• antropoloji ile ilgili seminerler veren bir öğrenci topluluğunda yetkili kişi anons yapar:

    - gelecek hafta ensest konusunu işleyeceğiz.

    arkadan bir ses gelir:

    - herkes haftaya yanında bir akrabasını getirsin.*
  • 'ensest bilinçli olmayan ara evrelerin getirdiği dü$sel bir hevesten ba$ka bir $ey değildir.' demi$ freud ama gel de bunu kızına tecavüz eden kaliteli orospu çocuğuna anlat.
  • bugun odtude gerceklestirilen namus cinayeti konulu toplantıda, salondakilerden birinin (sanırım ogretim gorevlisiydi) bu cinayetlerin nedenlerinden biri olarak gosterdigi durum. soyle ki; kızına, kardesine tecavuz eden baba, agabey kızın bekaretinin bozulmasını cevreye acıklayamayacagı icin, radyodan sarkı istedi, sokaga cıktı gibi mazeretler uydurarak kızını namus adına olduruyor, gercek neden kimseye yansıtılmıyor, aile arasında saklı kalıyor. ayrıca bu konuyla ilgili belgesel gibi bi film izletildi, filmde kızlardan birisinin ablası abisi tarafından tecavuze ugramıs ve ailesi tarafından oldurulmus. daha ortaokul cagındaki kız "ablam istemeseydi basına boyle bisey gelmezdi" diyerek cinayeti haklı gosterdi. dehsete dusmemek imkansız.
  • uygulamalı ahlak felsefesi literatüründe bu konu hakkında o kadar az şey yazılmıştır ki insanın inanası gelmez. benim bulabildiğim 3 makale var toplamda. cinsel ahlaka dair kitaplarda bile bahsi geçmiyor. mesela igor primoratz'ın ethics and sex (1999) kitabında aldatma, evlilik, kıskançlık, fuhuş, pedofili, eşcinsellik ve tecavüz konuları tartışılırken ensest kelimesi dört kere geçiyor kitapta toplam ve hiçbiri aslında ensestle ilgili değil. john grabowski'nin sex and virtue: an introduction to sexual ethics'inde (2003) de bir şey yok. 550 sayfa ve 25 makaleden oluşan the philosophy of sex: contemporary readings'de (2017) hiç kullanılmamış ensest kelimesi. 3 tane makale demiştim ya, onların aldıkları atıflara baktım belki tartışılan diğer makaleleri bulurum diye, bu konuda yazılmış en iyi makalenin hiç atıfı yok, diğer ikisinin toplam atıf sayısı 40 filan ki zaten onların alıntılandığı şeyler de doğrudan ensestle ilişkili değil ya da ensestin hukuki boyutuyla ilgili. zaten ensest de tartışıldığında genelde normatif hukuk bakımından tartışılmış, o konudaki yazın görece daha iyi durumda. o zaman biz de var olan üç makaleden de yararlanarak ensestin ahlaki konumu hakkında bir şeyler söylemeye çalışalım.

    öncelikle ensest dediğimizde neyi kast ettiğimize ve neyi kast etmediğimize açıklık getirelim. ensesti kan bağına sahip birinci dereceden akraba insanlar arasındaki ilişki şeklinde düz bir şekilde tanımlamakta, şimdilik, bir sıkıntı yok gibi. fakat eğer amacımız ensestin içsel bir ahlaki statüye sahip olup olmadığını araştırmaksa, ensesti diğer ahlaki etmenlerden ayırarak incelememiz gerek. örneğin bir babanın kızına tecavüz etmesi ensest bir ilişki türü olsa da bu durumun ahlakiliğine etki edecek ayrı bir etmen (tecavüz) de olduğu için bu uygun bir örnek olmaz. aynı şekilde bir abinin yaşça küçük (diyelim, 11) kız kardeşini manipüle ederek onunla ilişkiye girmesi yine istismar ve rıza ile ilgili ahlaki değerlendirmeleri içereceği için bu da uygun düşmez. bunun yerine ensest ilişkileri tabu olmayan ilişkilerle karşılaştıracak biçimde düşünmemiz gerek: rıza sahibi ve yetişkin bireyler arasındaki romantik ve/veya cinsel ilişki. o zaman bizim sormamız gereken soru şu: birbiriyle akraba olmayan yetişkin iki rıza sahibi birey arasındaki romantik ve/veya cinsel ilişki ile birbiriyle birinci dereceden akraba olan yetişkin iki rıza sahibi birey arasındaki romantik ve/veya cinsel ilişki arasında ahlaki statü farkı var mı? ya da, ensest ilişkiler ahlaken kötü mü yoksa ahlaken izin verilebilir mi? bunun için enseste karşı öne sürülen argümanlara bakmakta fayda var.

