5 entry daha
  • "saçma olduğu için inanıyorum" ya da "inanıyorum çünkü saçmadır" düsturu, ömer naci soykan hocanın, arayışlar'ında belirttiği gibi (adorno'dan aktararak) kierkegaard'ın yaşamın anlamını ya da anlamsızlığını bir labirentte bulmuş olmasından hareketle "amo quia absurdum" düsturuna çevrilir (t. w. adorno, kierkegaard, p.271, suhrkamp verlag, 1974) burada kierkegaard'ın, schelling ve hegel'in benimsediği bir özdeşliği reddetişi söz konusudur. o, varlık-düşünce bağını kırar ama koparmaz. bu kırılmadan ötürü kierkegaard felsefesinde her daim bir çelişki arayışı görülür. çelişki ve paradoks, onun öğretisinde baştan sona yayılır. bu da kierkegaard'ın kendisini bir labirentte görmesiyle alakalıdır (ö. n. soykan, arayışlar, sf.96, 1998).

    bu labirentte sevgi nasıl olur? kierkegaard'a göre seven insan, tabu olarak karşılanan herhangi bir psikolojik deneyim yaşamamasına rağmen seküler olarak gördüğü şeye inanmak durumundadır; dahası sevilenin kısmen değeri düşürülerek, sevginin değeri korunmuş olur. ayrıca kierkegaard'da saçma olduğu için sevilenle kurulan erotik yakınlık ("erotic immediacy") kendi kendini yaratırsa da dinsel "aşk"ın üzerinde herhangi bir baskısı/etkisi yoktur (daniel w. conway, k. e. gover, søren kierkegaard: critical assessments of leading philosophers, p.10, taylor & francis, 2002), tıpkı isa ile maria magdalena arasındaki ilişkide olduğu gibi.

    iki hoş düstur kendini belli ediyor öyleyse:

    inanıyorum çünkü çelişkili.
    seviyorum çünkü çelişkili.

    bu da bonus:
    http://farm4.static.flickr.com/…27_0f2ac047b9_o.jpg
14 entry daha
hesabın var mı? giriş yap