1360 entry daha
  • --- s03x05 itibariyle spoiler ---

    imdi dizinin sürekli yeni sorular sordurup sonrasında bunları cevaplamakta zorlanacağı fikri oluşuyor ya seyredende, bir de şu açıdan bakmaya ne dersiniz?

    her halükarda soruların tatmin edici ya da edemeyici cevaplarını alacağımız fikrim baki zaten ya (bkz: lost/#10197277), bi de şöyle bi örnek vereyim en iyisi.

    agatha christie romanlarından devam edelim. christie roman yazarken son yirmi otuz sayfaya geldiğinde kitap boyunca vuku bulan olayları ve ipuçlarını hercule poirot misali kendisi de çözümleyip katili bulmuyor illa ki. tam tersine kitabı daha yazmaya başlamadan önce katilin kim olacağını, cinayet sebebini, ve bu sayede olayların kitap boyunca nasıl cereyan edeceğini tasarlıyordur. yani bi nevi sondan başa doğru yazmaktadır kitabı. o yüzden kitap boyunca olan olaylar kendisi için bi gizemi çözme aşaması değil, zaten bildiği bi cevap üstüne okuyucuya gizem oluşturma çabasıdır.

    daha yakın bi örnek matrix filmidir. wachowski kardeşler daha en başında şu yaşadığımız dünyanın sanal bi gerçeklik olduğu, matrix dışındakilerin de monitör başında bu dünyada yaşadığımız herşeyi gözlemleyebildikleri noktasını kendilerine çıkış olarak almış, filmin ilk bi saatini bu cevabın kendilerine sağladığı olanağı kullanarak izleyiciye sorular sorduracak şekilde tasarlamışlardır. neo monitörünün başında trin ile yazışırken trin'in daha kapı çalmadan tak tak yazması, gelecek kızın omuzunda beyaz bi tavşan dövmesi olacağını bilmesi izleyici için bi sorudur fakat wachowski'ler için bi soru değildir. morpheus'un neo'ya çalıştığı şirkette yol tarif etmesi, izleyici için, "bu adam nasıl oluyor da biliyor polisin arkasını döneceği anı ve neo'ya yol gösterebiliyor" şeklinde bi soru sordurmakta fakat soru sadece izleyicinin zihninde oluşmakta oysa.

    matrix'te belli kuralların esnetileceği cevabına da daha en başta sahip olan wachowski'ler trin'e iki bina arası otuz metrelik bi atlayış yaptırmakta, izleyici ise kızın robot olup olmadığını sormakta o an... ya da neo'nun ağzının yok olmasını gördükleri anda, eh artık bu kadar soruyu nasıl bağlayacak ve cevap verecekler şeklinde düşünmekte izleyici.

    demek istediğim şu yani... lost'un senaristleri dizinin sordurduğu soruları şu an ellerinde olan cevaplar üzerine oluşturmaktalar büyük olasılıkla. çünkü senaryo böyle yazılır. hadi yeni bi hatch ve yeni bi grup daha koyalım adaya, sonra cevap buluruz bunlara diye düşünmemekteler. eğer black smoke ise şekil değiştirerek herkese görünen, o zaman bu cevabı daha yeni oluşturmadı senaristler. daha en başta bunu bildiklerinden, madem elimizde zihin okuyan ve şekilden şekile giren bi zımbırtı var, o zaman adadaki herkesin geçmişlerindeki önemli obje ya da insanlarla karşılaştıkları bölümler yazabiliriz demişler, izleyici ise nasıl oluyor da herkes kendi geçmişleriyle bu adada yüzleşiyor sorusuyla cebelleşmek zorunda kalmışlardır.

    shyamalan, altıncı hissin son yirmi dakikasını yazarken mi "aa bruce willis'i de ölü yapayım" diye düşünmüştür...
    --- spoiler ---
13241 entry daha
hesabın var mı? giriş yap