağı yaradılışçılar tarafından sıkça yaşam kendi kendine oluşamaz demek için kullanılmış bir şeydir. buradan mantık yürütülerek, geri dönüşümün rahatlıkla hayal edilebilir olması lazım.

    şimdi adamın diyor olmasın diye önceden cevap vereyim: nasıl üreme oranı ölüm oranından yüksek olduğunda canlılık devam ediyorsa, sentez hızı bozunmadan fazla olursa bu moleküller ortalıkta bulunur. şartlara göre daha fazla mutasyona da uğrayabilir, hatta uğrar. kendini kopyalama özelliğini koruyup*** etrafında polimerleşip zar yapacak f molekülleri oluşmasını *** tetikleyen mutasyonlar da ilk hücrenin oluşmasına neden olur. gayet basit.
7204 entry daha
hesabın var mı? giriş yap