    1) ensest kötüdür çünkü doğacak çocuğun özürlü/sakat doğma ihtimali yüksektir: birinci dereceden akrabalar çocuk yaptıklarında doğacak çocuğun sakat olma ihtimali gerçekten de yüksektir. kuzenler arasındaki ilişkiden doğan çocuklarda ciddi sakatlık ihtimali sıradan ilişkilerdekilerden yüzde 4 civarı fazlayken, iş birinci derece akrabalara (baba/kız, kardeş/kardeş vb.) gelindiğinde değişiyor ve yüzde ellinin üstüne çıkıyor.[1] hem neonatal ölüm, hem de zihinsel ve fiziksel hastalıkların görülme oranı çok yüksek.

    bu argümanın sıkıntısı şurada: ensestin kötülüğü enseste dışsal ve önlenebilir bir şarta bağlı. eğer mesele genetik bozukluksa, bu a) cinsel ilişkinin olmadığı, b) cinsel ilişkinin olduğu fakat korunulan ve c) kürtaj şansının olduğu, d) taraflardan en az birinin kısır olduğu ensest ilişkilerin ahlaki statüsünü değiştirecektir. diyelim, bir yetişkin bir abi ve kızkardeşin ensest ilişkisi *sakat bir çocuk doğurmadıkları sürece*, ahlaken kınanabilir olmaz ve bunun önüne geçmenin birçok yolu var yukarıda saydığımız üzere.

    bunun yanında burada devreye başka bir değerlendirme daha giriyor: huntington hastalığı gibi ciddi kalıtsal hastalıklara sahip bireylerin çocuk yapmalarının ahlaki olup olmadığı da tartışmaya giriyor ve bu bizim toplumsal dinamiklerimizi kökünden etkileyebilir.[2]

    2) ensest kötüdür çünkü tiksindiricidir: bir fizyolojik tepki olarak tiksinti (disgust) psikoloji literatüründe kendine epey yer edinmiş fenomenlerden biri ve ahlak psikolojisinde de sıkça kullanılıyor. [3] biz bir şeyin istendik olmadığını anlatmak için tiksinçliği öne süreriz ve ahlaken kınanabilir davranışların bizde tiksinti uyandırabildiği doğrudur. [4] fakat bu her tiksintinin ahlaki düşünce için meşru bir gerekçe olduğu anlamına gelmez. eğer belirli bir davranışa gelen tiksinti tepkisinin işlevsel kökenlerini gösterebilirsek bu, o spesifik tepkinin normatif gücünü elinden alabilir. ensest vakası özelinde biz tiksintinin doğal bir koruyucu mekanizma olduğunu gösterebiliyoruz.

    şimdi, psikoloji bilimindeki şu anki konsensusa göre tiksintinin asli işlevi patojenlere karşı bir uyarı mekanizması olmak. tiksinti, bize neyi yemememiz, neye dokunmamamız vb. gerektiğine dair bir uyaran. biz çürümüş bir et gördüğümüzde bundan tiksinmemiz, o yiyecekten kaçınmamızı ve sağlığımıza zararlı ve hatta ölümcül olabilecek bakteri ve mikropları vücudumuza sokmamamızı sağlıyor. bizim mikropları ve diğer mikroorganizmaları doğrudan gözlemleme şansımız olmadığı ilkel zamanlarda tiksinti bizim hayatımızı kurtaran bir mekanizma oluyor.

    tiksinti bir kaçınma (avoidance) mekanizması olduğu için kaçınmamız gereken diğer durumlar için de kullanılabilir aynı zamanda. yani mikroptan koruma işlevinin yanında zamanla toplumsal olarak zararlı/kabul görmeyen şeylere karşı da tiksinti reaksiyonunu geliştirdik gibi duruyor. zaten ahlak psikolojisi ve hukukta da bu kadar geniş yer bulmasının ardında tiksinintinin toplumsal ilişkilere sıçraması var.

