217 entry daha
  • dün gece itibari ile ilahiyat meydanı olarak da anabileceğimiz programdır.

    bazı durumları anlatmak için bazen sadece kelimeler yetmez, beden diline başvurusunuz, o da kafi gelmez. dün gece de bu bağlamda, beni kilitleyen, çıplak gözle tanımlanamayan bir durum vardı efendim.

    celal şengör ün sabrını takdir etmemek mümkün değil. ama hoşgörüsü savunmasını, ya da bir anlamda düşüncelerinin kuvvetini zayıflatmıştır.

    abdulaziz bayindir adındaki kaşları göz kapaklarından başlayan adamın siniri ve karşıt sorulara olan hoşgörüsüzlüğü ve yetersizliği de dikkat edilmesi gereken bir başka nokta olarak düşünüyorum. bilimi tanımlanması istediğinde verdiği cevaba, daha doğrusu geçiştirdiği cevaba celal şengör ün müdahale etmesi gerekirdi diye düşünüyorum. zira bilim özgür düşünce topraklarında yetişir. din evrene dair kilit noktalarını tartışmaya kapamışken bilime olan bakış farkını celal hoca nın yeterince net anlatmaması üzmüştür ziyadesiyle beni.

    dün gece boyunca aklımda yeni bir merak doğdu, ki bu merakın doğmasında soru soran ilahiyat fakültesi öğrencilerinin ve de hocalarının etkisi büyük. ilahiyat fakültesi ne iş yapar, ya da kuran kursundan farkı var mıdır? çünkü gördüğüm kadarıyla ilkokulda gidilen kuran kursundan bu yana üzerine pek bir şey katılmamış. ve de eklemek istiyorum. ölümden sonra yaşam varsa, ve bu adamlar öldükten sonra bir yerlere gideceklerse, ve bu yerin adı cennetse, ve bizlerde öyle olmadığımız için cehenneme gideceksek, bize "ödül" olarak vaadedilen yerin cennet olmasından şüphe ederim, zira istemem. cehennem daha zevkli layn!

    son olarak utandığımı söylemek isterim. ilahiyat fakültesinden soru soran arkadaşlardan ben insanlık adına utandım.

    not : dobrahdan gelen bi özden bahsediyorum ben, sen neden bahsediyorsun! sus, falakaya yatırırım haaa!
222 entry daha
hesabın var mı? giriş yap