• 2016 yılında elvir boliç ile karıştırılan futbolcu.
  • real madrid'ten kiralık olarak fenerbahçe'ye döndüğünde fenerbahçe'nin ilk maçı kocaelispor'laydı. fenerbahçe maçta 4-0 önde giderken, baliç kaleciyle karşı karşıya kaldı, düştü/düşürüldü, hakem devam kararı verdi. maç sonunda da erman toroğlu ve ahmet çakar pozisyonun penaltı olduğunu iddia etti.

    sonra baliç maç sonu röportajında pozisyonla ilgili "maçın son dakikalarıydı, yorulmuştum. kaleciyi geçince bıraktım kendimi" deyince, erman toroğlu da bunun üzerine "baliç neden yalan söylüyor, anlamıyorum. pozisyon yüzde yüz penaltı" açıklamasını yaptı.

    sanıyorum ki, baliç o anda türkiye'ye döndüğünü tam olarak hissetmeye başlamıştır.
  • kariyeri boyunca önce çok sevilen, sonra nefret edilen adam oldu o.

    fenerbahçe'ye transfer olmadan önce bursaspor'da kahramandı. bursaspor'un yaşadığı şampiyonluğu saymazsak, bursa'ya en unutamayacakları günleri o yaşattı. sonra yüksek bir bonservisle fenerbahçe'ye transfer oldu. gene bursa'da kahramandı.

    fakat fenerbahçe'ye transfer olduktan sonraki ilk bursa deplasmanında ise kendisini çağıran bursa tribünlerine gitmedi, bu isteği pek umursamadı. üzerine o maçta türkiye liglerindeki ilk kırmızı kartını gördü.

    bu maçtan sonra bursa'da antipatikleşen baliç, aynı dönemde fenerbahçe efsanesi olma yolunda ilerliyordu. o "baliç, sağ ayağınla vurur musun? vurursun. vuruyor ve gol" olarak hafızalarımızda yer ediniyordu. o performansı sergileyince de sene sonu transfer teklifleri de gelmeye başladı. "fenerbahçe'den başka sadece real madrid'de oynarım" gibi bir açıklamanın da sahibiydi.

    real madrid'e transfer olduğunda kulüp başkanı sanz "çok ucuza kapattık. çok daha pahalıya satacağız" açıklaması yaptı. madrid'de hazırlık maçlarında başarılı bir performans sergilese de, sakatlığın da etkisiyle arkası gelmeyince, yüksek bonservisin altında ezilmeye başladı. kendisi kiralık listesine kondu ve o dönemde "kefen giyerim, galatasaray forması giymem" açıklaması ile gündeme geldi.

    fenerbahçe'ye bu açıklamasının gazıyla gelen baliç, gaziantep maçında devre arasına 3-0 girildiğinde, stadı terk ederek, artık fenerbahçe efsanesi olmaktan vazgeçtiğini de ortaya koymuştu ve o gün takım arkadaşları mükemmel bir geri dönüş yaparak maçı 4-3'e getirmiş, baliç'e tarihi bir ayar vermişlerdi.

    sonrasında fenerbahçe'de de sevimsizleşen baliç, bir zaman sonra galatasaray'a transfer oldu. zaman zaman vasat, zaman zaman vasat üstü performans sergilese de, o formaya pek yakıştırılmadı. öyle olunca da, olmadı tabii.

    velhasılı şimdi bir ağacın altında bir kariyer değerlendirmesi yaptığında, "lan, ne salak hatalar yaptım, gençlik işte" diyordur, eminim.
  • pek kimse bilmez ama kendisinin zidane, figo, ronaldo gibi yıldızların henüz real madrid forması giymediği dönemden kalan bir şampiyonlar ligi şampiyonluğu var. hemde hamit ve nuri'nin la liga şampiyonlukları gibi değil çeyrek finalde manu, yarı finalde bayern karşısında forma giyerek.
  • hayat guzel ve ilginc, hem de cok. demistim daha onceleri kendisi cocukluk/genclik efsanemdir ve cok severim kendisini diye (bkz: #28350239). hakikatten de oyle. iyi adam, iyi insan...

    bir yaz gunu atlamisiz ucaga benim hanim, ben ve cocuklar ucuyoruz uzunca bir sure kaldigimiz yurtdisindaki bir ulkeden guzel ulkemize. yaz tatilimizi yapiyoruz bir guzelce ve artik yasadigimiz ulkeye geri donme zamanimiz gelip catiyor. tatilimizi sonlandirdigimiz ilden ucaga binip istanbul'a oradan da yasadigimiz ulkeye donecegiz. neyse efendim, gelmisiz havaalanina, bavullarimizi vermisiz ve guvenlik noktasindan gecip ucagimiza binmek icin bekleme salonundayiz. hanim bana sesleniyor;