    hani bu co-opttan bahsettik ya, asli işlevin yanında ikincil üçüncül işlevler için kullanma olayından. hah, biz tiksintiyi cinsellik içinde de kullanıyoruz. bilhassa eş seçme durumlarında. potansiyel eşler için biz eş değerleri (mate value) atıyoruz farklı niteliklere göre (sosyoekonomik durum, fiziksel özellikler, genetik uyum vb.) tiksinti de eş değeri hususunda işin içine giriyor. tiksinti burada bizim düşük eş değerine sahip bireylerden kaçınmamızı sağlıyor. buna bir kanıt, insanlarda seçici taraf olan kadınlarda cinsellik için tiksinti duygusunun çok daha yüksek olması.[5] ensestin seçilim değeri düşük olduğu için birincil dereceden akrabalar kötü eş adayları, yani eş değerleri düşük. bu da bizim ensest ilişkilere tiksintiyle bakmamıza neden oluyor. [6] yani tiksinti burada ahlak-dışı bir işleve sahip olduğu için ahlaki değerlendirmede kullanmamız sıkıntı.

    3) ensest kötü çünkü doğaya aykırı: bu itiraz, bir şeyin iyiliğinin ya da kötülüğünün kıstasının doğada olduğu görüşüne dayanıyor. seküler versiyon için ayrı, doğal hukuk geleneği için ayrı değerlendirilebilir.

    buna en temel düzeyde getirilebilecek itiraz böyle bir hamlenin yapılamayacağı olabilir. çağdaş metafizikte kabul gören görüşe göre, olgular ile değerler birbirinden ayrı türden gerçeklerdir ve ikisi arasında zorunlu bir ilişki yoktur. ought-is problem olarak bilinen problem bunun bir uzantısıdır. "...dir"li ifadelerden "-meli"li sonuçlar çıkartılamaz çünkü "dir" bir olgu iken "meli" bir değer gösterir ve dir'den 'meliye doğrudan geçiş yapılamaz. "doğada ensest yoktur" bir olgu belirtir ve normatif değildir, "ensest yanlıştır" değersel niteliğe sahiptir ve ne yapılması gerektiğini söyler. arada bir değersel önerme olmadığı sürece mantıksal olarak geçerli bir yapıda değildir bu iddia. eğer şöyle olsaydı olurdu:

    (1) doğada ensest yoktur. (olgu, -dir cümlesi.)
    (2) doğanın parçası olanlar, ona göre davranmalıdır. (değer, -meli cümlesi)
    (3) insan doğanın bir parçasıdır. (olgu, -dir cümlesi.)
    (s) o halde insan, ensest ilişkide bulunmamalıdır. (1,2 ve 3'ten)

    burada (2) numaralı önerme savunulmaya muhtaçtır ve o savunu gelene kadar bu argüman sağlam bir argüman sayılmaz. (benim bildiğim herhangi bir felsefeci de bunu savunmuyor zira epey sorunlu bir pozisyon).

    fakat bunun biraz daha sofistike versiyonunu savunmak mümkün olabilir. doğal hukuk geleneğini baz alan bu argümanda temel geniş anlamda doğa değil, insanın doğası. şöyle formüle edilebilir:

    (1) iyi ve kötü, o şeyin doğasına göre belirlenir.
    (2) kişi, doğasına aykırı bir şey yapmamalıdır.
    (3) ensest, insanın doğasına aykırıdır.
    (s) o halde insan, ensest ilişkide bulunmamalıdır.

    bu argüman doğal hukuk geleneğine dayanıyor. örneğin thomas aquinas, summa theologiae'de ensesti şehvet altında değerlendiriyor ki şehvet de doğal hukuk altında günah/hatalı sayılıyor cinsel ilişkinin doğasından yola çıkarak. [7] aquinasçı gelenek biraz komplekstir bu konularda. yine de argümanın özünde, kişinin her şeyi işlevine uygun olarak kullanması gerektiği yatar. bu konuyu daha önce yazdım şurada: (bkz: doğal hukuk/@illuminatinin basindaki adam)

    doğal hukuka karşı argümanları burada tekrar etmeye gerek görmüyorum. doğal hukuk belirli türden bir metafiziği ve sezgisel olarak tuhaf bir ahlak dili ve psikolojisi varsayımını gerektiriyor ve eğer bilahare bu konuda bir itiraz gelmezse enseste karşı meşru bir gerekçe olacak kadar güçlü olmadığını varsayacağım.

    4. ensest kötüdür çünkü tanrı/allah böyle buyuruyor: bu ilginç bir itiraz ve nasıl yanıt vereceğimi tam olarak kestiremiyorum açıkçası. bu ilahi buyruk kuramına dayanıyor. ilahi buyruk kuramına dair de daha önce bir şeyler yazmıştım: (bkz: ilahi buyruk teorisi/@illuminatinin basindaki adam)

    ilahi buyruk kuramı klasik haliyle başarısız bir kuram gibi duruyor ki çok fazla savunucusu da kalmış değil aslında. bunun yerine bazı teistler reforme edilmiş ilahi buyruk kuramı adlı yeni bir versiyonu savunuyor ama o da bu entrinin içeriği için çok fazla bir önem teşkil etmiyor gibi.

    ilginç dediğim şu: ben bir kişinin teizmi rasyonel olarak savunabileceğini düşünüyorum. aynı şekilde bir kişi rasyonel bir biçimde ateizmi de savunabilir diyorum. eğer kişi teizme rasyonel olarak inanabilirse, o zaman dini buyruklara inanması da rasyoneldir. bu nedenle eğer dini bir kitapta ensest yasaklanmışsa bu dine inanan bir teist tanrı'nın mutlak bilgili olmasını gerekçe göstererek daha ileri bir kanıt göstermeye gerek duymadan ensestin ahlaksızlık olduğunu savunabilir gibi. (aynısı eşcinsellik, mastürbasyon vb. için de geçerli.) fakat bu daha da ileri bir tartışmaya da kapı açabilir aynı zamanda.

    şöyle ki: teist-olmayan taraf ensesti ahlaksızlık olarak görmek için elimizde hiçbir neden olmadığını, bu yüzden dini iddianın yanlış olduğunu, bu yüzden de o dinin hatalı olduğunu iddia edebilir. diyelim, bir dini kitapta köleliğin ahlaken iyi olduğu ve uygulanması gerektiği söylensin. eğer ahlaki araştırmalarımız bize köleliğin kötü olduğunu gösteriyorsa biz bu kutsal kitabın yanlış bilgi içerdiğini, bu nedenle de gerçekten kutsal olmadığını söyleyebiliriz. aynı mantık burada da geçerli. bu ayrı bir tartışma konusu olabileceği için esgeçiyorum fakat ilahi buyruğa dayalı bu argümanın (bir non-teist olarak) benim için zayıf olduğunu belirtmeliyim.

    5) ensest ilişkiler çoğu zaman yanlıştır çünkü çok değerli olan aile ilişkilerine zarar verme tehlikesi vardır:

    en güzel argümanı sona bıraktım. açıkçası bu argümanın öne sürüldüğü makalenin abstract kısmını daha önceden okumuştum ama ilgimi çekmediği ve aklıma direkt türlü itirazlar geldiği için gerisine bakmamıştım. lakin makalenin tamamını okuduğumda yazarın argümanı epey sağlam bir biçimde inşa ettiğini gördüm, aklımdaki hemen her itiraza tatmin edici yanıtlar verdiği için fikrimi değiştirdim. daha fazla laklak etmeden argümana geçersem, argüman kısaca şöyle:

    1. ikna edici sebeplerin yokluğunda, aşırı değerli olan bir şeyi riske atmak yanlıştır.
    2. aile ilişkileri aşırı değerli şeylerdir.
    3. ensest ilişkilerin aile ilişkilerine zarar verme tehlikesi vardır.
    4. ensest ilişkilerin büyün çoğunluğu, aile ilişkilerini riske atmayı meşru kılacak sebeplere dayanmamaktadır.
    5. o halde ensest çoğu zaman yanlıştır.[8]

    bu argüman ensestin içsel olarak, her zaman yanlış olduğunu iddia etmiyor, fakat ensestin çoğunlukla yanlış olduğunu göstermeyi amaçlıyor.

    (1)'in savunmaya gerek olmayacak biçimde açık olduğunu varsayıyorum ve geçiyorum.

    fischer'ın (2)'yi gerekçelendirmek için gösterdiği, aile ilişkilerinin aşırı değerli şeyler olduğuna dair öne sürdüğü 6 sebep var. bunlar aile ilişkilerinin (a) toplumsal olarak istikrarlı, (b) isteğe bağlı olmayan, (c) uzun süreli, (d) kimlik belirleyici, (e) aseksüel ve (f) ender olması.