    - semsi surada oturan adam tanidik geldi bana ama?
    + hangisi?
    - bak su kirmizi kisa pantolonlu olan
    + (cikariyorum kim oldugunu) tanimadin mi hakikatten?
    - hayir, kim ki?
    + uludag gazoz. sondur atesini reklami falan desem?
    - ha suu bosnak futbolcu. balic mi, bolic mi? neydi adi?
    + elvir balic. cok iyi topcuydu. cok macini izledim bursaspor'da oynarken...

    neyse efendim bozuntuya vermiyoruz tanidigimizi ve ucagimiza geciyoruz ve istanbul'a havalaniyoruz. bir bakmisiz elvir balic ekonomi sinifinda ucan bizim arkamizda ucuyor. yine onun kim oldugunu bildigimiz halde bozuntuya vermiyoruz ve ucusumuz sonlaniyor ve ucak aprona yanasiyor. ustteki valizleri alma asamasi baslarken yolculardan biri balic'in kim oldugunu cikariyor ve yanindaki ogluna;

    - bak oglum bu balic, soyle iyi futbolcuydu. galatasaray'da cok iyi oynadi, fenerbahce'de cok iyi oynadi

    diyerek ogluna balic'i gosteriyor ve balic gulumsuyor. bu olay sonrasi dayanamiyorum ve benim ve belkide bircok bursaspor'lu icin efsane olan balic icin;

    + en iyi futbolu bursa'da ve bursaspor'da oynadi rahmetli nejat biyedic zamaninda.

    diyerek konusmaya dahil oluyorum. balic bana bakiyor ve gulumsuyor. yuzumun ona tanidik geldigini, bursa'da nerede oturdugumuzu falan sorarak muhabbete basliyoruz. anlatiyorum, bursa'da su kadar sure yasadigimi ve o zamanlar surada oturdugumu, hemen hemen her macini bursa ataturk stadyumunda izledigimi. hanim ve cocuklar da muhabbetimize dahil oluyor. valizlerimizi almak icin ailem ve balic'le birlikte yola koyuluyoruz ve yol boyunca bursa'yi, bursaspor'un durumunu, elvir balic'li bursaspor'u, rahmetli nejat biyedic hocayi yad ediyoruz. fotograf cektirmeyi sevmeyen, unlu gorse yuzune dahi bakmayacak olan bendeniz, hayatinda ilk defa ailesi ve cocukluk/genclik efsanesi olan balic'le birlikte fotograf cektiriyor. valizlerimizi aliyor, balic bize iyi yolculuklar diliyor, biz de ona iyi gunler dileyip bir sonraki ucusumuz icin oradan ayriliyoruz...

    iyi adam, iyi insan...
  • sadece 1996 değil, old trafford'da herhangi bir gol atmamış emekli futbolcu
  • hep hüzünlerim elvir baliç ismini duyunca. kim ne derse desin, mükemmel bir futbolcuydu baliç. tekniği, şutu, çalımları... fenerbahçe'ye geldiğinde ne kadar mutlu olmuştum. sanki rüya gibiydi baliç'in fenerbahçe forması giyecek olması. keşke hiç gitmeseydi de doysaydık mükemmel futboluna. real madrid'e gittiğinde dünya yıldızı olacak diye düşünmüştüm hep. gerçi herkes düşünmüştü. ki öyle de olurdu. çok iyi futbolcuydu çok. ama o şanssız sakatlık mahvetti futbol hayatını.

    sözlükte hep sakatlık sonrası dönemlere ait entryler olduğundan dolayı, okuyup hatıralara dalamıyoruz, kornerden attığı golleri, bursa'yı tek başına sırtlamasını, fenerbahçe'deki efsane oyununu...

    hayran olunacak bir futbolcuydu baliç. ama nereden nereye işte.
  • 19 milyon dolar'a real madrid'e transfer olduğu zaman transfer rekoru 31 milyon euro ile cristian vieri'ye aitmiş. vieri'den önceki rekor da 22 milyon euro ile betis'e transfer olan denilson'a aitmiş. baliç'in ne kadar büyük paralara satıldığını buradan hesap edebilirsiniz.
  • konyaspor'a transfer olduktan sonra eşini ve 6 aylık çocuğunu istanbul'da bırakan ve kızının hastalandığını öğrendiğinde, ailesine yakın olabilmek için ani bir karar alan ve sakinleşince de ekmeğinin peşine düşmesi normal karşılanması gereken futbolcu. tutarsızlığı, 6 aylık bir çocuğu olan her babanın yaşayacağı kadar, şizofrenliği ise kendisini tanımadan ekran başından bok atacak kadar basit olanlardan azdır. üstüne yapışıp kalan o sözü ise söylememiştir.
hesabın var mı? giriş yap