    (a) toplumsal istikrarlılık, aile ilişkilerinin diğer ilişkilerin çoğuna nasip olmayacak kadar toplumsal olarak tanınması, değer görmesi ve korunmasını ifade ediyor. çağlar boyunca insanlar aile ilişkilerinin önemini kavrayıp saygı duymuş, bu yüzden aile ilişkileri toplumda saygın ve imtiyazlı bir yer edinmiştir. bu türden bir ilişkiye sahip olmak değerlidir.

    (b) çoğu ilişkimizde biz bir derece özgürlük sahibiyiz. dostlarımızı, eşlerimizi, çalışma arkadaşlarımızı vb. yakın olacağımız kişileri kendimiz belirleyebiliriz. bunlar özgür ilişkilerdir ve özgürlük çoğu zaman iyidir. fakat [sic] bizim belirlemediğimiz yakın ilişkilerin de kendine özgü bir değeri vardır. aile ilişkileri zorunlu ve uzun süreli olması bakımından çoğu ilişkiden daha talepkardır ve bu bizler için nihai olarak iyidir.

    (c) ilişkilerin değeri, uzunluğuyla ve tarafların paylaştığı olay ve anların önemiyle artar. "murat benim on senelik arkadaşımdır" dediğimizde murat'la olan ilişkimizin uzun süresinin ve onunla paylaştığımız anıların murat ile olan ilişkimize ekstradan değer kattığını ima ediyoruzdur. aile de bu türden ilişkilerin en iyi örneklerinden biridir.

    (d) aile ilişkileri, bizim bizim özümüze dair anlayışımızı şekillendiren önemli bir unsurdur ve bizim kimliğimizi belirlemede rol oynar.

    (e) aile ilişkileri genel olarak cinsel değildir ve bu cinsele dönüşme olasılığı da çok azdır. buradaki değer, cinselliğin getirdiği karmaşıklıklardan (duygusal, normsal, kişilerarası vb.) azade bir ilişkinin istendik bir ilişki türü olmasında yatıyor.

    (f) aile ilişkileri birey açısından az bulunur bir şeydir ve bu (a)-(e) ile birleştiğinde onu çok daha değerli kılar.

    bir aile ilişkisinin değerli olması için bu altı sebebin aynı anda bir arada bulunması gerekmez ve bu bakımdan çoğu aile ilişkisi aşırı değerlidir.

    (3) için, ensest ilişkiler aile ilişkisini şu şekilde riske atar: romantik ve/veya cinsel ilişkilerin sona ermesi mümkündür ve bu ilişkiler sona erdiğinde genellikle başlangıçtaki ilişki durumları da ortadan kalkar. bir insan sevgilisinden ayrıldığında, eşinden boşandığında ya da kişi arkadaşına karşı romantik hisler besleyip karşılık bulamadığında bu ilişkilerin en baştaki sorunsuz haline dönme olasılığı çok düşüktür ve zamanla bu bağ tamamen kopar. romantik ve/veya cinsel ilişkilerin sona ermesi ihtimali ensest ilişkilerde de söz konusudur ve ensest ilişkilerin riske attığı şey aşırı değerli olan aile ilişkileridir.

    (4) aşırı değerli bir şeyi riske atmak için meşru gerekçeler gerekir fakat çoğu ensest ilişki bu türden güçlü bir gerekçeden yoksundur. biriyle birlikte olmayı çok istemek bunun risk almak için iyi bir neden olduğunu göstermez. risk alırken uzun vadedeki etkileri ya da bunun bize maliyetini küçümseyebilir, objektif olamayabilir, dikkatsiz davranabiliriz. örneğin kokainin nasıl olduğunu çok merak eden ve kullanmayı çok isteyen biri ne kadar çabuk bağımlılık geliştireceğini bilemeyebilir ve aşırı değerli olan otonomisini ve hayatını mahvedebilir. bu yüzden kokain kullanmayı çok istemek, bu riskin almaya değer olduğu anlamına gelmez ve ahlaken yanlıştır. ensest ilişkilerdeki risk durumunun da benzer bir konumda olduğu söylenebilir.

    (5) ilk dört önermeyi mantıken takip ettiği için eğer onlar sağlam ise geçerli ve sağlam olmaktadır.

    burada gelebilecek itirazlardan biri *her* aile ilişkisinin değerli olmadığı olabilir. eğer aileniz aşırı disfonksiyonelse ve son kertede sizin için çok zararlıysa, o aile ilişkisinin yüksek değere sahip olmadığı söylenebilir. fakat zaten bu argüman da enseste kategorik bir yanlışlık atfetmediği için bir sorun teşkil etmiyor. fakat çoğu aile ilişkisi bahsi geçen (a)-(f) kıstaslarına uygun olduğu için değerlidir ve argüman doğru ise ensest vakalarının çoğu için geçerli olduğu söylenebilir.

    eğer bu argüman doğruysa (ki ban doğru gibi görünüyor), ensestin neden yanlış olduğuna dair nesnel bir sebebimiz var gibi duruyor ve bu sebep genellikle ileri sürülen sebeplerden değil ilginç bir şekilde.

    -------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

    [1]: genetic counseling and screening of consanguineous couples and their offspring: recommendations of the national society of genetic counselors. özellikle shf. 105-107, tablo iv.

    [2]: the ethics of incest, jeffrey sebo. shf. 49.

    [3]: the moral psychology of disgust- nina strohminger & victor kumar (edt.)

    [4]: regard for reason in the moral mind - joshua may, shf. 28-39.

    [5]: sex differences in disgust: why are women more easily disgusted than men?

    [6]: objection: disgust, morality, the and law - debra lieberman, shf. 72-113 (lieberman'ın modeli aslında es seçiminin yanında benzer genler, patojenler ve tiksinme arasında da bir bağ kuruyor fakat bunu dahil etmedim entriye)

    [7] : summa theologiae, soru 154, yanıt 9.

    [8]: why incest is usually wrong, robert william fischer. formülasyon bana ait.
  • merhaba sözlük.
    ben ayşin. 14 yaşındayım. ankarada yaşıyoruz. babam polismiş. ben bebekken ölmüş. bir abim ve bir annem vardı. ben 3 yaşındayken annem bir adamla imam nikahlı yaşamaya başlamış. adam alkolik. işe yaramazın teki. annem neden onunla birlikte olmuş fazla anlamam, ben bebektim. abim ise benden 3 yaş büyük.

    7 yaşıma geldiğimde üvey babam beni taciz etmeye başladı. annem de bunu biliyordu ama ses etmiyordu. fazla gürültülü- kavgalı bir aile değildik. babamın tacizlerini saymazsak iyi bir çocukluk geçirdim bile sayılabilir. 9 yaşındayken üvey babam bana tecavüz etmeye başladı. ben 12 yaşındayken abim 15 yaşındaydı ve o da taciz etmeye başladı. ben 16 yaşındayken ikisi de benimle cinsel ilişkiye giriyor haldeydiler. annem de bunları biliyordu, ses etmiyordu ama ilişki sırasında hiç bir zaman yanımızda olmadı, yani beni o halde hiç görmedi aslında. bu olayları hiç kimse bilmiyor. sadece evimizin duvarları arasında.

    haftada en azından 3-4 gün cinsel ilişkiye girdik yıllarca. yıllarca. hiç bir arkadaşıma anlatamadım. okula gidiyordum, voleybol kursuna da gidiyordum. arkadaşlarım vardı. bazen kızılay'da gezerdik. ama akşam olunca eve giderdim. ilişkiye girerdik üvey babamla ve abimle. üvey babam annemle de ilişkide bulunurdu ancak abimle bulunduğuna şahit olmadım. annemle ilişkiye girerlerken de görmedim.

    bir erkek arkadaşım var. sadece ona bahsettim. biliyor. ama benim karşı koyamayacağımı da biliyor. sen karışma dedim. o da karışmadı. erkek arkadaşımla da girdik bir kaç kez ilişkiye. ama onunla fazla başbaşa kalamadığımızdan, çok az sayıda oldu.

    geçen yaz, didim'e tatile gittik. ailecek. denizde yüzüyordum. yeşil mayom vardı. ailem sahildeydi. normal bir aile görüntüsündeydik. bir anda ne oldu bilmiyorum. bir anda her şeyi anlatmak istedim. üvey babama tuhaf tuhaf baktığımı farketmiş olacak ki yanıma geldi. kolumdan sıktı. tuhaf tuhaf baktı. sanki anlamış gibiydi. ben de yüzerek uzaklaştım. yalnız kalmak istiyordum. sonra birden denizden çıktım. az ilerideki polis memurunu farketmiştim. gidip her şeyi anlattım. senelerdir üvey babamın ve abimin tecavülerini, yaşadıklarımı,her şeyi 15 dakikada anlattım. yüzüme şaşırarak baktı. beni ekip aracına oturttu üzerime plaj havlusu verip. üvey babamı, abimi ve annemi göz altına aldılar. dava ne olur ben bilmiyorum. avukat tutmuşlar sanırım.
    beni de shçek koruma altına aldı. bilmiyorum. kurumu sevdim aslında. benim gibi bir sürü kız var. liseyi bitirip müzisyen olmak istiyorum.
  • meslek icabı bu olayın mağduru kücücük kız ve erkek çocukları ve faillerle bol bol yüz yüze geliyorum.aklım havlasalam hayalim bu olayı algılamıyor.o yavruların, hayatının baharındaki genç kızların ifadesini alırken nasıl olduklarını, utandıklarını, başlarını öne eğdiklerini, dillerinin tutulduklarını görünce kelimeler kifayetsiz kalıyor.öz kız kardeşine daha 4-5 yaşındayken tecavüze yeltenip hapisten çıktıktan sonra tekrar aynı kızkardeşine 7-8 sene sonra tecavüze yeltenen yaratıkları görünce midem bulanıyor.
    hele bugün duruşmada az daha zıvanadan çıkacaktım.kanı bozuk demez mi ben sadece yeltendim tecavüz etmedim beni bırakın diye.ulan şerefsiz öz kız kardeşinin iç çamaşırında sperm örneğin bulunmuş daha nası konuşuyon.bir de bakıyosun sabıkasına daha öhce başka kız kardeşine tecavüzden ceza almış.işte meslek felan gözünde olmayacak böle zıplayacan kürsüden beri sikecen belasını.
  • ensest ilişkiler genellikle halı altına süpürülmesine rağmen varlığından şüphe edilemeyecek olgulardır.. geçenlerde aktuel dergisinin, ensest ilişkileri inceleyen bir akademisyenle yaptıgı röportajdan akılımda kalan şudur ki; yaşanan ensest ilişkiler genellikle ayyuka çıkmamaktadırlar.. ta ki olası bir çocuk kazara peyda olana kadar.. yapılan araştırmalar göstermiştir ki türkiye de her yıl yaklaşık olarak 600 civarı ensest ilişki vuku bulmaktadır.. ensest ilişkinin yaşandığı ailelerin genel profili ise şöyledir: genellikle alkolik baba, içe kapanık bir aile, sözü aile içerinde geçmeyen bir anne, baskı ile büyütülmüş tırsak çocuklar...

    hakkında espriler yapmaktan çekinmeyen bir sozluk ahalisinin konu hakkında rasyonel düşünebilmesi gereklilğini vurgulamak elzem görünmektedir..
  • ¨.....sonra vakit buldukca hep yaptik.¨ diye biter bunlarin hikayeleri .
  • (iki kardeş arasında geçen konuşmadan)
    kız- bu işi babamdan daha iyi yapıyorsun..
    erkek- evet annem de öyle söylüyor!!
  • stajyer avukat olduğum için ikinci ayımdaki staj sorumluluğum; ağır ceza mahkemesindeki duruşmalara girip izlemek. bir hafta iki gün, bir hafta üç gün gidip duruşma izliyorum. ve istisnasız şöyle oluyor; o gün beş duruşma izliyorum diyelim, bunlardan mutlaka iki tanesi ensest. insanın duruşmada bile tüyleri diken diken olurken, midesi bulanırken, bununla bir ömür yaşamak zorunda olan insanlar var. öz kızına 7 yaşından 15 yaşına gelinceye kadar tecavüz eden hayvanlar var. bunların var olduğunu bildiğimiz bir dünyada yaşama zorunluluğumuz var. var da var. söyleyecek daha o kadar çok var ki ama işte insanın boğazına düğümleniyor kelimeler. sanırım en iğrenci de; kızına tecavüz eden kocasının aldığı hapis cezasını duyduğunda üzülen, kocası için ağlayan anneler.
hesabın var mı? giriş yap